Dün dünyada olağanüstü bir diplomasi zaferi olarak kabul edilen, 96 yıldır tüm gücü ile yürürlükte olan Lozan Antlaşması’nın yıldönümüydü. Lozan, emperyalistlere karşı verilen Kurtuluş Savaşı sonrasında da diplomasi masasında sömürgeci anlayışı yıktığımız yerdir. Yeni bir ülke kurma hakkımızın kabul edildiği, vatan tapusunun büyük bir onurla alındığı unutulmaz bir zaferdir… Lozan yurtseverlerin, zafer kazananlara, diplomasi kahramanlarına […]

Dün dünyada olağanüstü bir diplomasi zaferi olarak kabul edilen, 96 yıldır tüm gücü ile yürürlükte olan Lozan Antlaşması’nın yıldönümüydü.

Lozan, emperyalistlere karşı verilen Kurtuluş Savaşı sonrasında da diplomasi masasında sömürgeci anlayışı yıktığımız yerdir.

Yeni bir ülke kurma hakkımızın kabul edildiği, vatan tapusunun büyük bir onurla alındığı unutulmaz bir zaferdir…

Lozan yurtseverlerin, zafer kazananlara, diplomasi kahramanlarına ve çağdaş Türkiye’yi yaratanlara minnet duygularının semboldür!

Ne yazık ki Lozan’ı anlamayan ülke yöneticileri çıkmıştır. Hatta “Lozan’ı güncelleyelim” bile demişlerdir.  

Oysa 11 ülkenin katıldığı Lozan Antlaşması’nın güncellenmesi değil, tüm kurallarıyla uygulanması gerekir.

Dahası Lozan’ı anlamak istemeyen bu zihniyetten; yaşamının en önemli nedeni olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın halkı ilgilendirmediğini söyleyen cahil belediye başkanları bile türemiştir.

Günlük yaşamımıza giren ve her gece TV’lerde konuşmacıların atıfta bulunduğu bir sözden, daha doğrusu, bize bazen korku veren, bazen de tepki yaratan bir ABD yasasından bahsetmek isterim.

Öncelikle CAATSA kelimesinin çokça ülkemizde konuşulmasının nedeni S-400 alımı karşılığında F35 uçaklarının Türkiye’ye verilmesinin askıya alınması nedeniyle tartışılmasından kaynaklanıyor.

ABD, bir NATO ülkesi olan Türkiye’nin S-400 alamayacağını kesin bir dille gündeme getiriyor.

Şayet Türkiye direnirse karşılığında Türkiye’nin hem proje hem de üretimde paydaşı olduğu dünyanın en son teknolojisi ve vuruş gücüne sahip F35 uçaklarını alamayacağından bahis ediyor.

Üstelik parasını ödediğimiz, 700’e yakın parçasını Türk Girişimcileri’nin yaptığı bir uçak antlaşmasını askıya almaktan söz ediyor.  Günlerdir bu konu büyük bir sorun olarak tartışılıyor.

Türkiye çok haklı olarak vahşi bir ateş çemberi içinde yaşıyor!

Ateşle oynayan hatta ateşin üzerine zaman zaman benzin döken de biziz.

Keşke barış yanlısı bir politika ile komşularımızla kavga etmeseydik. Silahlanmaya ihtiyaç duymaz, ekonomik çöküntünün içine düşmezdik.

Tüm yanlışlarımıza rağmen içinde bulunduğumuz durumun nihayet farkında olarak hava savunma sistemi kurmanın yaşamsal olduğunu kabul etmeliyiz.

S-400 projesi bu anlayışla ülkemiz için doğrudur.

ABD bu konuda haksızdır.

ABD F35’leri askıya almayı CAATSA’ya dayandırıyor. CAATSA nedir?

Özetle CAATSA yaptırımlarının Türkçe Adı: Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası’dır.

2 Ağustos 2017’de Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren CAATSA, İran, Kuzey Kore ve Rusya’ya uygulanan yaptırımların dayanağı olmuştur.

ABD Başkanı Trump yasa gereği 70 sayfalık CAATSA metninde listelenen 12 yaptırım kaleminden en az beşini seçmek zorundadır. Bu kalemlerden bir çoğu ekonomik yaptırımlar. Bu yaptırımlar, CAATSA’nın 235. Maddesi’nde belirtiliyor.

Bu maddede geçen orijinal ifade şu şekildedir: ”The sanctions to be imposed with respect to a person under section 224(a)(2), 231(b), 232(a), or 233(a) are the following (….)”

İngilizce metinden anlaşıldığı gibi 12 maddelik yaptırım listesinin her maddesi, yaptırımın uygulanacağı kişiden (person)  bahsediyor.

CAATSA’nın açıklamalar bölümünde ise, “person” (kişi) için şu tanım kullanılıyor: Söz konusu ülkenin vatandaşı olan kişi ve Söz konusu ülke yasaları doğrultusunda kurulmuş olan bir kurum.

Dolayısıyla yaptırımlar ülkeye değil, kişiye veya kurumlara yöneliktir.

CAATSA kapsamında doğrudan yaptırım uygulanabilecek ülkeler ise sadece İran, Rusya ve Kuzey Kore’dir

Bu özet sonrası ABD’nin S-400 nedeniyle Türkiye’ye bir yaptırım uygulayamaz.

Türkiye’ye yönelik olası yaptırımların dayanağı olsa olsa 231. Maddeye dayandırılabilir (Md.231 Rusya’nın istihbarat veya savunma sektörleri ile alışveriş yapan kişi veya kurumlara yönelik yaptırım uygulanmasını öngörüyor).

Böyle bir teşebbüs zorlama olacaktır!

Doğru politikasını sürdürmelidir.