Bir kez daha haykıracağız: “El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido”*

İnti İllimani topluluğunun solcu evlerindeki yeri, duvara alttan iki eğreti dirsekle tutturulmuş rafın üzerinde, Faruk Pekin’in “İşçiler Neden ve Nasıl Sömürülüyor?” ile Leo Huberman’ın “Sosyalizmin Alfabesi” kitaplarının yanıydı. Bıyıklarımız terlemeden sol literatüre giriş yaptığımızda ilk okuduğumuz kitapların komşusuydu. Kasetlerde ve plaklarda bir kuşağa mensup tüm solcuların olmazsa olmaz eşyasıydı. Ozanlarımızın çalıp söylediği türkülerin çoksesli batı müziğiyle arasındaki devrimci köprüydü. Aramızdaki yüksek duygudaşlık müzik topluluklarına da sıçramış, Yeni Türkü’den Grup Yorum’a örnek olmuştu bu Şilili topluluk.

Hal böyle olunca defalarca memleketimizi ziyaret edip, çalmışlardı. Bunlardan en çok hafızalara kazınanı 16 Ağustos 2003 tarihinde Harbiye Açık Hava’da verdikleri konser olmuş, Moğollar ve Grup Yorum ile “Venceremos”u (Kazanacağız) söylemişlerdi.

***

İnti İllimani 1967’de kuruldu; Horacio Salinas başta, Santiago’da teknoloji eğitimi gören, özgürlüklerine düşkün genç ve ilerici insanlar tarafından. Yoksul Şili halkının ve emekçi sınıflarının kavgasını anlatmayı, mücadelelerine ışık tutmayı hedeflemişlerdi. Gündelik hayattan seçildiği gibi, evrensel konulara da uzanan şarkı konuları ilhamını And Dağları’nda yaşayan yerli halkın kültüründen, müziğinden, ezgilerinden alıyordu. Halkın nefesi onların oksijeniydi, özellikle kullandıkları yerel çalgılar konusunda: (quema, sisus, panderete, marakas, cascabel, quijada gibi isimlere sahip) pan-kavallar, özgün bambu flütler, telliler ve vurmalılar gibi... Toplulukta herkes her çalgıyı çalıyordu.

Kimileri “üçüncü dünya duyarlılığı” olarak tanımlarken, “Yeni Şarkı” başlığı altında ayağa kalkan devrimci müziğin kilometre taşlarından biri olmuş, askeri diktatörlükten sonra (Quilapayun ile) Avrupa’ya (İtalya) yerleşmiş, gurbetteki kültürden faydalanmış, ürettiği yeni sound’larla uluslararası devrimci müziğin sembolü haline gelmişlerdi. 14 yıl sonra 1989’da faşist Pinochet diktatörlüğü sonlanınca ülkelerine dönmeyi tabi ki ihmal etmemişlerdi.

***

Onları diğer protest folk topluluklarından ayıran bir başka unsur da sound’u. Duyar duymaz “bu İnti İllimani” dersiniz. Kalabalığın arasından duyulan o harika ses tasarımı, tuhaf bir hüzün, mutluluk, umut ve cesaret şırınga eder insana. Şarkıları rastlantısallık, belirsizlik ya da keşmekeş içermez. Halk müziğine, folk şarkılarına modern ve şehirli bir hüviyet kazandırmışlar, “El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido” (Örgütlü Halk Asla Yenilmez) şarkısını bir slogana dönüştürmüşlerdi.

Ayakta kalma ustasıydı bu topluluk; hakikatin avukatı, yalanın düşmanıydı. Şarkıları kararlı ve bilinçli halk mücadelelerinin notalara tahvil edilmiş haliydi. Bir gelenek, bir hazine; Violeta Parra ve Victor Jara şarkılarının, Pablo Neruda ve Rafael Alberti şiirlerinin açtığı yolun devamı... Sadece “politik türkü” (cancion politica) değil, mücadele geleneklerini de kapsayan bir müzik bu. İçinde ihanet, işkence, ölüm, yenilgi ve zafer; hepsi ziyadesiyle vardı. Dünyanın kötüye gidişinin, hurafenin, cahilin ve faşistin tekerine konmuş bir takoz misali...

***

2001 yılında yaşanan bölünme sonucunda ayrılan üç üye (Jose Seves, Horacio Duran ve Horacio Salinas) tarafından kurulan İnti İllimani Historico şimdi üçayaklı bir turne için ülkemizde. Yarın İstanbul Küçükçiflik Park, 25 Haziran Cumartesi İzmir Urla Sahne, 26 Haziran Pazar günü Ankara ODTÜ Mezunları Derneği Vişnelik’te çalacaklar. İstanbul ayağında Moğollar ve Peyk de sahne alacak, yirmiye yakın isim de konuk olacak. Bizler de yaşadığımız sorunlara karşı, ucuz değil sınıfsal çözümler için bir kez daha haykıracağız: “El Pueblo Unido Jamas Sera Vencido”.

*Örgütlü Halk Asla Yenilmez