Atatürk Havalimanı kapatıldı, 10 milyar avroluk ekonomik kayıp yaratıldı. 4–5 milyar dolar değerindeki havalimanı çöpe atıldı. Çevresinde konuşlanmış havaalanı otelleri, fuarlar, kargo şirketleri, akaryakıt istasyonları zora sokuldu. 200 milyon yolcu kapasitesi kuruluyor. Oysa ki ihtiyaç, 70 milyonluk kapasite yaratmaktı.

‘Bir sevda’ uğruna yıkım

HAZIRLAYAN: İbrahim EKİNCİ

Herhangi bir projenin ekosistem içinde yaratabileceği etkilerin tamamını kapsamamak, kurduğu ile yıktığı ekosistemlerin milli gelir etkisini tartmamak, sadece ranta ve seçmeni etkilemeye odaklanmak, batıl büyüklük taslama tutkusunu beslemek, AKP’nin proje anlayışının tipik bir tezahürü. Bu proje, 4–5 milyar dolar değerindeki AHL’yi çöpe attı! Bu liman civarına konuşlanmış havaalanı otellerini, fuarlarını, kargo şirketlerini, akaryakıt istasyonlarını zora soktu. Liman, hepsini kaderiyle başbaşa bırakıp, bölgeden çekip gitti… AHL çöpe atılırken yeni limanda gereksiz kapasiteye milyar dolarlar gömüldü. 200 milyon yolcu kapasitesi kuruluyor. Oysaki ihtiyaç, AHL çalışırken ilave 70 milyon kapasite yaratmaktı!

Ulaşım Uzmanı Prof. Dr. Haluk Gerçek, araştırmasında AHL’yi kapatmanın, inşaat ile yatırım olarak 8,4 milyar avroluk bir ekonomik kayba yol açtığını, ayrıca çevresindeki otel ve ticari işletmelerin yıllık kaybının da 580 milyon avro olduğunu saptadı. Bu işletmelerin eski gelir düzeylerine kaç yılda ulaşabilecekleri belli değil. AHL erken kapatıldığı için işletmeciye (TAV) 389 milyon avro ödenmiştir. Yani bu tarafta 10 milyar avrodan daha fazlası kaybedildi, o tarafta yeni liman için 10 milyar avro harcandı! Şimdi projenin hesap kitap tarafına bakalım.


İhalesi 3 Mayıs 2013’te yapıldı. Cengiz, Kolin, Limak, MAPA, Kalyon OGG; 10 milyar 247 milyon avro maliyet 22 milyar 152 milyon avro kira teklifi ile kazandı. Projenin son fazı 2028’de tamamlanacak ve 200 milyon yolcu kapasitesine ulaşacak. Kira ödemeleri, ocak ayının son iş gününde ödenecek. Giden yolcuda dış hat için 20 avro, dış hattan gelip dış hatta giden transitte 5 avro, iç hat için 3 avro, iç hat transitte de 1 avro ücret olacak.

DHMİ, ilk 12 yıl için toplam 6,3 milyar avroluk sadece dış hat ve transitleri kapsayan yolcu garantisi verdi. İşletmeci, dış ve dış transit yolculardan taahhüt edilen gelirin altında gelir elde ederse Hazine farkı ödeyecek. Eğer üzerinde gelir elde edilirse fark Hazine’ye aktarılacak. Havacılık yazarı Güntay Şimşek, bu 6,3 milyar garantinin ilk yıl 316,4 milyon avrodan başlayarak 12’nci yılda 689,8 milyon avroya çıkacağını yazdı. Biz, projeksiyonda bu bilgiden hareketle yıldan yıla dengeli olarak artan bir garanti tablosu oluşturduk. 2019’da işletmeci devlete 22,4 milyon avro ödeme yapacağını açıkladı. 2019 bu rakamlarla geride kaldığı için projeksiyonu 2020 itibariyle “70 milyon yolcu” öngörüsüyle başlatmak mantıklı olurdu ancak salgın dolayısıyla 2020’de toplamda yüzde 65,6 kayıp yaşandı. Yüksek kayıp devam ediyor.

