İstanbul Çatladıkapı’da Bizans döneminden kalma 1165 yıllık Bukaleon Sarayı içinde ve çevresindeki tarihi eserlerin yağmalanmasıyla....

İstanbul Çatladıkapı’da Bizans döneminden kalma 1165 yıllık Bukaleon Sarayı içinde ve çevresindeki tarihi eserlerin yağmalanmasıyla harap hale gelirken, yetkililerin vurdumduymazlığı sonucu yıkılmayı bekliyor....

Yusuf Ziya Ay

İstanbul Eminönü’ndeki Sahil Kennedy Caddesi üzerinde yer alan Bizans deniz surlarına bitişik Bukaleon Sarayı harabeleri, tarih yağmacılarının mekânı oldu. Bizans zamanında bugünkü Sultanahmet Meydanı’ndan sahildeki deniz surlarına kadar geniş bir alanı kaplayan Büyük Bizans Saray kompleksinin bir parçası olan tarihi yapı, geçmişte imparatorların yaşadığı görkemli zamanlarını hüzünle anıyor.
İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmesinin ardından tarihi yarımadadaki Sultanahmet ve çevresini restore etmeye başlayan yetkililer, aynı yarımadanın hazinelerinden Marmara sahilindeki Bizans surları ve Bukaleon Sarayı’nı gözden kaçırıyor.
Binlerce yıllık surlarında gecekondu kuran insanları denetleyen hiçbir yetkilinin çıkmadığı 3 bin yıllık görkemli kent İstanbul’da, yetkililer ve kent halkının çoğunluğu dışında binlerce  yabancı turist Bukaleon Sarayı harabelerini görmeye geliyor. Turistlerin, içindeki çöp birikintileri ve idrar kokusuna  katlanarak gezdiği tarihi saray, M.S 842’de inşa edildi. İmparator Justinianus’un saray topluluğuna eklediği en önemli yapılardan birisi olan ve Hormistas Sarayı adıyla da bilinen Bukaleon Sarayı’nın çok az, ancak değerli kalıntısı günümüze ulaşabildi.

DEMİRYOLU YAPILIRKEN DE TAHRİP OLMUŞ                         
Sarayın bir bölümü 20’inci yüzyılın başında  buradan geçirilen Sirkeci demiryolunun yapımı sırasında yıkılmış ve büyük bir kısmı da çevrede yapılan apatmanların altında kalmıştı. Günümüzde sahil yolu üzerinde mermer söveli pencereleri ile bu sarayın mahzeni ve görkemli kapısı görülebiliyor. Saray, II. Justinianus zamanında batıya doğru genişletilmiş ve buradaki yapılara son derece görkemli bir taht salonu eklenmişti.

SANAT TARİHİ ŞAHESERİ
Oktogonal görünüşlü, küçük kubbeli bu taht salonu İtalya’daki St.Vitale ile Sergios Bacus’a benziyordu. İçi tümüyle mozaiklerle kaplanmış olan saraydan Sultanahmet’teki Hipodrom’a geçişi sağlayan Triklinos denilen geçit de yine bu dönemde yapılmış. Bugün bu geçit de mezbelelik durumda yıkılacağı günü bekliyor.
Bukaleon Sarayı; Bizans döneminde, İmparatorluk iskelesi olarak kullanılmış, önünden Kennedy Caddesi’nin geçtiği deniz kenarında bir yapı. Bizans ve Osmanlı dönemlerinde ise saray ve devamındaki surlar, denizle iç içeydi. Günümüzdü tarihi alanın bazı yerlerinin üstü toprak dolgu malzeme ile kapanmış durumda. Kazı yapılması durumunda çok sayıda nadide tarihi parça bulunacağı düşünülen saray kalıntılarında otlar arasında çok sayıda amfora ve mermer süslemeli blok kırıkları göze çarpıyor.