Akıl sağlığı gerçekten önemli; hani Dünya Kupası'nın futbolun yanında bunu da hatırlatması bizim açımızdan iyi mi, kötü mü anlayamadık.

Akıl sağlığı gerçekten önemli; hani Dünya Kupası'nın futbolun yanında bunu da hatırlatması bizim açımızdan iyi mi, kötü mü anlayamadık.
Mesela;
Brezilya oynuyor, Yurdumun Direktör Bey'i Scolari’ye akıl veriyor, hani 5 kez Dünya Kupası'nı kazanan takımın teknik direktörüne…  “İnşallah olmaz ama Scolari de bunu düşünmeli”, bu ne demek şimdi?..
Ya Hamza Efendi'ye ne demeli; Sneijder’e maç boyunca verdi-veriştirdi… Ne o; aldığı paranın karşılığını vermiş, üstelik Türkiye Direktörü'nün sahibi olduğu (!)Türkiye Futbolu'nu da eleştirmiş…
Sneijder düşmanlığı priminden o da nemalanmak istiyor.
Ömer Abi ise bizim için karşı pencere durumunda?
Ya kardeşim, her dakika pozisyonların şekline göre her şeyi söyler mi bi-insan?
Sürekli farklı; başı-sonu belli olmayan yorumlar içinde… En net olanı; Van Gaal’i eleştirmesiydi ki; aksilik o ya adam oyuna iki hamle yapıp maçı kazanmaz mı!
O bir de “buradan da kaleye vurulmaz ki”, “her yerden şut deniyor” gibi yorumları ve şut atmadan nasıl gol olacağına dair de fikrinin olmaması da bize ıstırap olarak geri geliyor tabi ki…
Ha şu Lahm problemini çözmek gerekiyor;
Her Almanya maçında Lahm’ın zorla sağ bek oynatılma histerisi bir tek bizim yorumcularda var.
Şimdi biraz taktiksel açıklama yapıp sonra takılma boyutuna geçmek lazım. Alman Ulusal Takımı'nın orta alanında Kross, Schweinsteiger, Keriha gibi yüksek ve kalın oyuncular var, diğer taraftan defansın ortasında oynayan Hummels, Boateng, Mertesacker  de yüksek ve kalın oyuncular, eğer aralarına çabuk ve süratli rakip oyuncular düşerse toparlanmaları mümkün değil.
O yüzdendir; hem Löw, hem de Guardiola bu açığı kapamak için Lahm’ı bu mevkide oynatmak zorunda kalıyorlar. Hem çabukluğu, hem kademe anlayışı, sürati onun bu mevki için önemli avantajlarıdır.
Guardiola bile son Şampiyonlar Ligi maçında Lahm’ı Ronaldo için sağ bek oynattı ve fark ortaya çıktı.
Hani Löw ve Guardiola’yı kaale almazsanız tamam, eyvallah haklısınız!
Taktiksel olarak biraz daha kurcalarsak;
Dünya Kupası'nda hiç bir takım fantastik oyun peşinde değil, hepsi akıllı stratejilerle maçı kazanmak peşinde… O yüzdendir takım taktiği çok ön plana çıkmakta, atletik özellikler ve temponun farklılıkları çok net ortada, diğer taraftan bu Dünya Kupası'nın ortaya koyduğu en önemli ayrıntı; futbolun her iki yönünü çok iyi oynamak gerekliliğinin kaçınılmaz olduğu gerçeğidir (İtalya, İspanya örnekleri), en iyi takım; bu her iki yönü ile ilgili geçişleri taktiksel olarak iyi yapandır.
Bu işi başaranlar orada gerçekten iyi işler yapıyorlar, sadece bizde Direktörümüz geçişe takıldığı için mikrofonun başına geçti.
Şimdi bunları göz önünde bulundurursak belki abiler ve amcalar ona göre yorum yapma ihtiyacı hissederler.
Yoksa son maç akşamı olduğu gibi yabancı herhangi bir kanalda, dili bilip bilmemek hiç önemli değil, seyretmenin güzelliği gerekecek.
Fransız kanalına denk geldim ki; hiç önemli değil, çünkü kendi kanalımızda seyredince de olaya Fransız kalıyoruz.
Rahat olmak lazım?
Akıl sağlığı zaten risk altında?