Google Play Store
App Store

Artvin’de şirketlerin hedefindeki son ilçe Arhavi. Cengiz Holding, ilçede 10 köyü yok edecek maden projesinin ihalesini aldı. Halkın tavrı net: Maden istemiyoruz. Yukarı Şahinler’in muhtarı Kocaman ise “Biz köyümüzü asla vermeyiz” diyor.

Bir 'haydi' deyince toprağını seven Arhavili koşar

Semra Kardeşoğlu 

Karadeniz’de 90’lı yıllardan itibaren giderek güçlenen çevre mücadelesinde Artvin merkeze bağlı Cerattepe’de Cengiz Holding’in maden projesine karşı yürütülen direniş dönüm noktası olmuştu.

Günlerce orman nöbeti tutanlar yeni çevre katliamlarına karşı yürütülecek mücadeleye güç verdi.

Reşit Kibar’ın geçtiğimiz hafta Hopa’da ağaçları korumak isterken öldürülmesine ilişkin ailesiyle yaptığım görüşmenin ardından ilçenin sınır komşusu Arhavi’ye geçtim. Bildiğiniz gibi Arhavi’de bir süredir bir başka mücadele sürüyor. İlçe halkının şu sıralar tek konuştuğu konu devasa maden projesi. Buna karşı çıkanlar sokağa indi. Sesini duyurmaya çalıştı. Bu projede de yine karşılarında Cengiz Holding’in Eti Bakır AŞ. şirketi var.

CERATTEPE’DEN SONRA YENİ HEDEF

Cerattepe’den yaklaşık 10 yıl sonra bu kez hedef Arhavi. İlçenin dereleri bir süredir HES’lerle çevrilmiş durumda.

Peki şimdi ne yapılmak isteniyor gelin yakından bakalım? Arhavi ilçesine bağlı 9 köy ile Hopa’ya bağlı bir köyü kapsayan 1930 hektarlık alana maden açılmak isteniyor. Eti Bakır A.Ş, maden arama ihalesini geçen 27 Temmuz'da 5 milyon TL bedelle aldı. Bundan önce taş ocakları ve HES’ler nedeniyle zarar gören ilçenin halkı bir süredir sesini duyurmak için eylemler yapıyor. Daha önceki örneklerden bildikleri geri dönülmez tahribatın burada da yaşanmasını istemiyor. Arhavi, Kamilet ve Derecik isimli ülkenin en güzel iki vadisine sahip. Dereler, şelaleler ile Artvin’in gerçekten dokunmaya kıyamayacağınız güzellikleri bu ilçede.

***

TOPRAK BURADA ÇOK KIYMETLİ, BU KIYMET PARAYLA ÖLÇÜLMEZ

Burası Konya değil. Orada uçsuz bucaksız dümdüz arazi var. Bizde her yer yamaç. Mısır ekmek için örneğin büyük emek harcıyorsun.  Burada toprağın kıymeti parayla ölçülmez, manevi değeri çok yüksek.  Okuma oranı çok yüksek bir ilçe. Öyle kimse başka yerlere gitmeye heves etmez. Giden mecburiyetten gider. Gurbette hepsi yaşamıştır.

Madenin haberini aldık. Sosyal medyada gördük inanmadık. Ama en son Resmi Gazete’de yayımlandı. Muhtar arkadaşlarla haberleştik. Köylüyü de haber verdik. Böyle bir sorun var diye. Doç. Dr.  Oğuz Kurdoğlu var KTÜ’den. Ondan bilgi vermesini istedik bize. Sonra toprağını seven evini köyünü seven geldi.

“HAYDİ” DEDİK Mİ TOPLANIRIZ

Nerede bir kalabalık görsek oraya gittik. Bizim köy ya da diğer köylerde. Yürüyüş yaptık, Pilaget köyünden ilçe merkezine. Kimse gel demeden geldi herkes. Ama müdahale olduğunda daha fazla harekete geçilecek. Toprağımızdan vazgeçmeyiz.  Gidin Murgul’a bakın. Yapılan zarar görülüyor. Tüm partilerden insanlar madene karşı. Belediye başkanımız da karşı olduğunu söyledi. Biz sosyal medyada ‘Haydi’ dedik mi toplanır, Arhavi geçit vermeyecek.

İlçe merkezinden sonra projenin kapsadığı köylerden biri olan Küçükköy’e gidiyoruz. İlçe merkezinden yaklaşık 10 km uzaklıkta 600 rakımdaki Küçükköy. Yol boyu gördüklerime bakıyorum.  “Nasıl bir zihniyet. Ya burası çok güzel. Ben buraya bir güzel maden sahası yapayım” der aklı almıyor insanın. Bu kadar hırs…

Uzun yıllar büyükşehirlerde yaşadıktan sonra emekli olanlar, şehirde nefes alamaz olanlar Küçükköy’e dönmüş. Dede evleri onarılmış bazıları yeni baştan yapılmış. Köyden hiç ayrılamayanlar da var. Derin vadinin eşsiz manzarasında dinledim onları. Onlardan biri alıyor sözü: Mesela yabancı firmalar neden ülkelerinde aramıyor madeni. Çünkü bu koşullarda kendi hükümeti izin vermiyor. Üstelik bizim ülkemizin bir faydası da yok. 50 sene sonra döndüm buraya. Ezebiliriz diye harekete geçiyorlar. Sarı Öküz hikayesi var biliyorsunuz. Burada HES’lerle başladı, diğerleri geliyor.

