Adalet için mücadele eden Emine Şenyaşar, “Biliyorum, Türkiye’ye adaleti kadınların mücadelesi getirecek” diyor. Doku ise dayanışmaya vurgu yapıyor. Mısra Öz de “Adaletin alt üst olduğu bir ülkede yaşıyoruz” derken Asuman Gündüz, “Kadınlar daha güçlü, sabırlı ve daha inatçı” diye konuşuyor.

Biliyoruz, adaleti getireceğiz

Filiz Gazi

1995'ten bu yana sokakta olan Cumartesi Anneleri, 2020’den beri haber alınamayan kardeşi için bir kenti, bir ülkeyi ayağa kaldırmaya çalışan Aygül Doku, eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar’ın bir yıla yakın süredir adliye önündeki nöbeti, Çorlu Tren Katliamı’nda oğlunu kaybeden Mısra Öz’ün, oğlunu içkili sürücünün aracıyla çarpması sonucu kaybeden Asuman Gündüz’ün adalet arayışı…

Kâh adliye önünde, kâh Meclis’e sesini duyurmaya çalışırken kâh da sokaklarda… Kaybettiklerinin yasının yanında yetmezmiş gibi adalet için mücadele veren kadınlar düşünüldüğünde akıllara onlarcası gelebilir. Niçin adalet mücadelesinde en önde kadınlar var? Direnen, ses veren kadınlarla konuştuk.

YORULMADIM, YORULMAM

29 yıl önce kaçırılarak gözaltında katledilen Özgür Gündem Gazetesi Muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe, yıllardır alanlarda olduğunu şu sözlerle anlatıyor: “Hiçbir gün ölüm haberi duymadan geçmiyor. Hamile, şort giyen, mücadele eden kadınları tehdit ediyorlar. Bu gidişatı iyi görmüyorum ama 1994’ten bu yana mücadelenin içindeyim. Galatasaray önündeyim, alanlardayım, mitinglerdeyim. Yorulmadım, yorulmam. Ben bugün varım, yarın yokum. Sizler için devam ediyorum."

Tepe, “Berkin’in de Gülistan’ın da annesi mücadele ediyorum. ‘Gülistan nerede, ekmek alan çocuğu kim vurdu’ diyorum” diye konuşuyor.

Urfa Suruç’ta 2018’de AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ile iki oğlu katledilen, bunun üzerine adliye önünde adalet nöbetine başlayan Emine Şenyaşar “Neden kadınlar adalet mücadelesinde en ön sıradalar” sorusuna şöyle yanıt veriyor: “Çocukları haksız bir şekilde hapiste olan, öldürülen bir kadın bunu sineye çekip evinde oturamaz. Adaletsizliğe uğrayan herkes için adalet istiyorum. Anneler ağladığı sürece Türkiye’ye huzur gelmez. Bir yıldır adliye önünde nöbet tutuyorum. Her gün 40 km Suruç- Urfa arası gidip geliyoruz.”

Şenyaşar’ın kadınlara mesajı ise şöyle: “Türkiye’de zulüm var, yoksulluk var. Kadınlar bunu kabul etmesinler. Tek ses ‘adalet’ diye haykıralım. Biliyorum, Türkiye’ye adaleti kadınların mücadelesi getirecek.”

ÜLKENİN SINIRLARINI AŞTI

Dersim’de iki yıldır kayıp olan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku ise şöyle anlatıyor mücadelesini: “Bugün ben annemin yaşadıklarını elimden geldikçe anlatmaya çalışan biriyim. Yoksa ben değil, bizzat annemdir bu mücadelenin öncüsü. ‘Gülistan Doku nerde?’ sorusu ülkemin sınırlarını aşmış bir soru artık. Anneme destek olan milyonlarca kadın var. Bu umut verici bir şey… Bu demek oluyor ki, hiçbir kadın diğer bir kadının karanlıkta kalmasına tahammül etmiyor.”

Doku, kardeşini ararken kayıp başka bir kadının cesedinin bulunduğu anı anlatırken “İnanın o an ateş olsaydım bütün dünyayı yakardım” diyerek ifade ediyor: “Gülistan’ı ararken bir kadın bedeni suda bulundu. Dalgıçlardan biri yanıma koştu, bir kadın bulduk ama Gülistan değil dedi. Görmek istedim. Kayıp bir kadınmış. Adı Esma’ydı. Bir kadın, gencecik bir kadın orada yatıyordu. 27 yaşındaydı, benimle yaşıttı. Avazım çıktığı kadar bağırdım. Şunu fark ettim, kız kardeşimi ararken diğer kardeşlerimin tırnaklarının dahi incinmesini asla kabul edemeyecek duruma gelmişim. Bugün hiçbirimiz karanlıkta kalmayalım diye ben bütün kadınları Gülistan’a sahip çıkmaya davet ediyorum.”

İNANARAK YAŞAMAK

Çorlu Tren Katliamı’nda oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz ise “Kadınlar daha güçlü ve daha cesaretliler” diye başlıyor sözlerine ve şöyle devam ediyor: “Adalet arayan kadınlar, evlatlarının katledilmesinin ardından adalet arayışına girdiler. Asla vazgeçmememiz gerekiyor. Adalete olan inancımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Çünkü adaletin altüst olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve her birimiz bu inancımızı kaybettik ama yeniden geri kazanacağımıza inanmamız gerekiyor. Güzel günlere ulaşabileceğimize inanarak yaşamamız gerekiyor.”

Öz, son olarak herkesin adalete ihtiyacının olacağını hatırlatıyor: “Başka hayatların bizim hayatımızın da aynası olabileceğini unutmamamız gerekiyor. Adalet dediğimiz şeye sadece bir can kaybetmenin ötesinde hayatımızın herhangi anında ihtiyaç duyma olasılığımız var.”

YAN YANA GELİRSEK…

Ankara’da 15 Temmuz 2020’de yüksek alkollü olduğu tespit edilen bir sürücü, 19 yaşındaki profesyonel bisikletçi Umut Gündüz’ün ölümüne neden oldu. Mahkeme, sürücüye 'Taksirle ölüme neden olmak' suçundan iyi hal indirimiyle cezayı 4 yıl 5 ay 10 güne indirdi.

Umut’un annesi Asuman Gündüz, “Toplum kadınları zaten görmezden gelirken adalet mücadelesi yürütmemiz elbette zor” diyor ve ekliyor: “Tek başına zor, bir araya gelmemiz gerekiyor. Niçin kadınlar hep önde? Kadınlar daha güçlü, sabırlı ve daha dirayetli… Daha inançlı ve daha inatçılar. Adalet için kadınlar yan yana gelirse, dünya yerinden oynar demek istiyorum. Adalet için savaşırken, acının yükünü bir tarafa bırakıyoruz. Bir tarafta acı, diğer tarafta adalete erişme… Zamanla bulamadığınız adalet daha çok can yakıyor. Cezasızlığın can yakıcılığını anlatamam.”