BioNTech aşısında birinci ve ikinci doz arasındaki aralığın 6-8 haftaya çıkarılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof.Dr. Serap Şimşek Yavuz, durumun “bilimsel gerekçelerini” açıkladı.

Bilim Kurulu Üyesi Yavuz açıkladı: BioNTech aşısındaki ertelemenin 'bilimsel gerekçeleri' neler?

BioNTech tarafından geliştirilen koronavirüs aşısında birinci ve ikinci doz arasındaki aralık, Türkiye'de 6 ila 8 hafta arasına çıkartıldı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklanan karar tartışmalara neden olurken İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Koronavirus Bilim Kurulu Üyesi Prof.Dr. Serap Şimşek Yavuz, konuya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada durumun “bilimsel gerekçelerini” açıklayan Yavuz, tüm dünyada aşılara erişim konusunda ciddi sorunlar yaşandığını hatırlattı.

Güvenli ve etkili aşılamanın yapılabilmesinin hastalığın yayılımını ve ağırlığını engellemede anahtar olduğunu kaydeden Yavuz, “Bu soruna bir çözüm bulabilmek için bazı ülkeler aşıların 2. dozlarını geciktirmeyi tercih ederek en az bir doz aşı almış kişi sayısını artırma yoluna gitmiştir” dedi.

Bu uygulamanın uygunluğunu gösterecek bilimsel dayanakların hem SARS-CoV-2 aşılarının faz-3 çalışmalarında, hem diğer hastalıkların aşı çalışmalarında, hem de SARS-CoV-2 aşılarının gerçek yaşam verilerini içeren çalışmalarda bulunduğunu söyleyen Yavuz, şunları kaydetti:

“İngiltere’de gerçek yaşam verilerinin analizinde tek doz mRNA aşısının, uygulamadan 28 gün sonra 70 yaşta bile semptomatik infeksiyonu engellemede %70, COVID-19’a bağlı hospitalizasyonu engellemede %80, ölümü önlemede %85 civarlarında etkili olduğu hesaplanmıştır. Yine İngiltere’de sağlık çalışanlarında yapılmış bir başka çalışmada tek doz mRNA aşısı, aşılamadan 21 gün sonra hem semptomatik hem de asemptomatik COVID-19’u önlemede %70 gibi yüksek bir oranda etkili bulunmuştur. Benzer şekilde İsrail gerçek yaşam verilerinde de ilk dozdan sonraki ilk 28 günde mRNA aşısının %85-90 etkili olduğu gösterilmiştir.Ek olarak hem İngiltere’de hem de İsrail’de bu çalışmaların yapıldığı dönemde, şu an ülkemizde de olduğu gibi VOC 202012/01’in, yani V1’in baskın varyant olması, tek doz uygulamanın bu varyanta karşı da uygun olduğunu göstermiştir.İkinci dozun geciktirilmesinin ilerleyen süreçte epidemiyolojik ve evrimsel süreçleri nasıl etkileyeceği konusunda yapılan bir modelleme çalışmasında 2.dozun geciktirilmesinin, bağışık kişi sayısını artırmak suretiyle COVID-19 infeksiyonunu kısa dönemde azalttığı gösterilmiş ve aşı azken erken dönemde aşılı kişi sayısını artırmak için tek doz uygulayıp, sonrasında aşı kapasitesi arttıkça ikinci dozların uygulanmasının uzun dönem istenmeyen epidemiyolojik ve evrimsel sonuçları azaltabileceği sonucuna ulaşılmıştır.”