Ayşe Özçalık da madene neden karşı olduğunu şöyle özetliyor: Bu proje canlıyı yok eder. Bize ne faydası var. Hayır diyor, istemiyoruz. Bizim doğduğumuz büyüdüğümüz yer burası. Vazgeçmeyeceğiz. Damarına basınca Arhavili ya da başka ilçe fark etmez, hepimiz aynı oluruz. Devlet buraya kimi yolladıysa zararlı olur bilsin bunu. İnsana ne lazım; Doğa, temiz hava, yiyecek, sağlık bunlar yeter.

Ayşegül Yücel Kılıç çifti ise “Herkese şehri bırakmaları tavsiye ediliyor. Buraya geliyoruz. Şimdi burada da maden arayacağız diyorlar. Dinamit patlatacaklar. Hava su hepsi kirlenecek? Ne için peki? “ diye soruyor.

Hepsi ilçe halkının ortak kararlılığı ile ilçeyi yok edeceğine inandıkları projeye karşı çıkarak maden şirketine geçit vermemekte kararlı.

***

VEKİLLER EKRANDA ‘MADEN İSTEMİYORUZ’ DESİN

Reşat Dindar uzun yıllardır ilçede çevre mücadelesinde yer almış bir isim. Ona sordum ilçe halkı ne istiyor? Ne yapacak? Yanıtladı: Aslında çevre mücadelesi burada yıllar önce başladı. Deniz dolgusu, taş ocakları, HES’lerle girdiler. Şimdi tarımın en yoğun olduğu 9 köyü kapsayan bir proje. Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim “Arhavi’de madene hayır” dedi. Bu 10 köyden biri Hopa’da. Orada olunca “Evet mi” diyecek? Ataselim, Pilarget’te HES’e evet diyeceğiz dedi. İkisi de maden katliamı. AKP Milletvekili Faruk Çelik’ten resmi bir açıklama gelmedi. Biz Artvin milletvekillerinden ekrana çıkıp “Maden istemiyoruz” demelerini bekliyoruz. Arhavili maden istemiyor, Cengiz’i istemiyor. Buna geçit vermeyecek.”

***

Şükrü Kocaman

Evinize bir yabancı gelse alır mısınız? 

Önce projenin yok edeceği köylerden biri olan Yukarı Şahinler Köyü Muhtarı Şükrü Kocaman ile görüşüyoruz. Doğma büyüme Arhavali. Ne olup bitiyor en başından anlatmaya başlıyor: Biz çay, fındık ve hayvancılıkla geçinmeye çalışıyoruz. 20 yıl özel sektörde çalışıp bıraktım ve köye döndüm. Bizde göç edilse de köy bırakmayalım dedik. Köyümüzü daha da canlandıralım istedim. İki ay önce maden projesi haberi geldi. Ne olduğunu tam bilmiyoruz ama daha önce olanları gördük. Bu iş burayı yok edecek bir iş. Ufak bir yerde başlayacak 1000 hektarda. Ama bu böyle kalmaz. Ne aradığını bilinmiyor. Milletvekili Faruk Çelik geldi. MAPET yetkilileri geldi. Biz doğamızı bozacağına inanıyoruz. İliç’ten, Cerattepe ve Murgul’da ne olduğunu biliyoruz. Şimdi bunun etkisi üç yıl 5 yılda görülmez belki ama bu proje olursa benim çocuğum köyümüzde yaşayamaz. Buna karşı mücadele edeceğiz. Hukuki itirazlarımızı ileteceğiz. Evimize, yurdumuza dışarıdan müdahale var. Kimse evine yabancı sokmak ister mi? Biz de köyümüze sokmayız. Burada bir iyi niyet olacağını düşünmüyorum. Yukarıda maden arayacak. Bunun adı Cengiz ya da Ahmet isim önemli değil. Ama benim suyum dağdan geliyor, havam ormandan geliyor. Evinizin üstünde dinamit patlatılıyor. Sondaj yapacaklar su kanalı bozulacak kimyasal açığa çıkacak suya karışacak inekler içecek biz içeceğiz. Ormanların kesiliyor. Hava bozuluyor. Biz ne yapacağız sonra. Nereye gideriz? Arhavili burayla bağını hiç koparmaz. Gelir burada yaşar. Pandemi de kesin dönüş yapan da çok oldu. Şu an İstanbul’un durumu belli. Kimse köyünü bırakmaz.