İKSV’nin düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali’nin direktörü Leman Yılmaz: AKM’nin kapanmasıyla beraber İstanbul’da tiyatro için uygun mekân kalmadı. CRR gibi teknik olarak donanımlı birkaç sahneye ihtiyacımız var

Bir kentin tiyatro hikâyesi: 23. İstanbul Tiyatro Festivali başlıyor

BURAK ABATAY

İKSV’nin düzenlediği İstanbul Tiyatro Festivali’nin direktörü Leman Yılmaz: AKM’nin kapanmasıyla beraber İstanbul’da tiyatro için uygun mekân kalmadı. CRR gibi teknik olarak donanımlı birkaç sahneye ihtiyacımız var.

Bu yıl 23’üncüsü gerçekleştirilecek İstanbul Tiyatro Festivali için geri sayım başladı. 13 Kasım’da başlayıp 1 Aralık’ta sona erecek festival, dünyadan tiyatronun birçok iyi örneğini İstanbullu seyirciyle buluşturacağı gibi yerli yapımlarla da zengin bir içeriğe sahip. İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından organize edilen festivalin direktörü Leman Yılmaz ile bir araya geldik. İstanbul’da tiyatro festivali yapmanın zorlukları ve İstanbul’un tiyatro için ne denli elverişli olduğunu konuştuk.

>> İstanbul Tiyatro Festivali’nin 23’üncüsü başlıyor. Nasıl geçti 23 yıl?

1989’dan 2000 yılına kadar her yıl yapıldı festival. 2000’den sonra 2 yılda bir yapma kararı alındı. Tiyatroya sponsor bulmak kolay değil. Büyük şirketlerde öyle bir gelenek yoktu. Son yıllarda bilinirlik arttı, mutlu olduk ama o yıllarda tiyatro çok fazla tanınmıyordu. 2002’den 2017’ye kadar 2 yılda bir yapıldı. 2017 Mart’ında ise seyirciden çok baskı geliyordu, “Neden her sene yapılmıyor? Tek yabancı oyun izlenebilen festival bu!” diye. Haklılardı. Büyükşehir olduğu halde İstanbul’un öyle bir yapılanması yoktu. Hiçbir şekilde Paris ve Londra ile karşılaştıramıyoruz zaten. 2013’ten beri Zorlu PSM hayatımıza girdi. Broadway müzikali ile başladılar. Ancak başka çağdaş tiyatro örneklerini, dans performanslarını göremiyorduk. Ancak 2 senede bir tiyatro festivalinde izliyorduk. Bir de yurtdışında da Türkiye’de de giderek artan yapımlar vardı. Bir sezonda 300’den fazla yapım oluyordu İstanbul’da. 2 senede bir yaptığımızda neyi alacağınıza karar veremiyorduk. Yurtdışında bir oyunu beğeniyorsunuz ama 2 sene içerisinde turneyi kapatıyor oyun. Bu sebeplerden dolayı 2017 Mart’ında da yıllık olarak düzenleme kararı aldık. Mayıs ayındaydı festival.

>> İstanbul, bu çapta bir festivali yapmak için ne kadar elverişli bir yer?

Kurumsal işbirliklerine bağlı. Diğer kentlerle karşılaştırdığımızda sınırlı bir yer İstanbul. Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) de olmamasıyla beraber bu sınırlılık iyice arttı. Tiyatro festivali için AKM’yi kullanıyorduk, ana mekânımızdı. AKM’nin kapanmasıyla beraber festival olarak epey zorlandık. Hayatımıza yeni mekânlar da katılıyor. Kadıköy, Zincirlikuyu ya da Maslak gibi merkezler var artık. Bunun haricinde mekânlar da aradık. Ancak kimi zaman teknik altyapılar yeterli olmayabiliyor. Kültür merkezi olarak inşa edilmiş sahneler var. Ya da çok amaçlı inşa edilmiş sahneler var. Oralarda da çok kısıtlı şekilde oyunları sahneleyebiliyorsunuz. Tiyatro, ışığıyla, sesiyle teknik bir altyapıya ihtiyaç duyuyor. Onu bulamadığımız yerlerde o sahnelere giremiyoruz. ‘Tiyatro sahnesi’ diyebileceğiniz sahne ne yazık ki İstanbul’da yok. Zorlu PSM’nin 2 bin kişilik sahnesi var. Ama tiyatroda seyirci ile sahne ilişkisi çok önemli. 900 ya da bin kişilik Cemal Reşit Rey Konser Salonu (CRR) gibi, teknik olarak donanımlı birkaç sahneye ihtiyacımız var.

>> Program içeriğinde sizin önerileriniz var mı?

Vakhtangov Tiyatrosu bunun başında gelebilir. Rus edebiyatının mihenk taşı Alexandr Puşkin’in en önemli eserlerinden Yevgeni Onegin, Rusya’nın adı tarihe geçen köklü tiyatrosu Vakhtangov’un yetenekli oyuncuları ve Litvanyalı yıldız yönetmen Rimas Tuminas’ın rejisiyle sahnelenecek. Dans tarihine yön veren topluluklardan Ultima Vez, TrapTown’la festivalde olacak. Flaman Kültür Bakanlığı ile anlaşma yaparken Traptown diye şart koştuk. Onları da yakaladık. İlginç bir iş. Yunanistan’dan gelen bir oyun var: Temiz Şehir. 5 kadın 10 senedir sahnede. Klasik bir tiyatro eğitimleri yok. Sahneye taşıdıkları kendi hikâyeleri. Bizde de buna benzer örnekler var. Bademli Köyü Tiyatrosu var mesela. İkisini de beraber getirmeyi çok isterdim. Programı yaparken seyircinin deneyimlerini de önemsiyoruz.