Brezilya’daki kokain pazarına 30 yıldır damga vuran ‘Beyaz Kafa’ lakaplı kartel liderinin yakalanması sonrasında yapılan bir operasyonda, kokain ticaretinin Avrupa ayağı deşifre oldu. Davada bir Türk de yargılanıyor.

Bir kokain davası: ‘Beyaz Kafa’ ve gizemli Türk

Lakabı ‘Cabeça Branca’… Türkçesi ‘Beyaz Kafa’ demek. Brezilya’da 30 yıldır kokain ticaretine yön veren bir kartelin başıydı. Lüks yaşamıyla tanınmıyordu. Marifeti göze batmaması, bir ‘hayalet’ gibi yaşamasıydı.

Ta ki Pablo Escobar’a yönelik sürek avının bir benzeri başlatılana kadar. 2017’de ‘Spektrum’ adı verilen operasyonla, kılık değiştirmiş halde bir alışveriş merkezine girdiğinde yakalandı. Böylece son yılların en büyük küresel kokain ticaret ağı da çözülmeye başlandı.

Soruşturma kapsamında 2018’de düzenlenen bir baskın, tedarik zincirinin Avrupa ayağını ifşa etti. Olayda gizemli bir Türk’ün de adı geçiyor. Brezilya Federal Mahkemesi’nin dava dosyasında organizasyonu yönetmekle suçlanan üç kişiden biri, Belçika vatandaşı Nurettin Yüksel.

Dijital arşivde hiç fotoğrafı olmayan, adını kimsenin duymadığı Nurettin Yüksel kim peki? Savcılık neyle suçluyor, mahkemede neler anlatıyor? Türkiye’de yakın zamanda hangi işe yatırım yaptı?

Bağımsız araştırmalar yürüten meslektaşım gazeteci Seher Yaşayacak’la beraber dava dosyası, mahkeme kayıtları, Brezilyalı gazeteci Allan de Abreu’nun 2021’de yayınlanan ‘Cabeça Branca’ adlı kitabındaki deliller ve adı geçen şirketlerin açık kaynak bilgileri üzerinden, bu büyük soruşturmanın izini sürdük.

PORTAKAL SUYU TEKELİ DE KARIŞTI

‘Beyaz Kafa’ lakaplı 63 yaşındaki Luiz Carlos Rocha yakalandıktan sonra 4 büyük operasyon yapıldı. “Tifo Operasyonu” adı verilen sonuncusuna portakal suyu tekeli Citrosuco da karıştı. Brezilya dışında ABD, Avusturya, Avustralya, Belçika, Japonya ve Çin’de temsilcilikleri bulunan; 28 çiftlik, 25 üretim tesisi sahibi; 5 ülkede liman ofisi ve 5 özel gemisi olan bir şirket bu. Küresel portakal suyu ticaretinin yüzde 40’ı Brezilya’ya ait zaten.

Operasyonla kokain rotaları açığa çıkarıldı. Kokain; Bolivya, Peru, Kolombiya’daki üreticilerden Brezilya’nın Mato Grosso’daki çiftliklerine küçük uçaklarla taşınıyor, ardından kamyonlarla Sao Paulo’daki depolara götürülüyordu. Burada yasal olarak ihraç edilecek ürünlerle paketlenip, limana taşınıyordu.

Polis 2018’in Ağustos ayında, Citrosuca’ya ait Carlos Fischer adlı gemiyle Santos Limanı’ndan, Belçika’nın Gent Limanı’na kokain sevkiyatı yapılacağını öğrendi. 21 Ağustos günü doğal taşların arasına gizlenmiş 2 ton kokain ele geçirildi. Konuyu soruşturan Brezilyalı Savcı Nivaldo Brunoni, “Şüpheli, görünüşe göre uyuşturucunun alınması, saklanması, taşınması, nakliyesi, liman ve dış ticaretteki yasal prosedürlerin yerine getirilmesinden sorumlu” diyordu. Bu isim David Van De Graaf’tı. Kilit cümle “yasal prosedürler”di. Zira burada devreye dış ticaret şirketleri giriyordu.

Bunlardan birisi de Brezilya’da şubesi bulunan Nurettin Yüksel’in Belçika merkezli şirketi Stroyka’ydı. Yıllardır Santos Limanı’ndan Citrosuco’nun ürünlerini Avrupa’ya taşıyor, aynı şekilde Brezilya’da ortak olduğu bir başka şirket Delta do Brazil üzerinden de doğal taş sevkiyatı yapıyordu. Savcılık soruşturmasına bakılırsa, konteynerleri Yüksel, Van De Graaf ve Paul Collen teslim almıştı. Telefon dinlemesinde Van De Graaf’ın, “Citrosuco’nun konteynerlerini bundan sonra da kullanacağız” sözleri kaydedilmişti. Yani polisin takibindeydiler.

Nitekim bir Citrosuco yetkilisinin 1-14 Aralık 2018 tarihleri arasında Belçika’ya giderek Van De Graaf ile görüştüğü tespit edildikten sonra, Antwerp Limanı’na indirilmiş konteynerin içinde dondurulmuş portakal konsantresine gizlenmiş 1.1 ton kokain daha yakalandı. Şirket haberleri olmadığını iddia ediyor, soruşturma açılan çalışanlarıyla ilişkisini kesiyordu.

