12 yıllık AKP iktidarı, Alevi gerçeğini ve taleplerini inkâr etti. Onları oyaladı ve istismara başvurdu. Şimdi de Alevileri devlet içinde homojenleştirmek ve Sünnileştirmek istiyor

Bilal'e anlatır gibi AKP'ye anlatıyoruz!

TURAN ESER

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun bugün Dersim’de açıklaması beklenen “Aleviler için radikal adım” aslında, Alevilerin benliğine Sünnilik benliği katacak “radikal” adımlardır.

“Açılım paketinden” Alevilerin hak ve taleplerine ilişkin çözümün çıkmayacağı biliniyordu. AKP, hükümeti “çakma” Alevi temsilciliği üzerinden kendine meşru bir alan yaratmak istiyordu. Nitekim, cemevlerine ibadethane statüsü tanımak, zorunlu din derslerini ve Diyaneti kaldırmak paketin içinde ya da kenarında çıkmadı. 12 yıllık AKP iktidarı, önceki iktidarlar gibi Alevi gerçeğini ve taleplerini inkâr etti. Onları oyaladı ve istismara başvurdu. Şimdi de Alevileri devlet içinde homojenleştirmek ve Sünnileştirmek istiyor.

‘RADİKAL ADIM' YALANI
Çünkü “radikal adım” denilen asimilasyon araçları “Alevi açılımı” olarak dayatılıyor. Nedir açıklanması beklenen “adımlar”;

“Alevilik seçmeli ders” olacakmış ve mevcut zorunlu din dersinde Alevilik kısmı genişletilecekmiş. Bu, bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) hem 2007 hem de 2014 yılında hukuka aykırı olarak gördüğü zorunlu -Sünni- din dersleri ve zorunlu seçmeli -Sünni- din derslerinin ötesinde, Diyanet ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ulemalarının yazdığı “Sünnileştirilmiş Alevilik” demek.

“Seçmeli Alevilik dersi” eklenince bu derslerin hukuk dışılığı ve inanç özgürlüğüne aykırı özelliği kalkmış mı olacak? Hayır, aksine kambur büyüyecektir.

BÜROKRASİDE ALEVİLER
“Bürokraside Alevilere yönelik önyargı kırılacak”imiş! 12 yıllık AKP dönemi bürokraside Alevi kıyımlarının, ötekileştirilmesinin ayrımcılığının, sürgünün ve fişlemelerin doruk noktasıdır.

Bürokrasinin karar mekanizmalarından Aleviler temizlenmiş ve tek bir Alevi bırakılmamışken, bunun aktörü olan AKP iktidarının bugün ‘bürokraside Alevi ayrımcılığını ortadan kaldırma’ iddiasına kargalar güler.

CEMEVLERİNİN GİDERLERİ
Diğer bir “radikal adım” ise; “cemevlerinin giderlerini karşılamak”imiş!

Bu ise Alevilere “Cemevlerini ibadet yeri olarak görmüyoruz ama size sus payı olarak cemevlerinin elektirik ve su paralarını ödeyeceğiz” derinliğindeki ahlaksız ve onur kırıcı teklif olup; Alevileri devletten sadaka dilenen ve devlet parasıyla ibadet eden topluluk haline getirme rüşvetidir. Oysa Aleviler rüşvet ve sus payı değil, inanç özgürlüğü ve laiklik ekseninde hukuksal hak talep ediyor.

AKP iktidarının Dersim’de açıklaması beklenen diğer radikal adım olan “Dedelere umre gezisi planı” ise Alevileri, Kabe ve Mekke üzerinden “Sünnileştirilmiş dedeler” aracılığı ile sinsi bir asimilasyona tabi tutma projesini gündeme getirmiştir.

Alevi halkının gerçek talepleri:

1. Eşit haklar ve eşit yurttaşlık.
2. Cemevlerine yönelik ayrımcılık ve teolojik tanımlamalar yerine, cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınması.
3.. Devletin dinler ve inançlar karşında tarafsızlığı ile eşit muamele.
4. Gerçek laikliğe aykırı olan Diyanet gibi devlet dinini inşa eden tüm kurumların kaldırılması.
5. Zorunlu ve seçmeli mezhepçi din eğitimine son verilmesi, isteğe bağlı olarak dinler hakkında bilgi, dinler kültürü ve dinler felsefesinin çoğulcu, eleştirel, objektif kriterlere göre verilmesi.
6. Madımak Oteli’nin ‘Utanç Müzesi’ olması.
7. Alevilere ait dergâh ve tekkelerin Alevilere iade edilmesi.
8. Alevi köylerine zorla cami ve mescit yapımın durdurulması.

 

***

AKP iktidarının düşündükleri:

1. Sünni-Türk İslam sentezine uygun yurttaşlık gerekir.
2. Alevilik diye bir inanç ya da din yoktur. Sosyo-kültürel yapıdır.
3. Müslümanların dini günleri bellidir. Alevi inancı, dini ve bayramı yoktur.
4. Mezhepçi zorunlu din dersi ve zorunlu seçmeli Sünnilik dersleri herkesi kucaklıyor!
5. Cemevi ibadet yeri değildir. Müslümanların tek mabet yeri camidir. Aleviler camiye gelsin.
6. Devlet ve Diyanet herkese eşit yaklaşıyor.

***

Sorun nasıl çözülür?

Alevi talepleri ancak hukuk ve demokrasi ekseninde çözülebilir. Devleti yeniden insan haklarına dayalı çoğulculuk ekseninden yapılandırmak gerekir. Yani devletin Türk-Sünni-İslam sentezine uygun yapılanmış kurumları ve politikası ile Alevilerin ve diğer toplumsal kesimlerin taleplerini karşılamak mümkün değildir.