TEK GELİR YOLCUDAN DEĞİL

Limanın 1. fazı 29 Ekim 2018’de (90 milyonluk kapasite) açıldı. Faz 1’in yatırım maliyeti 7.5 milyar avro oldu. İST’de kira ödemelerinin de başlangıç tarihi olarak kabul edilen işletme süresi başlama tarihi kamu belgelerinde 7 Nisan 2019 olarak gözüküyor. Dolayısıyla fiili açılış tarihi 29 Ekim 2018’den resmi açılış tarihi 7 Nisan 2019’a kadarki 6 aylık dönemde kısmen uçuşa açıldığı için bu ara dönemin garanti hesaplamasında ne şekilde dikkate alındığı hakkında açıklama yok.

Elimizdeki veriler bunlar. Projeksiyonda kullanacağımız parametrelere gelince… Prof. Dr. Seyfettin Gürsel ve Araştırma Görevlisi Tuba Toru Delibaşı’nın araştırmasındaki, 2019–2030 arası yolcuda yıllık yüzde 6.4 artış öngören iyimser senaryoyu baz aldık. Projeksiyonu garantili dönemin bitimine kadar uzattık. Salgın nedeniyle verilen 2 yıl ek işletme süresini de ekledik.

İST, esas itibariyle AHL’nin yolcusunu devralacak. Devralış dönemi yolcu sayıları bellidir. AHL, son faaliyet yılı 2018’i 68,3 milyon yolcu ile kapatmıştı. 2019’un ilk 4 ayında da faaliyetteydi. AHL ve İST’in 2019 yolcu sayıları toplandığında, AHL’nin 2018 sayısına neredeyse eşit olduğu görülüyor. Dolayısıyla İST, AHL’nin tam kapasitesini 2020’de devralabilecekti. Pandemi işi bozdu. Projeksiyonda 70 milyon yolcu ile 2022’yi normale dönüş olarak aldık.
İç–dış yolcu oranları yaklaşık yüzde 25–yüzde 75’tir. İST, THY’ye transit hizmeti veriyor. THY’nin son 5 yıllık verilerine göre dış hatlar yolcusunun yüzde 55’i transittir. TÜİK istatistiklerine göre bütün yolcu segmentlerinde giden–gelen yolcu sayıları yarı yarıyadır. Buna göre limanda yolcu sayıları “İstanbul Havalimanı’nda Yolcu Artış Projeksiyonu” tablosundaki gibi seyredecektir. Bu tabloya göre İstanbul Havalimanı’nda devlet, eğer projeksiyondaki yolcu artışları gerçekleşirse, garanti dönemi sonunda toplamda 225 milyon euro civarında bir garanti ödemesi yapacak görünmektedir.

bir-sevda-ugruna-yikim-913305-1.



KONSORSİYUMUN GELİRİ

İGA, limandan, işletme dönemi boyunca ne kadar gelir sağlayabilir? Devlet kendisi yapsaydı, kiradan daha mı fazla mı gelir elde ederdi? Şirketin geliri ile devletin aldığı kira dengeli midir? İGA’nın tek geliri yolcudan değildir. Konma, kiralama, işletme gelirleri çok daha yüksek. Ortaklardan Nihat Özdemir de yolcu gelirlerinin toplam gelirin yaklaşık üçte birini oluşturacağını düşündüklerini belirtmişti. Bu da gelirin yaklaşık yüzde 70’ini yolcu dışı alanlardan sağlamayı planladıklarını gösteriyor. Salgın öncesinde yaptığımız hesaplamaya göre; İGA’nın konma gelirleri, 2020’den itibaren tam kapasiteye ulaşarak 590 milyon avro civarında gerçekleşecek görünüyordu. Bu muhtemelen 2022’ye ertelenmiş oldu. Konma gelirlerinin 2029-2030 yıllarında 1 milyar avroyu geçmesi beklenebilir.

