Kimse Bin Ladin’in öldüğünü reddetmiyor. Skandallardan biri, onun Pakistan tarafından saklanmış olması. Pakistan’la ABD’nin yanlış bir operasyon tezgâhlamış olması da diğeri…

Bin Ladin’in ölümü

VİJAY PRASHAD

Amerikalı deneyimli araştırmacı gazeteci Seymour Hersh, Usame Bin Ladin’in 2 Mayıs 2011’deki ölümünün Amerikan hükümetinin anlattığı gibi gerçekleşmediğini iddia etti. Beyaz Saray bir gün sessiz kalırken, Hersh’ün ortaya attığı iddiaların gerçek olabileceğine dair haberler çıktı. Bu noktada, Amerikan hükümeti iddiayı reddetti. Fakat bu ret, konunun üzerine tekrar düşünülmesine engel olamadı. Ortalıkta bir skandal dolanıyor ve henüz nereye gideceği net değil.
Amerikan hükümeti ne anlatmıştı? ‘Zero Dark Thirty’ filminin hikâyesi, resmi söyleme yakın. Bin Ladin’in adamlarından biri, işkence altında, CIA’in kurye ağına girmesini sağlar. CIA kuryeyi Bin Ladin’i Pakistan’ın Abbottabad kasabasında bulana kadar takip eder. Sahte bir çocuk felci aşısı, CIA’in Bin Ladin’in DNA’sına ulaşmasını sağlar. Bu noktada, Beyaz Saray, ordudan izin almaksızın, deniz komandolarını Pakistan’a yollar ve Bin Ladin’i ele geçirir. İki helikopter çarpışmış olmasına rağmen, baskın planlandığı gibi gider. Çatışmada Bin Ladin öldürülür. Cesedi önce Afganistan’a oradan da denize atılacağı Carl Vinson gemisine getirilir. Ele geçirilen istihbarat hazinesi de CIA’e devrolur.

GERÇEKTE NE OLDU?
Öncelikle, Bin Ladin hakkındaki bilgi, 2010 yılında Pakistan istihbaratı (ISI) yetkilisinden geldi. Bu yetkili CIA’in İslamabad, Pakistan’daki bölge şefine bilgileri sattı. Sonra, Pakistan’ın deneyimli gazetecisi Amir Mir, Hersh’ün hikâyesinin bu bölümünü güçlendirdi. Mir, istihbarat yetkilisinin şu an Amerika’da yaşayan Tuğgeneral Osman Halid olduğunu söyledi. Onların kaynakları, Tuğgeneral Halid, ISI’nın Bin Ladin’i 2006 yılında tutukladığını ve onu Pakistan askeri akademisinden çok da uzak olmayan Abbottabad’da tuttuğunu söyledi. Daha sonra Amerika, Pakistanlı generallere gitti ve bir anlaşma önerdi ve Bin Ladin’in kendilerine teslim edilmemesi halinde, Pakistan ordusuna sağlanan yıllık yardımın kesileceğini söyledi. Genelkurmay Başkanı Eşref Kayani teklifi bir şartla kabul etti; Amerika Bin Ladin’i gelip alabilirdi ancak teslimden bir hafta sonra, İHA saldırısında öldürüldüğü açıklanacaktı. Amerikan helikopterleri Afganistan’dan geldiğinde, Pakistanlılar anlaşmanın bozulduğunu anladılar ve Bin Ladin öldürüldü.

Ne yazık ki, Pakistanlılarla yaptıkları anlaşmayı çiğneyen Başkan Obama, baskını ve o gece Bin Ladin’in öldürüldüğünü duyurdu. Hersh bunun nedenini söylemiyor. Fakat basit yanıtlar var. İlk sorun Amerika’ya ait helikopterin Bin Ladin’in bulunduğu binaya çarpmasıydı ve baskın Abbottabad’daki küçük bir kahve dükkânının sahibi Sühayib Athar tarafından tweet ile bildirilmesiydi. Cin şişeden çıkmıştı. Ve belki de Obama seçim öncesi kendini parlatmak istemişti. Pakistanlılar aptal yerine konmalarına rağmen bir şey söyleyemediler. Anlaşma açık bir şekilde konuşulamazdı, çünkü bu Bin Ladin’i beş yıldır sakladıklarını itiraf etmek anlamına gelecekti.

Pakistan için açık ki resmi hikâye yalan. 2011’in Aralık ayında Pakistan basını söylentilerle çalkalandı. Eski İstihbarat şefi General Ziyaeddin But, Bin Ladin’in Pakistan’daki ikametinin General Pervez Müşerref’in bilgisi dahilinde Tuğgeneral Icaz Şah tarafından ayarlandığını söylemişti. Korgeneral Ahmet Süha Paşa, da Mart 2014’te, New York Times’ın deneyimli muhabiri Carlotta Gall’a buna benzer açıklamalar yapmıştı. (Gall, Hersh`ün yazısından sonra onu savundu) Hersh Suudilerin Bin Ladin`in ikameti için ödeme yaptığını iddia ediyor. Bu ispatlanmadı, fakat olanaksız değil. Her şeyden önce, Suudiler, Bin Ladin’in sessiz olmasını istiyordu – Ya Pakistan’da dış dünyayla bütün bağı kesilmiş şekilde ev hapsinde ya da ölü olarak… Suudilerin parası ilkine gitti, Amerikalılar ikincisini yaptı. Dünya, Bin Ladin’in 1990’larda ve 2000’lerin başında kim tarafından finanse edilip göz kulak olunduğunu duyamadı.
Kimse Bin Ladin’in öldüğünü reddetmiyor. Skandallardan biri, onun Pakistan tarafından saklanmış olması. Pakistan’la ABD’nin yanlış bir operasyon tezgâhlamış olması da diğeri… Bu skandalın yansımaları henüz ortaya çıkmadı ama çıkacak, derinliği henüz çözülmedi ama çözülecek.

Çeviri:Ömür Şahin Keyif