Yavuz tarafından yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

“BNT162b2 mRNA Aşısının 1 ve 2. Dozları Arasının 6 (veya 8 veya 12) Hafta Yapılmasının Bilimsel Gerekçeleri SARS-CoV-2 pandemisi devam ederken, güvenli ve etkili aşılamanın yapılabilmesi hastalığın yayılımını ve ağırlığını engellemede anahtar bir yöntem haline gelmiştir. Ancak.. Ancak tüm dünyada aşılara erişim konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Bu soruna bir çözüm bulabilmek için bazı ülkeler aşıların 2. dozlarını geciktirmeyi tercih ederek en az bir doz aşı almış kişi sayısını artırma yoluna gitmiştir (1) Bu uygulamanın uygunluğunu gösterecek bilimsel dayanakları hem SARS-CoV-2 aşılarının faz-3 çalışmalarında, hem diğer hastalıkların aşı çalışmalarında, hem de SARS-CoV-2 aşılarının gerçek yaşam verilerini içeren çalışmalarda bulunmaktadır:

Faz 3 çalışmasında tek doz uygulanan BNT162b2 mRNA aşısının etkinliğinin 1.dozdan sonraki 15-21.günde %92.6 olduğu görülmüştür (2, 3).Bir diğer SARS CoV-2 aşısı olan ChAdOx1 çalışmasının verileri, doz aralığının daha uzun olmasının daha iyi korunma sağladığını göstermiştir.

İNGİLTERE VE İSRAİL ÖRNEĞİ

COVID-19 insidensinin artış göstermesi ve riskli grupların mümkün olduğunca hızlı aşılanmasının gerekliliği dikkate alınarak, İngiltere’de mRNA aşılarının 12 hafta arayla 2 doz uygulaması yapılmış ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

İngiltere’de gerçek yaşam verilerinin analizinde tek doz mRNA aşısının, uygulamadan 28 gün sonra >70 yaşta bile semptomatik infeksiyonu engellemede %70 , COVID-19’a bağlı hospitalizasyonu engellemede %80, ölümü önlemede %85 civarlarında etkili olduğu hesaplanmıştır.

Yine İngiltere’de sağlık çalışanlarında yapılmış bir başka çalışmada tek doz mRNA aşısı, aşılamadan 21 gün sonra hem semptomatik hem de asemptomatik COVID-19’u önlemede %70 gibi yüksek bir oranda etkili bulunmuştur. Benzer şekilde İsrail gerçek yaşam verilerinde de ilk dozdan sonraki ilk 28 günde mRNA aşısının %85-90 etkili olduğu gösterilmiştir. Ek olarak hem İngiltere’de hem de İsrail’de bu çalışmaların yapıldığı dönemde, şu an ülkemizde de olduğu gibi VOC 202012/01’in, yani V1’in baskın varyant olması, tek doz uygulamanın bu varyanta karşı da uygun olduğunu göstermiştir.

'AŞILAMA ORANI YÜKSEK SEVİYELERE ÇIKARILMALI'

İkinci dozun geciktirilmesinin ilerleyen süreçte epidemiyolojik ve evrimsel süreçleri nasıl etkileyeceği konusunda yapılan bir modelleme çalışmasında 2.dozun geciktirilmesinin, bağışık kişi sayısını artırmak suretiyle COVID-19 infeksiyonunu kısa dönemde azalttığı gösterilmiş ve aşı azken erken dönemde aşılı kişi sayısını artırmak için tek doz uygulayıp, sonrasında aşı kapasitesi arttıkça ikinci dozların uygulanmasının uzun dönem istenmeyen epidemiyolojik ve evrimsel sonuçları azaltabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Ancak tüm aşılama süreçlerinde, dikkatli klinik değerlendirmeyle korunmanın gücü ve süresinin belirlenmesi sağlam halk sağlığı politikaları uygulamak için zorunludur. Ayrıca aşı doz araları açılırken aşılama oranları da yüksek seviyelere çıkarılmalıdır. Gelinen noktada salgının hızla kontrol altına alınabilmesinin yolu sıkı kapanma önlemlerinin alınması ve mümkün olduğunca kısa sürede mümkün olabilen en fazla kişinin aşılanmasıdır. Bu uygulama can kayıplarını ve varyant gelişimini de engelleyecektir."