İnsan düşünüyor… Sercan İpekçioğlu, Ais Ezhel olarak Ankara’dan yola çıktığında bugünleri görebileceğini hiç düşünmüş müydü acaba? Müptezhel albümü çıktığında Ais Ezhel hayranı bir müzik sever olarak garipsemiştim Ezhel’in yeni tarzını. Auto Tune kullanımı hafifçe tüylerimi diken diken etmiş olduysa da tek dinlemeye önyargım yıkıldı gitti. ‘Müptezhel’ hala açınca baştan sona durmadan dinlediğim bir albüm olarak […]

Bir Avrupa macerası

İnsan düşünüyor… Sercan İpekçioğlu, Ais Ezhel olarak Ankara’dan yola çıktığında bugünleri görebileceğini hiç düşünmüş müydü acaba? Müptezhel albümü çıktığında Ais Ezhel hayranı bir müzik sever olarak garipsemiştim Ezhel’in yeni tarzını. Auto Tune kullanımı hafifçe tüylerimi diken diken etmiş olduysa da tek dinlemeye önyargım yıkıldı gitti. ‘Müptezhel’ hala açınca baştan sona durmadan dinlediğim bir albüm olarak aklımın bir köşesinde sürekli çalar vaziyette.

Avrupa’nın en iyi 15’i arasında

Gelelim şu New York Times olayına. Sosyal ve müzikal açıdan en fazla önem arz eden 15 müzisyen bu haberde işlendi. Ezhel için benden de görüş rica ettiklerinde yapacakları haberden haberdar oldum. İşi bilsem de yayınlandığı anda gurur duydum.

Düşünün ki Ezhel, Müptezhel albümünü ilk yayınladığında anlaşmalı olduğu bir halkla ilişkiler sorumlusu bile yoktu. Arkasında devasa bir ekip olmadan başardı bunu. Prodüktörü ve sahnede ilk günden beri yanında olan Bugy ile Ankara’da bir evin salonunda poğaçalarını paylaşarak kotardılar bu işi. Sahnede yanlarına DJ Artz’ı da alarak yola devam ettiler. Müziklerine inanan 5-10 kişilik bir aile oldular ve bu durum şu ana kadar hiç değişmedi.

İçtenlik ve samimiyet

On beş yıl önce bir gazeteden içeri ilk kez adımımı attım. İlk yıllarım gayet amatörce geçti. Hala da olmuş değiliz. Sürekli devam eden bir pişme ortamında müzikten hiç kopmadım. Bunca zaman içinde Türkiye’de bu kadar hızlı yol kat eden başka bir ismi görmedim ben. Çok basın bülteni gördüm birilerinin ortalığı yakıp yıkacağını anlatan. Olmadı, olduramadılar. Niyetler elbette hiç kuşkusuz iyiydi ama bazen olmadı mı olmuyor. Bu iş önce yetenek sonra tavır ve duruştur. Ardından iyi niyet, dürüstlük ve en önemlisi sebat gelir. Bunlar formül ya da kural değil, naçizane görüşüm elbette.

Fakat Ezhel ile ilk tanıştığım günü hala hatırlıyorum. Burgazada’daki Cennet Bahçesi’nde Sattas’ın alt grubu olarak çıkan Ezhel’in Kökler Filizleniyor grubunun sahnesi bitmişti. Sattas dinliyorduk. O gün yanına gidip konuştuğum Ezhel ile bugün hala konuştuğum insan hala aynı. Bu inanılmaz bir öğreti. İçten gelen, aile terbiyesiyle oluşan bir durum. Zorlayarak yapabileceğiniz bir şey asla değil.

Ezhel her zaman içten gelen bir hissiyatla davranıyor. Her zaman doğru şeyi doğru şekilde yapıyor. Doğru zamanda doğru yerde olmak her meslekte çok önemli bir hadise. İşte içtenlik, tevazu, sebat etmek ve yetenek bir araya gelince işlerin nasıl da güzel gidebileceğinin kanıtlarından biri karşımızda duruyor. Ezhel’in Avrupa macerasını, fark edilmesini gurur duyarak izliyoruz.