Hepsi fiziğin temellerini altüst etmektedir. En sevilen konu Einstein’ı “çürütmek”tir; ama elektron için yeni bir model kuranlar, kütleçekimi ile manyetizmanın aynı olduğunu söyleyenler, Excel'de kara delik hesapları yapanlar, yeni temel parçacıklar hayal edenler de eksik olmaz

‘Bir teorim var!’


"Benim teorime göre yerçekimi yok” dedi karşımdaki beyefendi. “Cisimler birbirine karanlık enerji tarafından itiliyor.”

Bir süre ne diyeceğimi bilemedim. Muhatabım bir dostumun akrabasıydı ve işinde başarılı, saygıdeğer, nazik bir insandı. Ama sözlerimi dikkatle seçmeye çalışmamın asıl sebebi bu kişinin fiziği gerçekten seviyor olmasıydı. Fizik okumak istemesine rağmen hayatı onu bambaşka bir yöne sürüklemişti. Emekli olduktan sonra, okuduğu popüler kitaplardan esinlenerek fiziğin temellerini baştan yazmaya girişmişti.

Bu düşünceye nereden ulaştığını sordum. Ona öyle geldiğini söyledi. Yerçekimi yoksa neden yüzlerce yıldır fizikçilerin bu yanılgıyı düzeltmediğini sordum. Net bir cevap alamadım. Dilim döndüğünce bilimin ‘bana öyle geliyor’ ile yapılamayacağını, yeni fikirlerin mevcut bilgiler üzerine veriler ve matematikle inşa edilmesi gerektiğini, yüzlerce yıldır teste tâbi tutulup üzerinde anlaşılmış prensipleri sorgulamak için çok sağlam kanıtlar bulunması gerektiğini anlatmaya çalıştım. Dostça konuyu kapattık, ama söylediklerimin bir etki yapmadığı belliydi.

Benim için nadir bir olay olsa da, itibarlı fizik bölümlerinde çalışanların sık rastladığı bir durumdur bu. Popüler fizik kitaplarında okuduklarının ötesinde öğrenilecek bir şey kalmadığını zanneden hevesliler, hayallerinde kurdukları evren modeliyle akademik fizikçilerin kapısını ve e-posta kutusunu aşındırırlar. Hepsi fiziğin temellerini altüst etmektedir. En sevilen konu Einstein’ı “çürütmek”tir; ama elektron için yeni bir model kuranlar, kütleçekimi ile manyetizmanın aynı olduğunu söyleyenler, Excel'de kara delik hesapları yapanlar, yeni temel parçacıklar hayal edenler de eksik olmaz. Buna karşılık mesela üç cisim problemi, oda sıcaklığındaki süperiletkenler, masaüstü füzyon reaktörleri, protein katlanması, kuantum algoritmaları gibi “küçük” meseleleri inceleyen amatör hiç duymadım.

Bazı heveslilerin zannettiğinin aksine, yeni teoriler bir fizikçinin ‘hadi bambaşka bir şey yapayım’ demesiyle oluşmaz. Önce, bilinenlere hâkim olmak ve mevcut teorilerin nerede eksik kaldığını anlamak şarttır. Yeni bir teorinin eskisinin açıkladığı her şeyi açıklaması beklenir. Bir teori defalarca denendikten sonra kabul edilir ve çok gerekmedikçe değiştirilmez.

Popüler kitaplarda sözlü anlatım esastır; o yüzden benzetmelere bel bağlanır ve matematiksel ayrıntılara girilemez. Öte yandan fizikçiler benzetmelerle değil, matematikle düşünür. Temel fizik süreçleri günlük tecrübemizden o kadar uzaktır ki herhangi bir benzetme ile anlaşılamaz. Galileo evrenin matematik diliyle yazılmış olduğunu, bu dili bilmeyenin onu anlayamayacağını yazmıştı. Dört yüz yıl sonra bile bu hâlâ geçerli; muhtemelen de hep geçerli olacak. Fiziğe gerçek bir katkı yapmak isteyenlerin ileri matematik öğrenmeye zaman ayırması gerekir.

Amatör fizikçilerin bazıları doktoralı olmadıkları için “müesses nizam”ın onları engellediğini sanırlar. Ama fiziğe temel bir katkı yapabilmek, bilinenin sınırına ulaşmak için doktora seviyesinde uzmanlaşmak şart. İnzivada tek başına çalışarak dünyayı sarsan araştırmacı imgesi romantik bir hayalden ibaret. Bilimsel devrimin başından beri bilimciler yazışarak, buluşarak, akademiler kurarak sürekli iletişim halinde çalıştılar. Einstein devrimci çalışmalarını bir patent memuru iken üretmişti gerçi, ama bir münzevi olmaktan çok uzaktı; döneminin bilim çevresi ile yakın temas halindeydi.

Fizik çalışmak istiyorsanız kaynaklar açık, ama bu yolun kestirmesi yok. Kendinizi denemek için meselâ “Feynman Fizik Dersleri”ni baştan sona okumayı deneyebilirsiniz; size epeyce bilgi ve tevazu kazandıracaktır. Veya iyi bir fizik bölümüne girerek, uzmanların rehberliğinde harika bir yolculuğa başlayabilirsiniz. Kendi kanatlarınızla uçmaya başladığınızda, keşfedilecek koca bir evren sizi bekliyor olacak.