Yıldız Kenter’in yaşamını anlatan ‘Caniko’ belgeseli, sanatçının tiyatro tutkusuna, ilişkilerine, yoktan var ettiği Kenter Tiyatrosu’na ışık tutuyor.

Bir Yıldız’ın hikâyesi
Dikmen Gürün ve Yıldız Kenter.

Eda Köprü YILMAYAN

Türk Tiyatrosu’nun kutup yıldızı olarak kabul edilen Yıldız Kenter’in yaşamı, mücadelesi ‘Caniko’ isimli belgeselle seyirciyle buluştu. Prof. Dr. Dikmen Gürün’ün danışmanlığında gerçekleştirilen belgeselin yönetmenliğini Selçuk Metin yaparken, senaryosunu Zeynep Miraç kaleme aldı. ENKA Sanat’ın sponsorluğunda çekilen belgeselin müzikleri Murat Evgin’e ait. Seslendirmesini ise Kenter’in öğrencisi Ayça Bingöl yapıyor. Yıldız Kenter’in konservatuvara nasıl girdiğine, tiyatro tutkusuna, hocası Muhsin Ertuğrul’un Kenter kardeşlere desteğine, anne babasıyla ilişkisine, özel yaşamına, ailenin en küçüğü Müşfik Kenter’e olan düşkünlüğüne, Şükran Güngör’le evliliğine, kızı Leyla’yla ilişkisine, binbir emekle kurduğu Kenter Tiyatrosu’na tanık oluyoruz. Yolu Kenter Tiyatrosu’ndan geçen oyuncular; Genco Erkal, Göksel Kortay, Ali Poyrazoğlu, Tilbe Saran, Sema Özcan, Erdal Özyağcılar, Demet Akbağ, öğrencileri; (Yıldız Hoca’nın canikoları) Yeşim Koçak, Demet Evgar, Ayça Bingöl, Engin Hepileri, Bülent Şakrak, Okan Yalabık, Özge Borak, Bartu Küçükçağlayan, bir dönem tiyatrosunu onlara açarak altı yıl boyunca aynı çatı altında çalışan dostları Haldun Dormen, Seçkin Selvi, Prof. Dr. Suat Özturna, Yücel Erten, Mehmet Birkiye, Deniz Yüce Başarır da Yıldız Kenter’i anlatan isimler arasında. Adı gibi parlayan bir yıldızın yaşamına bazen duygulanarak bazen kahkahalarla eşlik ediyoruz.

Turnelerde yemek yenilecek yerden, tuvaletlere kadar pek çok anı var anlatılanlar arasında. “Gün oldu komşu evlere bile gittim temizlik yapmak için. İki elin çıkardığı sesi duymaya o zamandan alıştırdılar beni: Öyle temiz yıkıyorsun ki bulaşıkları, bravo! Senden daha iyi tertipleyen yok bu evi, bravo! O iki elin çıkardığı sesi duymak benim zaafım oldu” diye anlatıyor Yıldız Kenter alkış sesine olan hayranlığını.

EVGAR, HOCASININ İZİNDE

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Şehir Tiyatroları bünyesine kattığı Kenter Tiyatrosu yaşamaya devam edecek. Belgeselde Yıldız Kenter’in öğrencisi Demet Evgar’ın bunda büyük katkısı olduğunu öğreniyoruz. Hocası gibi tuttuğunu koparan, onun açtığı yoldan ilerleyen Evgar, Yıldız Kenter’in ölümünün ardından Ekrem İmamoğlu ile bir görüşme yapıp konudan kendisini haberdar ediyor ve satışa çıkan tiyatro için hemen harekete geçiliyor. Böylelikle İstanbul, Türk tiyatro tarihinin de belleğini oluşturan bir salonu kaybetmeyecek. Belgeselde Yıldız Kenter’in azmini, en kötü durumda bile yaşama, tiyatroya olan tutkusunu görmek mümkün. Onun için adeta ‘olmaz’ diye bir şey yok. Öğrencisi Engin Hepileri, Şişli bölgesinde yaşanan düzenli elektrik kesintileri nedeniyle Yıldız Hoca’sının dönemin enerji bakanını arayıp “Bu akşam oyunum var. Şişli bölgesinde oyun sonrası elektriği keser misiniz?” diye aradığını ve gerçekten oyun sonrası elektriğin kesildiğini ve seyircilerin salondan mum ışıkları eşliğinde ayrıldığını anlatıyor.

Caniko belgeseli 16 Ağustos’ta Enka Sanat’ta yeniden gösterilecek.

***

TİYATRO YAYIMCILIĞI

Yıldız Kenter gibi sanata emek veren ustaların yaşamını geniş kitlelere anlatmak büyük önem taşıyor. Şunu vurgulamakta da fayda var: Kenter Tiyatrosu dönemin ilerici, yenilikçi bir topluluğu. Eugene Ionesco (Sandalyeler ve Ders oyunu) veya Edward Albee’nin (Kim Korkar Hain Kurttan) eserini sahneliyorlar. Tabi bununla ilgili pek çok eleştiriye de maruz kalıyorlar. Dönemin tiyatro eleştirileri şimdiki gibi değil. Basında metni detaylıca ele alan, oyuncularla ilgili ayrıntılı analizlerin yer aldığı yazılar yayımlanıyor. Oyunların yanı sıra belki de vurgulanması gereken bir konu Kent Oyuncuları’nın tiyatro yayımcılığı da yapmaları. Düzenli çıkardıkları dergilerde oyun çevirileri ve sanatsal tartışmalar yapılıyor, edebi yazılar yer alıyor. Oyun broşürleri ise ayrı bir konu. Mengü Ertel, Yurdaer Altıntaş imzalı broşürlerin her biri birer sanat eseri. Sahneledikleri oyunları kitaplaştırıp bastıklarını da unutmayalım. Belgeselde Kent Oyuncuları’nın yayımladıkları dergileri veya oyun broşürlerini görmeyi isterdim. Kenter Tiyatrosu’nun sadece tiyatro değil edebi anlamda da ilerici yanının vurgulanmasının önemli bir ayrıntı olduğunu düşünüyorum.