Bir hayalimiz var
Saltanatı ve hilafeti ortadan kaldırarak çağdaş bir siyasal düzeni Türkiye’ye kazandırma amacıyla yola çıkan Cumhuriyet'in kuruluşunun üzerinden 101 yıl geçti. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ilan edilen Cumhuriyet’in 101’inci yaşı yine ülkenin sokaklarında coşkuyla kutlanacak.
Kuruluşunun üzerinden 101 yıl geçen Cumhuriyet, Anadolu'nun en ücra köşesine, toplumun kılcal damarlarına kadar kalıcı bir iz ve gelenek bıraktı. Ama maalesef aynı şeyi cumhuriyet döneminde ülkeyi yöneten iktidarlar için söylemek mümkün değil. Cumhuriyet'in neredeyse 70 yılı bu fikre düşman iktidarlarla mücadele ederek geçti.
Cumhuriyet her şeyden önce hem ülkenin hem de toplumun kurduğu büyük bir bağımsızlık düşüydü. Ama Türkiye 1950’lerden sonra sağ iktidarlar marifetiyle başta ABD emperyalizmi olmak üzere Batı’nın uydusu haline getirildi. Ekonomik, askeri ve en nihayetinde siyasi bağımsızlıktan bile söz edilemez duruma getirildi. Ülkenin bağımsızlığı için bir kez daha yeniden emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı topyekun bir mücadele gerektiriyor. Eşit yurttaşlık kağıt üzerinde kaldı. Oluşturulan ekonomik program zenginlerin saltanat sürdüğü, tüm yükün yoksulun sırtına yüklendiği sistem yarattı. Cumhuriyet için kullanılan “Kimsesizlerin kimsesi” fikri kağıt üzerinde kaldı. Gelir adaletsizliğinde dünya lideri konumunda. Tarikat ve cemaatlerin yönettiği bir coğrafya haline getirildi. Laiklik adım adım yok edildi. Özellikle son 20 yıl laikliğe karşı savaş açıldı.
İktidarın bu yaklaşımının ilk muhatabı kadınlar oldu. Toplumsal yaşamın dışına itilip evin içine hapsedilmeye çalışılan kadınlar en küçük hak için mücadele etmek zorunda. Öldürülüyor, her gün
şiddetle yüzleşmek zorunda bırakılıyor.
Ülke sadece kadınlar için değil çocuklar hatta bebekler için de yaşanılmaz hale getirildi. Gençler geleceklerini kuramaz durumda. Hayalleri çalındı. Neredeyse ülkeden kaçmak zorunda bırakıldılar. Bu coğrafyada yüzlerce yıl eşitlik, özgürlük, adalet için mücadele edenlerin izleri var. Bir kez daha bu topraklarda yaşayan yüzü aydınlığa dönük milyonların inisiyatif alma zamanı geldi. Ülkeye bağımsızlıktan, emekten, özgürlükten, eşitlikten yana demokratik bir cumhuriyet armağan etmek zorunda. Bunu başarmanın bir tek yolu var; içinde bulunduğumuz gerici karanlıkla mücadele etmek.
Bugün umutsuzluktan bahsedenler aradıkları cesareti, cüreti ve gücü bu büyük tarihe bakarak bulabilir. Çok daha zor koşullar karşısında güçlü fikirlerin, inadın ve inancın yapabilecekleri 100 yıl öncesinde saklı. Birlikte büyük bir kararlılıkla bir kez daha karanlığa, gericiliğe ve Saray’a karşı
YAŞASIN CUMHURİYET.