Google Play Store
App Store
Bilimde bu hafta
Fotoğraf: Victoria Müzesi

Haber Merkezi

AVUSTRALYA’DA DİNOZOR FOSİLİ BULUNDU

Paleontologlar, yaklaşık 120 milyon yıl önce Avustralya’da yaşamış, büyük pençelere sahip bir dinozorun fosillerini gün yüzüne çıkardı. Bilim insanları, bu fosilin şimdiye kadar keşfedilmiş en eski megaraptorid örneği olabileceğini düşünüyor. Bu buluş, bölgenin tarihine dair bildiklerimizi kökten değiştirebilir.

Yaklaşık 143 milyon yıl önce başlayıp 66 milyon yıl önce sona eren Kretase Dönemi’nde Avustralya, Antarktika, Yeni Zelanda, Afrika, Hindistan ve Güney Amerika ile birlikte süper kıta Gondvana’nın bir parçasıydı. Ancak kıtanın zamanla ayrılmaya başlaması, dinozorların evrim sürecini de etkiledi. Örneğin, Güney Amerika’da carcharodontosaurus grubuna ait dinozorlar baskınken, megaraptoridler bu gruba rakip oldu. Carcharodontosauruslar, tıpkı T-rex gibi 13 metre uzunluğa ulaşabilirken, megaraptorlar 9-10 metre civarında bir boya sahipti. Independent Türkçe’nin haberine göre araştırmalar, Avustralya’da bulunan megaraptorların yaklaşık 6 metre, carcharodontosaurların ise 2 ila 4 metre uzunluğunda olduğunu ortaya koydu. Boyut avantajı nedeniyle Kretase Dönemi Avustralyası’nda megaraptorların baskın tür olduğu düşünülüyor. Bu etçil dinozorlar, keskin dişleri ve güçlü ön ayaklarındaki devasa pençeleriyle avlarını etkili bir şekilde avlıyorlardı.

MARS’TA PLAJ BULGULARI EDİNİLDİ

Yeni bulgular, Mars’ın bir zamanlar yalnızca dev bir okyanusa değil, aynı zamanda güneş, kum ve dalgalarla dolu plajlara da ev sahipliği yapmış olabileceğini gösteriyor. Araştırmacılar, Kızıl Gezegen’in kuzeyinin geçmişte devasa bir su kütlesiyle kaplı olduğunu ve yaşam için daha elverişli bir ortam sunduğunu düşünüyor. Bu çarpıcı keşif, 2021’de Mars’a iniş yapan Çin’in Zhurong keşif aracından alınan veriler sayesinde mümkün oldu. Araç, gezegenin yüzeyinin altını inceleyebilen özel bir radar sistemiyle donatılmıştı. Hem düşük hem de yüksek frekanslı radar kullanarak, gömülü kaya oluşumlarını haritalandırabiliyordu.

Elde edilen veriler, Mars yüzeyinin altında, bir zamanlar okyanusun varlığını gösteren katmanlı kaya yapıları ortaya çıkardı. Araştırmacılar, bu katmanların Dünya’daki plajlardakine benzer bir oluşum sergilediğini belirledi. Suyun hareketiyle taşınan tortuların deniz tabanına eğimli bir şekilde birikmesi sonucu oluşan bu yapılar, Mars’ta dalgaların ve kıyı akıntılarının izlerini barındırıyor. Bulgular, gezegenin geçmişte bugünkünden çok daha sıcak ve nemli bir iklime sahip olabileceğini ve büyük su kütlelerinin belki de milyonlarca yıl boyunca varlığını sürdürdüğünü öne sürüyor. Independent Türkçe’nin haberine göre biliminsanları, bu uzun süreli nemli dönemlerin, Mars’ta yaşamın gelişmesine olanak tanımış olabileceğini düşünüyor.