Yeme içme alanlarında İGA, TUM İÇTUR ile 25 yıllık bir anlaşma yaptı. 32 bin metrekare alanı kapsayan bu anlaşmanın bedeli açıklanmadı. 55 bin metrekarelik “duty free” alanı ile birlikte düşünüldüğünde toplam 100 bin metrekarelik alanın yüzde 85’inin kiralandığı sonucu çıkıyor. “Duty free” anlaşmasında 53 bin metrekarelik alanın 500 milyon avro yıllık kira ile verildiğini düşündüğümüzde, kalan kısımlardan en temkinli tahminle 350 milyon avroluk ilave kira geliri sağlanacağını düşünmek yerinde olur.

Kargo/Lojistik Merkezi; projenin ilk fazı için 1,4 milyon metrekarelik bir alana kuruldu. İlerleyen fazlarda 200 bin metrekarelik ilave yapılması planlanıyor. Yakıt ihalesini de konsorsiyum almıştır. Limanda 40 bin araçlık otopark var. Yolcuda tam kapasiteye ulaşılmadan, otopark kapasitesinin yüzde 100’e ulaşması da zordur ancak yıldan yıla artan ciddi bir gelir kalemi oluşturacağı kesindir. İki yıl ertelemeli de olsa, gelir–gider tahminleri üzerinden bakıldığında, İGA, 2032’de bitmesi gereken garanti döneminde:

• 6,3 milyar avro yolcu geliri (garantili)

• 9 – 10 milyar avro konma geliri

• 6 milyar avro “duty free” geliri

• 3 milyar avro lojistik alan kira geliri

• 1 milyar avronun üzerinde otopark geliri

• Yaklaşık 1 milyar avro da diğer alanlardan olmak üzere toplamda 26 – 27 milyar euro gelir sağlayacağı tahmin edilebilir.

Buna karşılık:

• 2022’den itibaren devlete KDV dahil her yıl 1 milyar 45 milyon avro kira ödeyecek.

• 4 milyar avroya yakın işletme gideri yapacak.

• Faiziyle birlikte kredi borçları için 9 milyar avronun üzerinde ödeme yapacak. Böylece toplamda 23–24 milyar avro gideri olacak. Bu tahminlere göre garanti döneminde İGA’nın 3 milyar avro civarında bir kâr etmesi mümkün gözüküyor.

Ancak asıl kârı bundan sonra yapacak. Çünkü kredi borçları bitmiş olacak, yolcu sayısı artacağından havacılık gelirlerinde artış olacak. Garanti dönemi bittiği için fazla yolcu geliri tamamen kasasında kalacak. Havacılık gelirleri 2031’de 1,6 milyar avroyu, havacılık dışı geliri gelirleri 1,3 milyar avro bulacak görünmekte. Toplam gideri ise 1.3 milyar avro civarında olacak. 7 bin 500 hektar alanın kalan kısımlarını değerlendirebilecek. Eğer Türkiye krizden krize sürüklenmezse konsorsiyumun 2030 sonrası ikinci dönem gelirinin 25 milyar avro civarında olacağı, toplam işletme döneminde 30 milyar avroya yakın olacağı söylenebilir. İşte devlet yapıp işletseydi daha mı kârlı olurdu sorusunun cevabı bu. Bir başka açıdan soralım: Bu ölçüde yüksek bir gelire karşılık devlet neden giderek artan bir kira öngörmedi?

İST’te durum diğer KÖİ projelerinden farklı. Devlet burada kira alacak. Yolcu garantisinde, yeni liman eskisinin kapasitesini devralacağından, başka bir ifade ile yolcu sayıları belli olduğundan fahiş garantiler verememiştir. Garanti ödemesi düşük kalacaktır. Limanın kira gelirleri KDV dahil 26 milyar avrodur. Yolcu sayılarını garanti döneminde yıldan yıla yüzde 6,4 artırarak hesaplama yaptık. Bu artışlar gerçekleşebilir mi? Yakın geçmiş, bu kadar artışı olası gösteriyor. Ancak riskler de var. Yeni salgın dalgası, her şeyi altüst edebilir. Ülkenin büyümesi istikrarsızdır. Olumsuz gelişmeler halinde gelir beklentileri rahatlıkla tersine dönebilir.

