Bir yazarı tanımak: Hazan

Yavuz Selim Ayhan

Okurlar, kurgu yazarlarını önce hayallerinden tanır, hayallerini severler. Bir yazarın hayal dünyasından çıkan kitaplar arttıkça ve okuryazarla bağını kuvvetlendirdikçe yavaş yavaş onun gerçeğini, severek okuduğu o hayallerin mayalandığı zihni görmek, o yazarı olduğu insan yapan, ona binlerce okurun ilgiyle takip ettiği hayaller kurduran yaşamı merak etmeye başlar. Bir kitabı çok beğendiğimizde, yazarın o kitabı hangi koşullarda, neler düşünerek yazdığını merak etmeyenimiz çok azdır. Kimi zaman da yazarlar bu meraka cevap verir ve tüm yaşamlarını bir süzgeçten geçirerek okura sunarlar.

Hemen her kitabı çıktığı andan itibaren listeleri zorlayan, kitapları pek çok dile çevrilen, çoğu kitabının hikâyesi sinema ve televizyon uyarlamalarıyla görsellik kazanan, Türkiye’nin en üretken yazarlarından Ayşe Kulin de okurunun onun hakkında öğrenmek isteyeceği pek çok bilgiyi ve hatırayı bir araya toplayarak otobiyografik bir seri kaleme aldı. Anı-roman olarak kategorisinde yer alabilecek bu seri de okurlardan romanları kadar büyük bir ilgi gördü ve hatta serinin ilk kitabı ‘Veda: Esir Şehirde Bir Konak’ın bir televizyon dizisi uyarlaması da yapıldı.

Bu otobiyografik anlatının gördüğü ilginin ardından sırasıyla ‘Umut: Hayat Akan Bir Sudur’ (2008), ‘Hayat’ (2010), ‘Hüzün’ (2012) ve ‘Hayal’ (2014) adını verdiği kitaplarla seriyi sürdüren Kulin, yedi yıllık bir aranın ardından pandemi sürecinde kaleme aldığı ‘Hazan’ ile yaşam öyküsünü günümüze kadar ulaştırarak seriyi şimdilik sonlandırdı.

Everest Yayınları’ndan çıkan ve yazarın “Madem ben de sonbahar mevsimindeyim ömrümün” diyerek ‘Hazan’ adını verdiği kitap, yazarın hayranlarının yine bir solukta okuyacağı akıcı bir anlatı. Kulin, kitapta ekseriyetle korona ve karantina günlerine, ‘Hayal’in yayınlandığı 2014 yılının sonrasında yayımlanan kitaplarına ve onda iz bırakan yurtiçi ve yurtdışı etkinliklerine yer veriyor.

‘Sayıklamalar’, ‘Hastalık’, ‘Haziran’ ve ‘Hüsran’ adı verilen dört ana bölümden oluşan kitap edebiyat dünyasında saygıdeğer bir konuma erişmiş bir yazarın anılarını aktarırken en derinindeki özlemleri, sevinçleri, hayal kırıklıklarını ve umutları da tüm berraklığıyla okura aktarıyor. Öte yandan kitap yalnızca kişisel bir fotoğraf albümünden çok daha ötesi. Gezi’den korona ve karantina günlerine, bürokrasinin kaymağını yiyen ve bürokrasiden veto yiyenlere, edebiyat üzerinden siyasi rant ve siyaset üzerinden edebi dünyada itibar kazanma çabalarına dek toplumsal bir mesele olarak algılanması icap eden pek çok konuya dair de hiç çekinmeden kalem sallıyor. “Çünkü arkamda ne bir bankanın gücü ne bir dernek ne bir tarikat veya cemaat vardı” sözleriyle, çeşitli güç odaklarının ve gruplaşmaların yazın dünyamızdaki etkisinden de dem vuruyor.

İçinden geçtiğimiz zor günlerde girdiğimiz her sosyal medya uygulaması, açtığımız her haber programı bize kötü haberler verirken sakin bir liman arayan kitapseverlerin belki dünyanın gerçekliklerinden tam manasıyla kaçamayacakları ama yazarın sakin ve yapıcı üslubuyla rahatlayıp onları anlayan birinin varlığını hissedecekleri, bilhassa günümüz okurunun kendi hislerinin bir yansımasını bulacağı bir kitap ‘Hazan’.

Kitabın, aslında genel anlamda seriyi oluşturan altı kitabın tamamının bir diğer özelliği de, yazarla ve yapıtlarıyla ilgili akademik bir araştırma yapma niyetinde olanlar için eşsiz bir kaynak oluşturması. ‘Hazan’da da Kulin’in okurla dertleşir gibi içtenlikle kaleme aldığı, yer yer isyan edercesine haykırdığı dört ana bölümün ardından, 2014 sonrası kaleme aldığı yapıtlarla ilgili içerik detaylarını da içeren bir dökümün yanı sıra yazarın katıldığı tüm etkinliklerin, yaptığı konuşmaların, hakkında yazılan tez ve makaleler ile aldığı ödüllerin sıralandığı bir ek bölüm var.

“Hayat bir döngüdür, bahar er geç gelir ve yaza kavuşur. Benim bir kış günü yazmaya başladığım ‘Hazan’ ile siz bir yaz günü buluşacaksınız” diyor Ayşe Kulin kitabın arka kapağına da alınan bölümde. Tam da bu cümledeki gibi pek çok mevsimi bir arada yaşatan ve bir yazarı okuruna tüm içtenliğiyle anlatan bir tadı var ‘Hazan’ın.