BREZİLYA-TÜRKİYE BAĞLANTISI

İşte 2018’in Ağustos ayında yapılan baskının davası geçen yıl Nisan’da başladı. 5028822-27.2021.4.04.0000 numaralı dosyada tedarikçiler, nakliyeciler ve alıcıların ortaya çıkarıldığı bir “uluslararası suç örgütünden” bahsediliyor. Avrupa’da yaşayan Yüksel dahil 6 isim, “suç örgütü kurmak”la itham ediliyor.

Temmuz 2021’de görülen son duruşmada avukatları aracılığıyla savunma yapan zanlılar iddiaları reddetse de hakim, “kesin deliller” olduğu gerekçesiyle beraat talebini kabul etmedi. Nitekim bu davadan ayrı yürütülen ‘Beyaz Kafa’ soruşturmasında kartelle bağlantılı olarak, “Türkiye’ye uyuşturucu sevkiyatı yapan bir ekibin” de tespit edildiği belirtiliyor.

Dava dosyasında epey detay var. Son duruşmanın tutanaklarını özetlersek Yüksel, Citrosuca ile sürekli çalıştığını; bunun yanında doğal taşları farklı ülkelere taşıdığını; şirketinin kiraladığı konteynerlerdeki uyuşturucudan haberi olmadığını söylüyor. Mahkeme ise Yüksel’in şirketinin, kartelin kullandığı iki şirketten aldığı doğal taşların uyuşturucuyla karıştırıldığı ‘Beyaz Kafa’ya ait depoya götürdüğünü gösteren kanıtlar olduğunu ifade ediyor.

Dava sürdüğü için bütün bunların iddia düzeyinde olduğunu belirtelim. Ve gelelim Yüksel’in Türkiye’ye uzanan şirketlerine …

Yüksel, kokain ticaretine karıştığı ileri sürülen Stroyka’yı 2014’te Gent’te kurmuş. Onun bağlı olduğu esas şirket ise 2007’de aynı adreste kurulan OPS Group. Ticaret kayıtlarına göre güvenlik hizmetleri veriyor. Başka bir bilgi, internet sitesi filan bulunmuyor. Bir diğer şirketi ise İspanya’ya bağlı Kanarya Adaları’ndaki Las Palmas kentinde 2011’de kurulan 2BIEN INVERSIONES S.L. Tek hissedar yine Yüksel’e ait olan ve Türkiye’de kurulu Pusula Delta Uluslararası Ticaret AŞ. Ayrıca dava dosyasında kokain kaçırmakta kullanıldığı ileri sürülen doğal taş alıcısı Brezilya’daki Delta do Brasil şirketinde de Peres Hernandes isimli biriyle ortak.

İZMİR’DE KURULAN HAVACILIK ŞİRKETİ

Kısaca Avrupa’daki şirketlerin adı, sicil kayıtları dışında sadece kokain davasında geçiyor. Türkiye’de de adı neredeyse hiç duyulmamış Yüksel, 2016’da İstanbul’da aynı günlerde Pusula Delta Uluslararası Tic. AŞ. ve Pusula Akdeniz Dış Ticaret AŞ. adlı iki şirket kurmuş. Kayıtlarda ağırlıklı olarak kuruyemiş, çekirdek, çiğ ve granül kahve ile kakao, kurutulmuş egzotik meyve ithalatı yaptığı yazılı.

Pusula Delta, 2021’in Mart ayında İzmir’e taşındı. Bir ay sonra havacılık şirketine dönüşerek, Air Anka adını aldı. Pusula Akdeniz de şirketin ortağı oldu. Air Anka’nın hikayesi gerçekten merak uyandırıcı. Çünkü şirkete dair bilgiler dikkat çekici. Havacılık haberleriyle tanınan Tolga Özbek, 26 Ekim 2020’de ilk kez duyurduğu şirketle ilgili şu bilgileri vermişti:

“Son günlerin en önemli gelişmelerinden biri, İzmir merkezli kurulacak bir hava kargo şirketi. Şirketin 3 adet Boeing 777 kargo uçağı için anlaşma yaptığı, önümüzdeki aylarda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne başvuru yapıp operasyon izni alması bekleniyor. Uzun yıllar Ulaştırma Bakanlığı yapan son Başbakan Binali Yıldırım’ın bir akrabasının işin başında olduğu iddialar arasında.”

En son geçen hafta çıkan haberlerde ise şirketin THY’den kira sözleşmesi tamamlanmış iki Airbus A330 ile önce yolcu taşımacılığına başlayacağı; ön izinleri aldığı ve 50 pilotla anlaştığı yazıldı. İnternet sitesi açılmış ama işe alım için online CV gönderilecek bölüm dışında bilgi bulunmuyor.

Brezilya’daki dava ülkenin baş gündemlerinden. Bir şekilde Avrupa ve Türkiye’ye uzanan ayağına dair yeni bilgiler dava ilerledikçe çıkacaktır.