Daft Punk… İyisiyle kötüsüyle bir efsane yarattılar ve bitirmeleri gereken zamanda da bitirdiler. Bu en önemli özellikleri. Plan ve vizyon...

Bir devrin sonu

Geçen hafta Daft Punk dağıldığını açıklayan bir video ile veda etti. Epilogue başlıklı Youtube videosunu yayınladıklarında birçoğumuz yeni bir üretimin habercisi sandı fakat videoda robotlar patlayınca işin gerçek yüzünü gördük.

Daft Punk’ın abartıldığını düşünen de var bir müzikal mucize olduğunu düşünen de. Dağılmalarına bir Daft Punk sever olarak üzülmedim çünkü aşacakları engel ve yükselecekleri bir mertebe daha kaldığını düşünmüyorum. 1993’te kurulup 1997’de Homework adlı ilk albümünü yayınladı grup. Fransız house ve disko türünü tüm dünyada yükselttiler, sahne şovlarına, görselliklerine verdikleri önemle pek çok sahne tasarımı ve grup pazarlama şeklini değiştirdiler.
İnsanlar gizemi sever, Daft Punk’ın yüzünün göründüğü fotoğraf azdır. Maskeleri sayesinde büyüyen gizemlerini fazla röportaj vermemeleri, çok turne yapmamaları destekledi.

Daft Punk’ı hep köşeli bir grup olarak gördüm. Disko müziğine duydukları saygı ve onu müziklerine entegre etme şekilleri dünyada diskoya olan ilgiyi şüphesiz artırdı. Tırnak içinde ‘elektronik müziğe’ olan mesafeyi kısaltmış olabileceklerini de ciddi ciddi düşünebiliriz. Elektronik adı altında müzik yapıp bunu çok organik bir biçimde icra etmeleri de ilginç bir ters köşe. Enstrümanlarla rahatlıkla çalabildiğiniz bir elektronik temelli müzikti onların müziği. Homework benim için çok önemli bir albümdü. Sadece Slayer dinlediğim zamanlarda Revoultion 909, Da Funk gibi şarkıları duyar duymaz grubun hayranı oldum. O zamanlar bunun nedenini bilemedim ama müziği daha dikkatli dinlemeye başladığım yıllarda o dinler dinlemez bizi sarıp sarmalayan şeyin ‘Groove’ olduğuna emin oldum. Around The World’deki bas yürüyüşü ve o sıcak groove hissi beni hala hipnotize etmiştir.

İstedikleri kadar robot taklidi yapsınlar onlardan daha iyi groove yapan grup azdır. Bunun sebebini hep şuna bağladım: Daft Punk’ın iki öğesi olan Thomas Bangalter ve Guy-Manuel Homem-Christo’nun müziğe başlama sebebi Bangalter’in babasının disko plaklarından oluşan arşivi. O arşivi dinleye dinleye bu grubu kurdular, hep o gençlik hallerinde kaldılar ve o halleriyle de müzik yapmaya devam ettiler. Kabul ediyorum ben Daft Punk’ın her halini sevmem. Fakat grubun hakkını yemek gerçekten haksızlık olur.

Daft Punk’ın tekrar müziğe döneceğini düşünenlerin var. Biliyorum, insan bazen onu üzen şeylerin şaka olduğunu ya da alışılagelmiş, sıradan ve sürpriz özelliğini kaybetmiş film senaryolarında bağlanan bir final gibi “meğer her şey bir rüyaymış” demek istiyor. Bunu anlayabiliyorum. Daft Punk gibi köşeli, planlı ve hep istediği gibi davranmış bir grubun biz gidiyoruz dedikten sonra “onu şakacıktan söyledik” diyerek geri döneceğine ihtimal vermediğim gibi gruba olan saygımı da yitiririm.

Bu grup geri dönmez ama üyelerini farklı projelerde görürüz gibi geliyor. Tüm hayatı müzik olan iki insan müziği bırakamaz. Anca kasklarını çıkarıp Daft Punk’ı bitirir ve bir daha bu isimle bir şey yapmaz fakat prodüktörlüğe devam ederler ki kendileri The Weeknd’in I Feel It Coming ve Starboy şarkılarınnın prodüktörlüğün üstlenmişti.

Daft Punk kulüp DJ’liği temelinden geliyor. DJ’lerin kulağı bir müzisyen kadar iyidir. Nota bilmeyenin kulağı bile akor ayırt edebilir, Nota bilmese bile sesleri ayrıştırır, metronomdan, BPM’den anlar, hangi şarkının ardına ne gelir, şarkıyı neresinden bağlamak gerekir bilir. Bütün bu bilgisini özel şarkı seçkisiyle saatlik setler kaydeder.

Daft Punk da 1993-2021 arası dinlediğimiz bir set kaydetti. Sample’lar kullandılar, en sevdikleri şarkıların en iyi bölümlerini alıp kesip biçip yeni şarkılar ördüler. Setin bazı noktaları idare eder oldu bazı bölümleriyse enfes. Hayat böyle bir şey, sürekli en iyi oyununuzu oynayamazsınız. Grup son albümleri Random Access Memories ile o ilham aldıkları, yıllarca öykündükleri plakları kaydeden insanlarla çalıştılar. Giorgio Moroder, Nile Rodgers gibi türlerinde efsaneleşmiş iki müzisyenle ortak şarkılar yaptılar. Davullarda Omar Hakim, baslarda Nathan East gibi isimlerle çalıştılar bu albümde. Bunlar müzik tarihinin en önemli isimlerinden sadece bazıları. Grubun 2013 tarihli bu albümü bence grubun en hazırdan yediği, müzikal olarak yeni hiçbir şey vermediği bir hit makinesiydi. Bu da gayet ilginç bir durum. Bir yandan şaşırtıcı.

2021 grubun bittiği yıl oldu. Etkileri uzun yıllar devam etti ve edecek. İyisiyle kötüsüyle bir efsane yarattılar ve bitirmeleri gereken zamanda da bitirdiler. Bu en önemli özellikleri. Plan ve vizyon...