Bir mülteci çocuk ve umutları

HAZIRLAYAN: YARKIN ADA untimelybooks@gmail.com

Savaş zamanında yerinden edilmenin dehşetini yansıtan en güçlü, rahatsız edici ve akılda kalıcı kitaplardan biri Jerzy Kosinski’nin ‘Boyalı Kuş’uydu. 1965 yılında yayınlandı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında ailesi tarafından güvenliği için uzak bir köye gönderilen ve Doğu Avrupa’da köy köy dolaşan bir çocuğun oradan oraya savruluşunu anlatır. Anlamsız ve acımasız bir dünyayı anlatan kitabın dili doğrudandır, masum kahramanımızın onu çevreleyen vahşeti kavramaya başlayışını izleriz.


‘Boyalı Kuş’ zor ve meşakkatli bir okumadır ama aynı zamanda da dehşetle vahşetin, masumiyetle sevginin yakınlığını irdeleyen en güçlü kitaplardan biridir ‘Babam Bir Çalıya Dönüştüğünde’yi okurken sık sık ‘Boyalı Kuş’ hatırıma takılmadı değil. Yine yerinden edilme, kayıp, korku ve savaşın kötülüklerine işaret eden ve bunlara dokunan bir temayla başbaşasınız. Ancak Vlag&Wimpel ödüllü bu küçücük romanda çok daha mizahi bir dille ilerliyorsunuz. Kitap, yoğun ve ürkütücü olmasa da bir mülteci olarak bir çocuğun neler yaşayabileceğini göstermekte harika. En başından beri herhangi bir savaşın boşunalığı, sınırların içine sıkışmanın sorgulanması hakkında bir hikâyeyle karşı karşıyasınız. Sayfaların içerisinde ilerlerken de savaşın pek çok biçimlerini yaşadığımız bu zamanlarda umudun bir çocuğu nasıl ayakta tuttuğunu, korkularını nasıl çalıya dönüştürdüğünü de görüyorsunuz.

Kitapta ustaca yaratılmış bir Leeuwen kahramanı önümüze dikiliyor. Evet hikâye üzücü ama bir çocuğun bakış açısı da mükemmel şekilde yakalanmış. Toda dürüst, kendine özgü, girişimci ve tüm çocuklar gibi dünyaya farklı bir açıdan bakıyor. Tema ne kadar ciddi olsa da, Joke van Leeuwen yaratıcı dili kullanarak mizahı nasıl öreceğini iyi biliyor gerçekten. Tabii burada çevirmenin bu dil becerisini iyi yorumlaması da oldukça önemli. Hasan Türksel’in özenli çevirisini de yabana atmamak gerekli. Leeuwen’in üslubu ise doğrudan ve nettir. Sesi kadın kahramanın sesidir ve onun gözlemleri ve içinde bulunduğu koşullara ilişkin anlayışı genellikle çocukçadır. Kitaba gücünü veren şey, onun anladıkları ile bizim bildiklerimiz ve şüphelendiklerimiz arasındaki karşıtlık aslında. Usta yazar bir hikâye anlatmak, gerilim yaratmak için kısa kelimeler ve cümleler o kadar iyi seçilmiş ki sizi içine çekiyor.

Çizimler ve yazılar metin arasına buraya ve oraya dağılmış durumda, küçük çizimler hikâyeyi daha da gerçek kılıyor ve yine bu noktada da kitap açık bir ‘Van Leeuwen’ damgası taşıyor diyebiliriz.

Özetle; Toda’nın babası bir çalıya dönüşmeden önce pasta şefidir. Yirmi çeşit tartolet ve üç çeşit pasta yapmak için her sabah saat dörtte kalkar. Ta ki güneyde, ‘birileri ile diğerleri’ arasında savaş çıkana kadar. Hatta o diğerlerinin bir kısmı da arkadaşıdır. Çok geçmeden de askere alınır. Toda, annesini ve göreceli güvenliğini bulmak için ‘sınır ötesine’ gönderilir. Kaçış yolu onu anlaşılmaz, insanlık dışı ve ürkütücü savaş dünyasına götürür. Köyden köye ve nihayetinde sınıra doğru ilerlerken, o da bilinmeyeni ve rahatsız edici olanı müzakere etmek zorundadır.

Joke van Leeuwen, savaşın getirdiklerini, ülkesinden ayrılmak zorunda kalan insanların yaşadıklarını benzersiz bir üslupla anlattığı bu kitabında ilginç karakterleriyle de bir kara komediye imza atıyor. Kitap, çocuk edebiyatında mutlak bir başyapıt ayrıca 2016 yılında da sinemaya da uyarlanmış. 9+ yaş grubuna tavsiye edilir.

