Uzman denilen kerameti kendinden menkul kimselerin, dünyanın dört yanında “algı yönetimi” yapmak için üretilmiş tetikçiler olduğu ortaya çıktı iyice! Piyasacılığın hükmünün sürmesi için halkla ilişkilercilere, reklamcılara, sosyal medya uzmanlarına gereksinim duyulduğu kadar; algı oluşturacak araştırma şirketlerine, faydası belirsiz uzmanlara, sermaye hizmetkârı sosyal bilimcilere ve elbette gazetecilere muhtaç düzen. Sömürü düzeni, kan emici ilişki ağını böylece güvence altına alıyor.

“Trump’ın beklenmedik başarısı” diye şaşkına dönenler, dünyayı bu ahmakların gözüyle algılamaya çalışanlar. Trump’ın kazanması şaşırtıcı değildir, hatta tersi tuhaf olurdu. Verileri alt alta koyunca Clinton’ın en ufak bir şansı olmadığı ortaya çıkar. Düzenin bekçileri, yürütücüleri istedi diye toplum tüm davranışlarını biçimlendirmez. Bir biçimde kendini ifade etmek ister ve bunun en iyi yolu da başkaldırıdır. Kavga etme isteğini, küfür etme arzusunu kim karşılarsa, onun arkasına düşer güruh. İşte Trump bu gereksinimi giderdi!

ABD halkı dünyanın en duyarsız, cahil ve gamsız kalabalığı! Yeme içme düşkünü. Kendine dokunmadığı müddetçe dünyada kıyamet kopsa umuru değil bu halkın. Terör geldi onları vurdu ve akılları bir nebze başlarına geldi gibi oldu. Yoksullaştı büyük yığın, öfkelendi bu yüzden. Dünyanın sahibi bir imparatorluk olmak sıradan insanın yaşamında hiçbir anlam ifade etmiyordu. Düşünmeye ne zamanı, ne de niyeti bulunmayan yığın, güdüleriyle davrandı ve kendi dilinden konuşan kabadayıyı başkan yaptı. Niye?

IMF, Dünya Bankası, Silikon Vadisi, Borsalar, BM ve küresel kavgalar günlük yaşamda karın doyurmuyor. Holywood yıldızlarının ağdalı sözlerine, entelektüel dünyanın kibirli haline, para babalarının net tercihlerine ve basının açıktan saldırgan tutumuna karşı ABD’li yığın Trump’ı istedi. Çünkü kimsenin özgürlük, barış, eşitlik, adalet beklentisi yok. Ham bir bencillik içerisinde, boks ringinde dövmek istediklerine vuruyordu Trump! Çok zengin ve kabadayıydı. Herkese kafa tutuyordu. Mesele bunca yalın aslında… Güruh bilerek ya da bilmeyerek kapitalizmin bu kokuşmuş haline küfür etmek istiyordu, edeni başkan yaptı. Yani değişim kazandı!

Her değişim olumlu yönde olmaz kuşkusuz. Lâkin bataklığın içinde debelenen insanlar güdüleriyle karar verir. Öyle oldu. Sistemin baskın söylemini ayakaltına alacağını söyleyen Trump, yani dünyanın yeni kabadayısı kazandı. Bu yığının büyük beklentisi olduğunu da sanmıyorum. Şamar indirmek istiyorlardı, başardılar. Obama’nın, Clinton’ın temsil ettiği sahte değerler yıkıldı ve maskeli balo bitti. Irkçılık, dinbazlık, her tür muhafazakârlık iktidar oldu. Nihayetinde yığın intikam aldı.

Muhtemelen yükselen İslamcı terörden korktukları için, çocukları Ortadoğu’da bok yoluna ölmesin diye de bu tercihi yaptılar. İmparatorluklar hükümdarlar için gereklidir, halklar, yurttaşlar için değil! Bana kalırsa şöhretli oyuncuların hakaretleri, basının alaycı tutumu, tüm para piyasalarının felaket senaryoları Trump’ın zaferinde büyük rol oynadı. Artık insanlar, üzerlerine boca edilen bu neoliberal değerlerden bıktı. Günlük yaşamda yoksulluk, işsizlik, mutsuzluk artıyor. Bu öykü bize tanıdıktır.

RTE; TÜSİAD, büyük medya, ordu ve egemen tüm değerlerle dövüşerek iktidar oldu. Şimdi de onları ele geçirdiği için kendi düzenini kuruyor. Bu yüzden de esasen en güçlü göründüğü şu günler, zayıfladığının farkında eğil. Saray, sultanlık bir süre göz boyasa da yeni bir mevcut durum oluştu ve yakın zamanda bencil yığınlar, payına düşeni az bulacak ve itiraz edecek. O(HAL)de esas korku kaynağı budur. Liberal tezler bir zaman geliyor ve kendi kendini yok ediyor!

Sosyalistlerin işi çok zor bu koşullar altında! Yığınlar bu düzenin kokuşmuş olduğunu biliyor, değişim istiyor. Ancak salgın cehalet kaba kuvveti, küfrü bir yöntem/olanak biçiminde algılıyor. Oysa bireyin kendi çıkarını görebilmesi için; sarhoşluk veren milliyetçilikten, kutsal söylemlerden, muhafazakârlıktan kurtulması gerekir. Bunun için de düşünsel bir zemine ihtiyaç var. Kimsenin bu yönde bir çabası olduğu da görünmüyor.

Demem o ki, RTE’nin gelişini sezemeyenler, Trump’ın seçim zaferine şaşırdılar. Oysa görünen köy kılavuz istemez! Sorun şu: Güruhun tepkisi var, lâkin düzeni değiştirecek bir seçeneğe yönelmiyor. Kapitalizm kılık değiştirerek hükümranlığını sürdürüyor. Esas sorun bu cehalet karşısında sosyalistler ne yapacak? Biz ne yapacağız?

Hillary ve Trump arasında olan bir seçim değildir, ölümlerden ölüm beğenmektir!