Eskişehirli tiyatro topluluğu Entegre ile özel tiyatrolar üzerine konuştuk. Tiyatronun toplum üzerindeki etkisinden bahseden Günbeyaz, “İnsanlar yaşadıkları sorunları birilerinin dile getirdiğini görmekten büyük keyif alıyor” dedi

Bir özgürlük alanı olarak tiyatro

Anıl ATAŞ

Eskişehir’de kurulmuş olan doğaçlama tiyatro topluluğu Entegre, özel tiyatrolara dair sorularımızı yanıtladı. Özel tiyatroların yaşadığı sorunlar ve Türkiye’de tiyatroların durumu hakkında Entegre adına Reyhan Günbeyaz ile konuştuk.

Kendinizden ve Entegre’den bahseder misiniz?

Ben Reyhan Günbeyaz, altı yıldır doğaçlama tiyatro yapıyorum. On altı kişilik bir ekibimiz var. Bazı arkadaşlar yeni başladı, bazıları ise benim gibi altı yıldır bu işi yapıyor. Aslında bir araya gelişimiz de başka bir doğaçlama tiyatro ekibinden doğdu, birçok kişi de seyircimizdi ve sonrasında ekibimize katıldı. Bu sezon Entegre’nin dördüncü sezonu. İki haftada bir oyunlar yapıyoruz. Genellikle seyircinin çıkış noktası vererek başlattığı oyunlar. Bu sezon bütün oyunlarımız Adım Sanat’ta olacak.

Senaryolu bir oyun ile doğaçlama oyun arasındaki farklar nelerdir? Bu noktaya dair yaşadığınız sıkıntılar oldu mu?

Aslında ikisinde de temel olarak her şeye hazırlıklı olmanız gerekiyor. Çünkü metinli bir oyunda da herhangi bir aksaklıkta doğaçlama yapmak zorundasınız. Yani metinli tiyatronun temeli de doğaçlamadır. Tek farkı doğaçlamanın seyirciyle interaktif bir şekilde gerçekleşmesi. Her oyunumuz seyirciye bağlı olarak değişiyor. Metinli oyunlarda seyircinin enerjisi sahnesi pek fazla etkilemez ama bizde seyirci oyuna katılmadığı zaman oyunumuz aksayabiliyor. Böyle durumlarda bizim daha fazla pratik sergileyip seyirciyi bir şekilde oyuna katmamız gerekiyor. Yani işin zorluğu biraz bu kısımda. Bunun yanı sıra metinli tiyatroda oynayan oyuncuya göre daha fazla kültürel bir birikime sahip olmamız da gerekiyor. Seyircinin istediği her şeyi bilmemiz gerekiyor.

Tiyatronun gördüğü bu yoğun ilgiyi nasıl açıklayabiliriz?

Bana göre tiyatro, “Bir dakika, ben de buradayım ve benim de söylemek istediğim bir şeyler var” diyen kişilerin toplandığı bir alan. Bizim ekipte herkesin söyleyecek bir şeyi var ve aslında hepimiz toplumun sorunlarını dile getiriyoruz. İnsanlar, yaşadıkları sorunları birilerinin dile getirdiğini görmekten büyük keyif alıyor. Hem onları desteklemeye geliyorlar hem de kendi sorunları sahnede herhangi bir şekilde izlemek onların hoşuna gidiyor. Keşke herkes konuşsa ama tiyatro bu alanda biraz daha özgün. Ki biz doğaçlama tiyatro yapıyoruz, dilin kemiği yok, biraz serbestiz bu konuda. Bu ilgi aslında seyircinin cesareti olanları izleme şekli.

Sorunları dile getirmekten bahsetmişken, tiyatronun ve tiyatrocunun yaşadığı zorluklardan bahsedebilir misiniz?

Aslında tiyatro istenmeyen bir sanat dalı. Çünkü önceden denetleyemiyorsunuz. Evet şehir ve devlet tiyatroları denetlenebiliyor, oyunlar yasaklanabiliyor ama özel tiyatroyu kontrol altına almak biraz daha zor. Birçok sanatçı sadece düşüncesini dile getirdiği için sanatından icra ediliyor. Böyle bir toplumda yaşıyoruz. Mesela benim hedefim çok tanınmamak. Çünkü çok fazla tanınmadığınız zaman bir şeyleri dile getirmek daha kolay oluyor. Eğer herkes sizi tanıyorsa söyledikleriniz batar ve sanatınızı yapamazsınız.

Sanatın kamusal yanı nasıl sizce? Eskişehir şehir tiyatroları bu konudaki en iyi örneklerden birisi mesela. Bu konuya dair neler diyebiliriz?

Bence Türkiye’nin en başarılı şehir tiyatroları Eskişehir’de. Yani az bir ödenekle o kadar imkansızlıklara rağmen herkes kendinden ödün verip orada bir iş yapıyor ve seyirciye ulaşmaları çok daha kolay oluyor. Çünkü çok ucuz biletleri ve şu anda insanlar bastonlarıyla izlemeye gidiyor. Her oyunun bileti bir ay içerisinde tükeniyor ve bu Eskişehir çapında muhteşem bir şey. Çok güzel bir kitlesi var.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Ek olarak şunu söylemek istiyorum: Herkesin tiyatro izlemesi lazım. Bilet satışı için stant açtığımızda öğrencilerden genelde “Ben tiyatro izlemem ki ya” gibi tepkiler alıyoruz. Keşke daha bilinçli bir nesil yetişse. Bu algıyı aşmak için Anadolu Üniversitesi’ndeki uygulamadan bahsedebiliriz. “Kültürel Etkinlik” diye zorunlu bir ders var ve herkesin mezun olabilmesi için tiyatro izlemesi gerekiyor. Keşke bu tüm üniversite ve liselerde yapılsa. Çünkü bir şey zorunlu olmadığı sürece insanlar bu tarz şeylere katılmıyor, eğitim sistemimiz bizi bu şekilde yetiştiriyor. Bir şekilde insanların bu etkinliklerle etkileşime geçmesi sağlanmalı.