Her vesileyle dile getirmeye çalıştık. Gidişat iyi değil!

Gerçekleri görmek ve duymak istemeyen muhalif gibi görülen bir işbirlikçi grup, yaşananlara aldırış etmiyor...

Laik demokratik Cumhuriyet’le mücadelesi olanlar da misyonuna ihanet eden bu gruptan cesaret alarak, nefret ve kinlerini daha da ileriye taşıyorlar…

***

2002’den beri AKP iktidarı “Ulusal Bayramlardan” hoşlanmadıklarını söz ve eylemleriyle ortaya koydular.

Bazen hastalandılar, bazen doğal afet ya da terörü bahane ettiler ve ulusal bayramları kutlamadılar.

Bir bahane bulamadıklarında da o bayramı Atatürksüz, ulusal egemenliğe vurgu yapmadan, halka saygı duymadan “ilahilerle, Kuran ve hadislerden alıntılarla” kutlamaya çalıştılar.

Öyle ki bağımsızlığımızın simgesi olan Cumhuriyet Bayramı’nda dahi halkla polisi karşı karşıya getirmekten çekinmediler!

Muhalefet partileri toplumsal tepkiye önderlik yapmadıkları için ulusal bayramlar, halkın katılamadığı sadece bürokratların çelenk koyarak geçiştirdiği bir konuma sokuldu!

Bu yılda salgın bahane edilerek, 100. Yılında “23 NİSAN Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”, Atatürk’ün Samsun’da kurtuluşun ilk adımını attığı “19 MAYIS Gençlik ve Spor Bayramı” ve emperyalistlere karşı kazanılan “30 Ağustos Zafer Bayramı” törenleri iptal edildi.

Anlaşılan o ki; iktidar, “ulusal günlerde” dahi ayırım yapmaktadır.

Tarihi gerçekleri yok ederek yerine zorlama ve hurafelerle dolu kendi tarihini yazmaya çalışmaktadır!

Öyle ki; Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un 30 Ağustos’un yıl dönümü dolayısıyla Cumhurbaşkanı adına paylaştığı mesajda; Mustafa Kemal Atatürk’ün adını anmaması, ulu önderin kurduğu “laik demokratik Cumhuriyet’le” çatışan zihniyeti açıkça gösteriyor.

Bu kompleksli ve etik dışı davranış, faşist Evren Cuntası yönetimindeki TRT’nin hazırladığı “Barış Harekâtı” belgeselinde Bülent Ecevit’in yok sayılmasına benzemektedir.

***

Bilindiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı, cuma hutbelerinde Türk ve İslam tarihindeki önemli olayları anıyor.

Geçen yıl,30 Ağustos Zafer Bayramı hutbesinde “Zafer Bayramı’na “değinilmiş ama Atatürk’ün adı anılmamıştı.

Bu yılda aynı ahlaksızlık devam etti. Büyük zaferin başkomutanı Atatürk’e hiç yer verilmedi.

Hadi diyelim ki din tacirliği yapanlar Atatürk’e saygı duymuyorlar!

Peki Türk Silahlı Kuvvetlerine ne oldu?

Mustafa Kemal Atatürk ’süz 30 Ağustos mesajlarına bir yenisi de Genelkurmay Başkanlığı tarafından eklendi.

Twitter hesabından yayınlanan mesajda; Mustafa Kemal Atatürk’ün adı geçmedi.

Askerlerin yer aldığı videoda ise;” Ezan dinmez bayrak inmez şehitler ölmez vatan bölünmez…” ifadelerini kullanıldı. Ama Atatürk’ün ismi de resmi de yoktu!

Başkomutanlarının kazandığı zaferde O’nu anmamaktan acaba utanmadılar mı?

Değişen rejimin oluşturduğu kurumlar artık, laik demokratik, sosyal ve hukuk devletinin kurum ve kuruluşları olmaktan çıktılar.

Halkın değerlerine saygı duyan yapıda değiller. Çağa uyan, akla ve bilme dayalı olmayan, kurumsallıktan uzak tek adama teslim olmuş durumdalar.

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtuluş ve kuruluş tarihini kendi nefret tarihleriyle değiştirmeye çalışıyorlar!

Lozan’ı tartışalım diyorlar. Harf devrimiyle her şeyin sıfırlandığını” söylüyorlar. Atatürkü birçok konuda ihanetle suçlayıp lanetliyorlar.

Ayasofya Camii tekrar ibadete açarken amaçlarının hilafeti getirmek olduğunu saklamıyorlar.

Cumhuriyeti “çömez devlet” olarak görüyorlar.

Güvendikleri tek güç, eğitimsiz, yoksul ve şeriata özendirilerek kandırılmış insanlar.

Bir de kontrol altında tutulan halktan kopmuş muhalefet…

Devlet keyfince yönetiliyor!

Bakın; Covid-19 arttı. Nedeni; AKP’nin ülkenin her yanından Ayasofya’nın açılışına taşıdığı 350 bin kişi…

Daha önce Umre. Şimdi de Ayasofya!

Bilim insanlarına göre yapılanlar ülkenin hayrına değil!

Peki bunların hesabı kim verecek?

***

Demem o ki; “Keşke Yunan Kazansaydı” diyen haini taltif eden, “Ülkeyi kurtaran ve kuran Atatürk’ü yok sayan” zihniyetin, bizleri aydınlık bir geleceği götüreceğini bekleyemeyiz!

Atatürk’ün “Bursa Nutku” şimdi daha da önem taşıyor!