KOT MESELESİ

Müteahhit ortaklık, kot için öngörülen dolgu miktarının 90 metreden 60’a düşürülmemesi halinde platformun öngörülen zamanda inşa edilemeyeceğini bildirdi, DHMİ kabul etti. Kot düşürülmesinin projede teknik açıdan sorun teşkil edip etmediği konusunda yorumda bulunacak değilim. Bununla birlikte bir gevşetme olduğunu herkes kestirebilir. Dahası, bu kadar büyük bir projede milyarlık maliyet farklar oluşturabileceğini de... Sivil havacılık mevzuatının oluşturulması sürecinde yer alan eski CHP Milletvekili Haluk Pekşen, yüklenici firmanın kotların 30 metre düşürülmesi sayesinde 1,3 milyar dolara yakın haksız kazanç elde ettiğini söyledi.

Devletin verdiğinin karşılığını istemesi gerekmez miydi? Bu tür projelerde ‘garanti’nin ana parametresi yatırım maliyeti ise kamu, neden sonradan düşürülmüş bir maliyete aynı “garanti” yükümlülüğünü sürdürsün? Şirketlerin “kot düşürülsün” talebi gerçekçi, makul da olabilir. Sorun şurada: İhalede maliyet 10,2 milyar avro olarak verilmiş. Kotun düşürülmesi bunu nereye düşürüyor? Diğer yandan bu tür değişikliklerin ihale bittikten sonra yapılması, hukuka da aykırı. İhaleye katılan diğer şirketler 60 metre kota göre daha düşük teklif verebilirlerdi! Türkiye’de devlet bunu pek çok kez yaptı ve pek çok kez bir şirket lehine haksız kazanç alanı yarattı. Özellikle yapım işlerinde... İhaleye çıkılıyor, inşaat izni 100 bin metrekare, hatırlı şirket 300 bin metrekare yapmış! Diğer talipliler yargıya gidemiyor bile. Çünkü iktidar bağımlısı iş ortamında hükümeti kızdırmak bir sonraki işte de şansını kaybetmek anlamına geliyor.

bir-sevda-ugruna-yikim-913307-1.
TABLO AÇIKLAMALARI: Son sütundaki artı rakamlar Hazine’ye aktarılacak garanti üstü gelirdir. Eksi rakamlar devletin ödeyeceği garantilerdir. 2019 yılı garanti miktarı 316.4 milyon euro idi. Liman nisan ayı başında taşınabildi ve açıldı. 2019 için 9 aylık tahakkuk 233.1 milyon euro oldu. Şirket devlete 22.5 milyon euro ödeme yaptı. Bunlar DHMİ açıklamasıdır. // Yolcu sayısında 2019, 2020 (tabloda gri zeminli) gerçekleşme rakamlarıdır. 2021’de yolcu kaybının %50 olarak alındı. 2020’de %65,6’ydı. // Bakan Karaismailoğlu’nun açıklamasına göre 2020 ve 2021 yılında devletin garanti, şirketin de kira ödememesini işletme dönemine iki yıl ekleyerek erteleme formülü üzerinde durulmaktadır. Tabloda bu esas alınmıştır. // Projeksiyonda, 2020 - 2021 kira - garanti ödemesi olmadığı için, devletin normal garanti taahhüdü 2022’ye kaydırılarak devam ettirildi, garanti süresine de 2 yıl eklendi. Normalde 2030’da bitmesi gereken garanti dönemi 2032’ye kaymış oldu. // Garanti hesabında sadece dış hat ve transfer geliri alınmaktadır. // Projeksiyona göre işletmecinin garanti döneminde 2020 ve 2021 yıl geliri hariç (salgın nedeniyle kira - garanti ödemesi olmayan bu iki yıl geliri şirkete kalacaktır) garanti hesabında dikkate alınacak toplam yolcu geliri 6 milyar 75 milyon euroya ulaşıyor. Devletin garantisi ise 6,3 milyar eurodur. Fark (garanti) 224,4 milyon euroya gelmektedir. // Garanti ile Gerçekleşme Farkı sütunundaki gri zeminli rakam (-83.251.368 euro) net hata noksan kabilinden tamamlama rakamıdır.) // Ücret, yalnızca çıkış yapan yolculardan alınmaktadır. Bu da her segmentte daha önce belirttiğimiz gibi toplamın yarısıdır.