Ankara kulislerinde anketlerden çıkan sonuçların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı düşündürdüğü konuşuluyor. Yerel seçimde yaşanan kısmi gerilemenin yarattığı tahribat ortadayken ikinci bir yenilgiye kapı aralayacak erken seçim ihtimali ise zayıf bir seçenek olarak duruyor.

Bir daha seçim olur mu?

YAŞAR AYDIN

Ankara kulislerinde AKP içinde yaşanan gelişmelere bakarak erken seçim konuşulmaya başlandı. Hatta tarih verip ‘2020 ilkbaharı’ bile diyenler var. Bir başka görüş ise Erdoğan’ın kaybetme ihtimali olduğu bir seçime girmeyeceği hatta seçimin yapılmaması için elinden geleni yapacağı doğrultusunda.

YÜZDE 50 SIKINTISI

Ali Babacan-Gül ve Davutoğlu’nun AKP içerisinden çıkıp yeni parti arayışına girmeleri Erdoğan’ı göründüğünden fazla düşündürüyor. Ankara’da görüştüğümüz AKP’li bir ismin 2019 yılında yapılan hiçbir ankette yüzde 50’yi geçemediklerini söylemesi, Erdoğan’ın endişesinde ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Üstelik bu tablo henüz yeni partiler gündemde yokken vardı. Bugünlerde durumun AKP için çok daha sıkıntılı olduğu açık.

AKP+MHP hiçbir koşulda yüzde 50’ye ulaşamıyor. Birkaç ay öncesine kadar Erdoğan’ın oyu bu iki partinin toplam oyundan yukarıda görünüyordu. Ama artık Erdoğan da yüzde 50’nin oldukça altına gerilemiş durumda. Masadaki tüm kamuoyu sonuçları gösteriyor ki bugün yapılacak bir seçimde Cumhur İttifakı hem Cumhurbaşkanlığı’nı hem de Meclis’teki çoğunluğunu kaybediyor.

MERKEZKAÇ ETKİSİ

Erdoğan’ın MHP ve BBP ile yaptığı ortaklık sonuç almak için yeterli değil. HÜDA-PAR Kürt illerinde yeterli desteği sağlayamadı. Hatta son dönemlerde AKP ile aralarında belli bir mesafe de oluştu. Erdoğan, bir yandan bu açıyı aza indirmek için mesai harcarken diğer taraftan da bazı tarikat ve cemaatlerde baş gösteren huzursuzlukları gidermeye çalışıyor. İktidarın nimetleriyle yaşamaya alışmış tarikat ve cemaatler AKP’nin inişe başlamasının tedirginliğini yaşıyor. Kendilerini güvenceye almaya çalışan cemaatler, tek ata oynamak istemiyor. Abdullah Gül’ün AKP’nin yerel seçim yenilgisi sonrası cemaatlere dönük söylediği iddia edilen “merak etmeyin yine biz iktidarda” olacağız telkininin de bu yönelimde etkili olduğu söyleniyor.

Gün gibi ortada olan bu tablo Erdoğan’ı yeni arayışlara zorluyor. Bu yüzden çok sık İYİ Parti ile yakınlaşma Saadet Partisi ile birleşme haberleri yapılır oldu. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz. Hesap ortada. Yüzde 50’yi aşmak gerekiyor. Ortada 10-15 puan getirecek bir siyasal oluşum olmadığına göre yapılacak tek bir şey kalıyor. Birer ikişer puanı haneye yazdırmak. Saadet Partisi’nin bu anlamıyla ilk hedef olarak seçilmesi çok doğal. Bu hamleyle sadece SP’nin oyunu almakla kalmayacak homurdanan muhafazakâr seçmene de “biz değişmedik” mesajını vermiş olacak. Bu hamlenin AKP’den Davutoğlu ekibine katılımı bile azaltacağını iddia edenler var.

SEÇİM NEREDEYSE İMKâNSIZ

Tablo erken seçimi neredeyse imkansız hale getiriyor. Yerel seçimde yaşanan nispi gerilemenin yarattığı tahribat ortadayken ikinci bir yenilgiyle partinin dağılması kaçınılmaz hale gelecektir. Bu koşullarda Tayyip Erdoğan, bırakın seçime gitmeyi, seçimi mümkün olduğu kadar ötelemeyi hedefleyecektir. Eski bir AKP’li yöneticinin Erdoğan’a dair “kazanamayacağı en azından favori olarak görülmediği hiçbir seçime girmeyecektir” tespiti önümüzdeki sürecin yönünü de gösteriyor. Bu durumda ne olacak? Kuşkusuz Erdoğan kaybedecek diye ülkede seçimler bir anda rafa kalkmaz. Ama kazanma denklemi oluşuncaya kadar süreci ötelemeye çalışacağı kesin. Bu da tüm ülke için daha sıkıntılı bir süreç anlamına gelecektir.