İsveç’te başkent Stockholm için çevre yolu yapımına bu hafta karar verildi. Bu otoyolun yapım projesi, ilk olarak 1960’larda ortaya atılmış...

İsveç’te başkent Stockholm için çevre yolu yapımına bu hafta karar verildi. Bu otoyolun yapım projesi, ilk olarak 1960’larda ortaya atılmış. Adamlar, yol yapmak için 40 kere değil, 40 sene düşünmüşler. Her seferinde hazırlanan projeler yetersiz bulunmuş. Otoyolun kent dokusuna zarar vereceği, gürültü ve hava kirliliği kaynağı olacağı öne sürülerek proje, rafa kaldırılmış. Stockholmlüler de, kent içinde hızlı ulaşım için yıllar yılı metrolarını kullanmışlar.
Bugün için artık kesinleşen otoyol inşaatına, 2012’de başlanacak ve bir aksilik olmazsa yol, 2020’de tamamlanacak. Çevre yolunun maliyeti yaklaşık 5.5 milyar TL’ye denk gelecek, bu da 27.5 milyar kron ediyor. Bunun 5 milyar kronunu, devlet verecek. Finansmanın diğer kısmı, belediyelere ait olacak ve toplanan trafik vergileri kaynak oluşturacak. Stockholmlüler trafik vergisini, 2006’dan beri ödüyor. Şehir merkezine, hafta içi belirli saatlerde, motorlu taşıtlarıyla girip çıkanlardan kesilen bu paralar, yola dökülecek. Benim kafamda öylece kalan, hiç atamadığım “Ödediğiniz vergiler yol, su, elektrik olarak size geri döner” sloganı da fırsatını bulup gerçekle buluşacak.
Sekiz şeritli olarak yapılması karara bağlanan otoyola, sanıyorum yol güzergâhının şeklinden dolayı, halk arasında “Kralın şapkası” deniyor. Bu şapkanın içinden çıkan tavşan da şimdiler de yeni tartışmaları alevlendiriyor. 21 km uzunluğunda olacak yolun, 17 km’si yer altından geçiyor. Yol yapımı için kazı çalışmalarının en derin noktası, bir gölün altından yürütülecek. Otoyolun, yer altından kalan kesimleri için, kimsenin bir kaygısı yok. Asıl kıyamet, yolun yer üstünden, yerleşim alanlarına yakın bölgelerden geçirilecek kısımları için kopuyor.
Çevre kirliliği yaratmasın diye büyük çoğunluğu yer altından geçecek olan otoyolun yer üstünde kalacak bölümleri Stockholm’de göçmenlerin yoğunlukla yaşadığı bölgelere denk geliyor. Her gün 100 bin aracın kullanacağı hesap edilen otoyol, Stockholm’ün göçmenlerini isyan ettiriyor. Göçmenler, “Bizim, İsveçlilerden daha fazla mı egzoza dayanıklı olduğumuz düşünülüyor?” diye soruyor. Gazeteler, kesinleşen otoyol kararını “Çevrecilik ırkçılığı” diye duyuruyor. Şimdi merakla beklenen göçmenlerin hakkını, siyasi kimliğiyle kimin savunacağı.
Bugün sağcı hükümetin Çevre Bakanı Andreas Carlgren, Merkez Parti’de siyasete başladığı ilk yıllarda, yapımı tekrar gündeme getirilen Stockholm çevre yoluna, karşı çıkmış, kendi evininde bulunduğu Ekerö bölgesindeki halkı, organize ederek bir kampanya başlatmış ve projeyi o tarihte durduran adam olmuştu. Göçmenler istemese de projenin yeni halini bir zamanların hızlı çevrecisi Bakan Carlgren destekliyor.  Carlgren’nin, “Kenar mahalleler bu işten kazançlı çıkacak çünkü oralara daha çabuk ulaşılacak” sözleri tartışılıyor.
Bu acar siyasetçiyi tanıdınız mı? Bu adam Türkiye’de yaşanan sel felaketinin sorumlusudur. Onun siyasi bakış açısının bir kaç adım daha edepsizi, bir zamanların İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan’ınkiyle aynıdır. Birilerinin hayatını, başkalarına göre daha değersiz görmek ırkçılıktır. Birilerinin yaşam hakkına, hesapsızca davranıp el koymak siyaset değildir. Bizdeki örneğe bakıldığında, ırkçılık eziyeti her zaman kendinden olmayana yapılmaz. Yapan, kendi ırkına ve din kardeşine de yapar.
Düzeltme: Geçen hafta, Kuzey Mektupları köşesinde, Slow Food organizasyonunun adı yanlış yazılmıştır. Düzeltir, özür dileriz.