AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım, YSK’nin seçimlerin iptali ve yenilenmesine yönelik gerekçeli kararı sonrası açıklamalarda bulundu. Yıldırım, dile getirdiği ‘oylar çalındı’ iddiasının gerekçeli kararda yer almamasına ilişkin, “Gerekçeli kararda bir tarafın söylemini yazacak halleri yok, biz bunu halk diliyle söylüyoruz” dedi. 31 Mart’taki teşekkür konuşması ile ilgili konuşan Yıldırım “Kazandık” açıklaması için “O […]

Binali Yıldırım: Gerekçeli kararda bir tarafın söylemini yazacak halleri yok

AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım, YSK’nin seçimlerin iptali ve yenilenmesine yönelik gerekçeli kararı sonrası açıklamalarda bulundu.

Yıldırım, dile getirdiği ‘oylar çalındı’ iddiasının gerekçeli kararda yer almamasına ilişkin, “Gerekçeli kararda bir tarafın söylemini yazacak halleri yok, biz bunu halk diliyle söylüyoruz” dedi.

31 Mart’taki teşekkür konuşması ile ilgili konuşan Yıldırım “Kazandık” açıklaması için “O açıklamayı yaparken de söyledim. Saat 11’i 25 geçiyordu. Bu saat itibariyle bize gelen bilgilere göre biz seçimi kazandık. Sonra gelen bilgilerle bu durum değişti. Bu bir hataysa ben bu hatayı kabul ediyorum” dedi.

Yıldırım program sunucusunun “İmamoğlu’yla beraber sizi yayına alsak olur mu?” sorusuna “Bakarız. Söz veremem. Benim tek başıma karar vereceğim bir konu değil.” dedi.

İMAMOĞLU’NDAN YILDIRIM’A YANIT

‘Tek başıma karar veremem’ ifadelerine İmamoğlu canlı yayında yanıt verdi. Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:

“Benim kararım net. Özgürlüğümle, demokrasi kurallarına uyma konusunda verdiğim sözle yola çıktım. Canlı yayında olabilir bakarız demiş. Garanti veremem tek başıma karar veremem demiş. Fark burada. Ben 16 milyon insanın bizden ne istediğine bakarım.”

Programın ilerleyen saatlerinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan Binali Yıldırım’a yanıt gelmesinden sonra Yıldırım’dan yeni açıklama geldi.

Yıldırım, İmamoğlu ile canlı yayına çıkma davetiyle ilgili sözlerine, verilen aranın ardından, “Tek başıma karar vereceğim dememi partisine soracak diye yayıyorlar, maksatlı yapıyorlar. İki kişinin programa katılmasına bir kişi karar verebilir mi, programa katılacak olan iki kişinin karar vermesi gerekir. İki boyutu var. Birinci boyutu iki adayın kabul etmesi. İkincisi kiminle yapılacağı konusunda karar verilmesi” düzeltmesi yapmak zorunda kaldı.

Habertürk’te soruları yanıtlayan Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

  • Oyların çalındığı meselesi, gerekçeli kararda oylar çalındı diye bir tarafın söylemini yazacak halleri yok. Biz bunu halk diliyle söylüyoruz. Peki bu oylar çalınmasaydı 29 bin 400 olarak açıklanan fark 13 bin 700 seviyesine nasıl düştü? Buna bakmamız lazım. Niye düştü?
  • Fazla olması çalınmamış olduğu anlamına gelmez ki. Çalınmasaydı daha fazla olacaktı. Zırva.
  • Vatandaşlarıma buradan sesleniyorum, iki aday var, iki aday arasındaki oy farkı binde 1,5 buçuk, yüzde demiyorum. Gerçi YSK 13 bin 740 diye geçmiş. Normal şartlarda bırakın çalındı, çalınmadı muhabbetini. Birbirine yakın. Açıyoruz, sayım yaptığımızda düzeltmeler oluyor, geçersizler geçerli hale geliyor. Her iki adayın da ya oy kaybetmesi, ya da kazanması lazım. 4 milyon 150 bin civarında oy almış iki aday. Bizimki aradaki fark bizim lehimize yarı yarıya azalıyor. 29 binden 13 binlere düşüyor. Çalınmasaydı daha fazla olacaktı. 80 bin oy fazla almışım, ilçe belediye başkanlığından. Çalınmasaydı 100-120 bin fazla alacaktım.
  • O gün beni sürekli aradı insanlar. ‘Bize iki tane oy pusulası veriliyor, üçüncü oy pusulasını istediğimiz zaman bazıları verdi bazıları da bitti’ diyor. Seçimin ortasında oy pusulası biter mi? Beni kim arar bana oy pusulası verilmiyor diye? Beni arayan herhalde benim oyumun sandığa gitmediğinden endişe duyan insanlar arıyor. Ben bunun önemli sayıda olduğunu düşünüyorum. Bunu destekleyen başka şeyler de var.
  • Bizim hangi sandıkta, hangi mahallede, hangi seçmenlerin ağırlıklı olduğu bellidir. Seçmen kümelenmesi var. Mesela Kadıköy’deki seçmenlerin ağırlıkla CHP’ye oy verdiğini buna karşın Bağcılar’da ağırlıklı olarak AK Parti’ye oy verdiğini biliyoruz. Bana gelen telefonlar AK Partili seçmenlerin ağırlıklı olduğu yerler. Seçim esnasında ‘Bana iki tane pusula verildi’ deniyor. Herkesin sandık başında farklı görevi var. Kimisi pusulaları veriyor, kimisi imzaları kontrol ediyor. Kimisi kimlikleri kontrol ediyor. Bunu birisi kafasına koymuşsa fark edilmesi zordur. Fark edilirse ‘pardon’ der kağıdı uzatır, farketmedin mi gitti…”
  • Hukukça arkadaşlarımız inceliyorlar. Bizim zaten itirazlarımızın içinde 19 tane konu vardı. Bunların 2 tanesini bu itirazı ciddi görerek seçimin tekrarlanmasına karar verdi YSK. Bu konunun ilki sandık kurullarının yasaya uygun olarak teşkil edilmemesi. Bu tek başına yetmiyor, bu sandık kurullarında görevli başkan ve üye olabilir, o sandıkta yapılan işlemlerin seçim sonucunu değiştirecek nitelikte olup olmadığına bakılıyor. Bu iki uygunsuzluk, kanunsuzluk hali birlikte olmuşsa seçimi yenilemeye gerekçe olarak YSK karar veriyor. Karar bu şekilde verilmişti.
  • Muhtemelen geniş gerekçeli kararda da buna ait detayları göreceğiz. Memur olacak vs. birtakım vasıfları var, onlara uymayan görevliler olmuş. Esasında bu kanuna uymayan bir husus ama.YSK bunu yeterli görmüyor, diyor ki, ‘bunların görevli olduğu sandıklara git bak, oradaki oy sayımı, evraklar düzgün hazırlanmışsa, seçim sonucunu değiştirmiyorsa kanunsuzluğu görmezden gelirim, eğer değil buradaki oylar işlemler seçim sonucunu değiştirecek nitelikte ise o zaman seçimin yenilenmesine karar veririm’. Gerek ve yeter şartın birlikte oluşması lazım.