Koronavirüse karşı alınan tedbirler nedeniyle seyircisiz oynanan derbide Galatasaray ile Beşiktaş 0-0 berabere kaldı

Bilimle inat derbisinin kazananı yok

Bülent Kalafat

Virüsün yayılmasını engellemek adına liglerini ertelemeyen bir avuç ülke arasındayız. Bu utanç verici ortamda spor müsabakası yapmanın saçmalığını, Fatih Terim ile Sergen Yalçın maç öncesi konuşmalarında kendi tarzlarıyla ifade ettiler. Aslında sahaya çıkan takımların futbol oynamayarak bu anlamsız uygulamayı protesto etme şansı vardı. Gelin gelelim biz alışageldiğimiz gibi seyircisiz bir maç seyretmiş olduk sadece.

Sivas maçındaki gibi Donk ile Marcao’nun arasına girip top çıkaran Lemina’ydı. Onun öndekiler ile bağlantısını kurmak içini Seri ve gene sık sık merkeze düşen Feghouli görevlendirilmişti. Caner’in Cezayirli oyuncuya top aldırmamak adına yerini doğru olarak terk ettiği ve N’Koudou’ya bıraktığı sekanslar izledik. Galatasaray hücumları sağdan sola yönlendikten sonra, N’Koudou’unun da merkeze çok yanaştığı anları kollayıp sağdan koşu atamayan Mariano, ev sahibinin ofanstaki net zaaflarından birini doğurdu.

İlk 10 dakika boyunca Beşiktaş panik yapmayan oyuncusu bol olan rakibine biraz fazla önde basmaya çalıştı. Gökhan olmasa, Donk’un uzun pasıyla arkaya sarkan Onyekuru bu yanlışın bedelini kesecekti. Bu dakikadan sonra Beşiktaş daha akıllıca savunma yaptı. Yarım saat dolduğunda sonuç vermeye başladığını gören Burak da iştahlı bir şeklilde dahil oldu bu savunmaya. Yalçın’ın ekibi bu sene bir ilki gerçekleştirip devre bitene kadar şut atamasa da, ön alan baskısı ve direkt toplar üzerinden son derece ciddi tehditler oluşturdu.

Fatih Terim, Seri-Lemina ikilisine geriden oyun kurdurma vanasını biraz fazla açmış olabilir. Muslera’nın sahadaki 13 futbolcudan daha fazla isabetli pas yaptığı bir devre oynanmasında Beşiktaş’ın ön alan baskısı kadar Terim’in bu tercihinin payı vardı. Oyun merkezini ekstrem derecede geriye alan bu oyun kurmalar, ilk 45’te Galatasaray’ı duran toplara biraz fazla muhtaç bıraktı. Belhanda’nın yerine giren Ömer’den top taşıyarak buna biraz çare olması istenmiş olmalı.

50-60 arası iki takım da maçtaki en net fırsatlarını son pasları veremeyerek harcadı. Galatasaray Feghouli’nin merkeze düşmesi üzerinden, Beşiktaş ise ön alan baskısında hata yapan Lemina üzerinden golle burun buruna geldi. Gökhan 60’tan sonra, geçen sezonki maçtaki gibi, sakatlanıp çıkınca, Onyekuru şöleni için müsait bir ortam oluştu. Nijeryalı kanat ve Ömer’in sürüklediği tehlikelere son 15’te set çekenin Karius olması Sergen Yalçın adına hoş bir sürprizdi.

Yalçın Yeni Malatyaspor antrenörü olarak Beşiktaş’a karşı oynattığına benzer bir taktik uyguladı. Ligin en formda takımına karşı deplasmanda bu doğru bir tercihti. Skor birer puanı eşit dağıtsa da, oyun anlamında istediğini alan ve rakibinin çalışılmış hücumlarına izin vermeyen Beşiktaş’tı. Galatasaray’ın pozisyon bulmasına neden olan bireysel hataların çok azı sarı-kırmızılıların bilinçli baskısı sayesindeydi. 67’de sakatlanan Boateng yerine giren Ljajic’in top kayıpları ve savunma etkisizliği olmasa ev sahibi son anlardaki baskıyı da kuramayabilirdi.