2015’in ilk derbisinde fena halde kazanmak istemeyen Galatasaray’a, fena halde kazanmak istemeyen Beşiktaş eklenince, düğümü maçın asabi adamları çizdi.

Maçın ilk 45 dakikasındaki oyun Slaven Bilic’in, Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi maçlarını izleyerek yaptığı bir planlamanın sonucuysa, her ne kadar Hırvat teknik adamın maça başlama felsefesinin doğru olduğunu kabul etsek dahi 20. dakika sonrası oyunun gidişatına tepkisiz kalmasını yanlış olarak kabul etmeliyiz. Sarı-kırmızılıların topla en fazla oynayan oyuncusu Chedjou ile Semih’ti, hatta ilk yarının rakibi çalımla en fazla eksilten adamı Chedjou’ydu dersek durumu kavrayabilirsiniz. Bu 2 oyuncu topu ayağına alıp orta sahaya kadar geliyor, rakip yarı alanın ortasında Burak-Sneijder-Selçuk üçlüsüyle topu buluşturmayı deniyor, sonra da top Beşiktaş’a geçiyordu. Beşiktaş ilk dakikalarda Gökhan Töre ile kazandığı topları, rakip ceza sahası önünde atak organizasyonlarına dönüştürmeyi denedi ama daha sonra Demba Ba’yı koskoca bir yarım saat hücumda yalnız bıraktılar. Senegalli’nin maçın en etkisiz oyuncularından birisi olmasını kendisine değil Bilic’e bağlamak zorundayız. Halbuki maçın daha başında Gökhan Töre’nin, fiziksel olarak Alex Telles’e kurduğu üstünlük siyah-beyazlıların kullanabileceği bir madendi, bunu tercih etmedikleri gibi, Töre ikinci yarıda anlamsız şekilde daha diri ve daha mücadeleci Sabri Sarıoğlu’nun tarafına geçti.

Böyle bir kısır döngüyü Melo ve Veli Kavlak gibi 2 oyuncunun belirlemesi tesadüf değil. Golün hemen öncesinde bu 2 oyuncu ceza sahası içinde didişmiş ve Cüneyt Çakır kendilerini uyarmıştı. Korner atıldı, Veli Kavlak, ceza sahası içinde sonradan kendisine faul olduğu yönünde itiraz ettiği pozisyonda yerde kaldı, Melo topu ağlara gönderdi, 10 dakika sonra da Veli oyundan atıldı. Aslında Veli’nin Sneijder’ın yüzüne yaptığı o müdahale ile nasıl bir hata yaptığını, maçın kalan süresinden görmek mümkün. Galatasaray Atiba’nın olmadığı, Veli’nin atıldığı Beşiktaş orta sahasını geçip savunmasını zaman zaman 3’e 2, 2’ye 2 ve hatta 6’ya 3 yakalamasına rağmen maçı kopartamadı ve 11 kişilik bir Beşiktaş bu anlarda maça dengeyi getirebilirdi. Bilic ve takımı için kötü bir sınav.