***

MİMAR OLMAK İSTİYORUM
Pablo Amor, Cristina Llorente
Resimleyen: Gerard Armengol
Çeviren: Ayşe Caner
Yeni İnsan Yayınları, 2019

Edu, öbür arkadaşları gibi sadece evde oyuncaklarıyla oynamayı değil, aynı zamanda tahta kulübelerin içerisinde vakit geçirmeyi ve eşyaları söküp takmayı da sever. Her gün öğle yemeğinden sonra mutfak sandalyelerini söker, karmaşık yapılar inşa eder, onların üzerini masa örtüsüyle örtüp kalelere, gökdelenlere ya da bahçeli evlere dönüştürür. Çünkü Edu, mimar olmayı her şeyden çok istemektedir ve bu amacını gerçekleştirmek için, geçmiş çağlarda inşa edilmiş evleri incelediği bir maceraya atılır. İyi bir tasarımcı aynı zamanda iyi bir gözlemci olmak zorundadır. Edu, dünyadaki en güzel evi bulmayı çabalarken, bizi mimarinin en önemli eserlerine doğru yapılan bir yolculuğa sürüklüyor. Mimarinin inceliklerine yol alan bu kitap 8+ yaş grubu için iyi bir okuma deneyimi sunuyor.

***

ÜÇ
Stephen Michael King
Çeviren: Sarp Dakni
Meav Yayınları, 2020

Üç ayaklı bir köpek, ileride ne olabileceğini keşfetmek için kendi yolculuğuna çıkar. Küçük gezgin, yolculuğunda aradığının sevgi mi yoksa bir ev mi olduğunu deneyimleyerek bulmaya çalışır. Şehirden kırlara doğru yaptığı yolculukta pek çok farklı bacaklı hayvanla karşılaşacaktır. Her seferinde de minnettarlık duyarak pozitif ve negatif birçok bakış açısı geliştirir. İlginç bir genç kız ve onun misafirperver ailesiyle tanıştığında ise her şey değişir. Farklılığı hayatın bir gerçeği olarak kabul etmek, empati kurmak, şükretmek ve kendi yolunu takip etmek üzerine harika bir kitap. Suluboya, kuruboya ve mürekkebin mükemmel şekilde bir araya getirildiği, capcanlı renk cümbüşüyle bezenmiş kitap kuş bakışı haritalar ve Üç’ün yolculuğunun bazı işaretli yollarını da sunuyor. 3+ yaş için tavsiye edilir.

***

AYLAKLAR KUMSALI
Alex Nogués
Çeviren: Emrah İmre
Can Çocuk Yayınları, 2021

“İsmim Sofía. On bir buçuk yaşındayım, büyüyünce aylak olmak istiyorum.”
Böylelikle, kışın sahili seven, Mozart’ı veya Kandinsky’yi matematiğe tercih eden ve babasının bir gün “hayatını kazanmak” zorunda kalacağını söylemesine dayanamayan bir kızın masum, doğaçlama, derin ve dokunaklı hikâyesi başlıyor.
Katalan yazar Alex Nogues’dan kendi yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfetmeye dair, bilgelikle dolu bir hikâye ile karşı karşıyayız. İddialı olmayan, zarif, akıcı ve farkına varmadan size nüfuz eden bir dil; İçinize giren, iyi hissettiren, yeniden yaşatan, hayal kurduran, sizi ötekinin varlığına götüren metinde Sofia’nın kendini içinde bulduğu durum bizi derinden sarsıyor… Bir inisiyasyon romanı olarak adlandırabileceğimiz bu hareketli, derin ve çok heyecan verici roman 9+ yaş grubu için tavsiye edilir.

***

YOLUN ÖTESİ
Guido Sgardoli
Çeviren: Bahar Ulukan
Turkuvaz Kitap, 2020

Çağdaş İtalyan çocuk ve gençlik edebiyatının en dikkat çeken yazarlarından biri olan Guido Sgardoli’nin bu kısa romanı beklenmedik şeylerle mücadele eden bir çocuk hakkında. Özetle; babasıyla dağlara yaptığı bir gezi, Albi için kendi iç güçlerine, cesaretine ve nasıl yapılacağını bilme yeteneğine başvurma ihtiyacına dönüşür. Kendi başına idare etmek, yolu geriye doğru yeniden almak, doğru yönü aramak, kolay korkulara ve şüpheli seslere teslim olmamak ve babası için yardım bulmaya gitmek Albi’nin elindedir.
Yazar dağların güzelliğini ve tehlikesini bir uzman kadar gerçek bir şekilde özetliyor. Doğa harikası dağlarda özellikle de bilmediklerimizin korkusu çok iyi işlenmiş. Anlatıyı güzelleştirmek için Alessandro Sanna’nın metne şiir ve çekicilik katan çizimleri de göz ardı edilemez. 8+ yaş grubu için tavsiye edilir.