Zekice ve müziği iyi bilen insanlar tarafından yapıldığında sizi bir Beethoven veya Mozart veya Slayer gibi etkileyen elektronik müzik albümleri ortaya çıkıyor

Bilgisayarla yapılan müzik müzik değildir

Başlıktaki argümana bakıp “Barış da iyice uçtu” diyebilirsiniz. Demeyin çünkü bu argüman bana ait değil. Daha doğrusu ben de metalci bir ortaokul öğrencisiyken aynı argümanı savunuyordum. Çok kısa bir süre sonra The Progidy ‘The Fat Of The Land’ albümü elimize geçti. “Müzik yaparken alnından ter akacak, bilgisayardan müzik mi yapılır” yorumu yapan şuursuz bana walkman’imde kaset erittiren o albümden sonra her şey değişti. Kısa bir süre argümanımın çok saçma olduğunu algıladım, yanlışımdan döndüm, tövbe ettim.

Apollo 440, Chemical Brothers, Daft Punk filan derken bünyede devasa bir fırtına koptu. Lise sondayken tanıştığım ‘Club’ ortamı aklımı zaten başımdan aldı. O zaman kadar dudak büktüğüm elektronik müziği de metal kadar çok sevdiğimi anladım. Zeka ile yapılan müziğin türü her ne ise dinlenir ve sevilebilir. Tarzın olmadığı için beğenmediğin ile kötü müzik arasında çok fark vardır. Ve hatta belli bir müzik türüne “bu müzik değildir” demek kimsenin de haddi olmamalıdır. “Dijital müzik müzik değildir” argümanı Brian Eno’dan filan duysam durup bir düşünürüm bu adam söylüyorsa haklı olma ihtimali vardır diye. Hoş, Eno bile böyle bir şey söylese altına o kadar sıkı bir argüman koyar ki inanırsınız.

Allianz Motto Müzik adlı Youtube kanalımızı biliyorsunuzdur. Kanalda son iki aydır Türkiye’de ilk Ableton sertifikalı eğitim veren kuruluş olan Unis Academy’nin kurucusu DJ Cenk Üniş, Aslı Köse ile birlikte dersler veriyor. Son videolarından birinde alttaki yorum dikkatimi çekti: “Bilgisayarla yapılan müzik müzik değildir.” O kadar yanlış o kadar eski kafa bir yorum ki günlerdir aklımdan çıkmıyor. Dinlediğimiz neredeyse her müzikte bilgisayarlar kullanılıyor. Yani Aphex Twin gibi şarkıları yok diye Serdar Ortaç veya Demet Akalın’ın albümlerindeki müziğin çok da organik olduğunu söyleyemeyiz değil mi? Zekice ve müziği iyi bilen insanlar tarafından yapıldığında sizi bir Beethoven veya Mozart veya Slayer gibi etkileyen elektronik müzik albümleri ortaya çıkıyor. Sen makineyi çalıştır o devam etsin diye bir durum maalesef daha icat edilemedi. Ruhu yok dersen de çuvallarsın. New Order’a ya da Moderat’a ruhsuz demek hadsizliktir. Burial, Orbital, Squarepusher, Massive Attack, Autrechre veya DJ Krush kadar ruhlu olmayan klasik gitarcılar biliyorum. O yüzden önemli olan hangi fikri hangi enstrümanla ortaya döktüğün değil hangi ruhu yakalamaya çalıştığındır önemli olan. Benim için kötü ya da auto-tune’a boğulmuş bir yapay vokalli şarkılardan çok daha yüksek sanat içeriyor Kraftwerk’in Trans Europe Express’i mesela.

Kısacası elektronik müziği filtre ve efektlerden ibaret sananlar pek yanılıyorlar. IDM türünde zevklerimi merak edenleri Spotify hesabımdaki “Digitalism At It’s Best” listeme beklerim.


Etkinlikten etkinliğe koşalım

Bu haftasonu İstanbul’da gidilebilecek pek çok etkinlik var. Yarın sona erecek olan Zorlu PSM Caz Festivali yerini elektronik, hiphop ve doom metal sunan etkinliklere bırakıyor. Red Bull BC One Camp X Hip Hop Jam, UNKLE’lı kadrosuyla Parkfest zevkle takip edilebilecek etkinlikler. Bunların dışında İstanbul Street Trash etkinliği Salon İKSV’de cuma akşamı gerçekleştirilecek. ‘İstanbul Street Trash’ geçen ay yayınlanan 14 tane İstanbullu grubun şarkılarını barındıran bir toplama plak aslında. Plakta Rumblefish, Reptilians From Andromeda, Posteriti, Sülfür Ensemble, İstanbul Ska Foundation, Robotat, Tampon, She Past Away, Cemiyette Pişiyorum gibi güzeide gruplar var. Punk, garage rock, doom metal, darkwave gibi türlere yer veren bu toplama uzunçaların konserindeyse Dr. Moog Deniz Pınar, İstanbul Ska Foundation, Cemiyette Pişiyorum, Hedonistic Noise, Sülfür Enesemble, Tampon, Secondhand Underpants, Reptilians From Andromeda, Robotat ve The Young Shaven sahne alacak. Takip etmeniz dileğiyle.