Soru: ‘Gerektiğinde’ işleyebileceğimiz küçük suçlar listesinde neler olmalı?

Alınganlık. Okurlardan gelen mektuplardan birisinde “alınganlık konusunda da yazsanız” dileği dikkatimi çekti. Ruh halleri hakkında yazdığınızda kenarından köşesinden değinmemenin mümkün olmadığı konulardan birisi. Kırılganlaşmanın doğal devamı, kendi önemimizden kuşkuya düştüğümüzde girdiğimiz ruh hallerinden başlıcası. “Çay alır mısınız?” diyen ev sahibinin “yok” dediğinizde bir daha sormaması, size “mutlaka görüşelim” deyip yürüyen eski arkadaşınızın bir başka eski arkadaşınıza cebinden bilekberisini çıkartıp randevu saati belirlemesi gibi durumlarda ortaya çıkar. Alınganlığınızın gerçek olduğu, pek tercih edilmediğiniz hissine kapıldığınız durumlara alınganlık demek ne kadar doğru bilmem, ama bu oturup kendinize bir bakmanız, karşınızdakini size yeterince ‘ısrarengiz’ davranmaktan alıkoyan nedir, inceleyip anlamanız için bir işaret olarak görülebilir.

Israrengiz: Bir teklifi yarım ağızla söylemenin tam tersi yaklaşım. Bazen ta kendisi. “Nas’olsa kabul etmez” diye düşünülerek yapılmış, gürültü patırtıyla süslenmiş üslupta. Kentlileştikçe içtenliğini yitiren geleneksel misafir ağırlama biçimi. Bezdiren ikramperverlik.

Şike. Kopya, intihal, aşırma gibi iyi bildiğimiz, yapılmasını yadırgamadığımız, ahlaken onaylamasak da yapmaya zaman zaman adeta sürüklendiğimiz eylemlerden birisi. Kabahat ya da suç olarak görülmesi ise otoritenin keyfine göre değişir.

LYS. İki milyondan fazla gencin katıldığı sınav. En başarısız ilan edilen iller Hakkâri, Şırnak. En başarılı ilan edilenler Kilis, Karabük, Kırşehir, Niğde. Ne başarısı? Ortalama puan mı? Bir programa yerleştirilebilmek mi? Sınavlarda çıkacak sorulara hazırlanmakla geçen on iki yılın sonunda ‘ya da’yı bitişik yazmamak üzerinden bir değerlendirme yapılsa dağılım nasıl olur acaba?

Kadınlara karşı şiddet. Reddedilmeye gelemeyen ya da güçsüz hisseden erkeklerin işlediği suç. Suç işlenirken başka tarafa bakan aile üyeleri, hoş görüyle yaklaşan güvenlik güçleri ve gereğini yapamayan herkesin olmasını kolaylaştırdığı bir durum. Psikolojik açıklamaların varlığı, suçun ağırlığını değiştirmez.

Küçük suçlar. Lokantada yediği tatlıyı hesaba yazmayı unutan garsona bunu hatırlatmamak bir suç sayılır mı? “Canım, lokantada hesaba yazdıkları diğer ürünlerinden yeterince kazanmışlardır” diye düşünenler, suçu hissedip hafifletme yoluna giderken, garson için “o da yazmayı unutmasaydı, onun sorumluluğu” diyenler suçu başkasına atarak durumu idare eder. Soru: ‘Gerektiğinde’ işleyebileceğimiz küçük suçlar listesinde neler olmalı?

Ödünç kitap iadesi. Ödünç alıp geri veremediğim iki kitaplardan birisi 10, diğeri ise neredeyse 35 yılı doldurmak üzere. Kendimi rahatlatmak için benden alınıp geri verilmeyen kitapları hatırlıyorum; Nâzım Hikmet’in ‘Kafatası’ tiyatro oyununun amcamdan kalma ilk baskısı, mesela. Borç alıp vermemek, şike yapmak, hesaptaki yanlışlığı fark edip çaktırmamak, ödünç kitabın üstüne yatmak… Biz böyle miyiz? Böyle mi olmak istiyoruz? Böyle değilsek, bundan mutlu muyuz? Yoksa bize de bu rol kaldı diye, Kemal Sunal’lı filmlerdeki saf ve temiz karakterlerin yaptığı küçük uyanıklıkları seyrederek mi avunuyoruz?

Obez çocuklar. (Harvard Üniversitesi’nden David Ludwig’in, “Kritik sınırdaki obez çocuklar ailelerinden alınsın” şeklindeki açıklaması hakkında görüşümü soran Hürriyet eklerden Ceren Arseven’e yanıt) Her hatalı uygulama yapan ailenin çocuğunu elinden alırsak, bu çocukları koyacak yer bulamayabiliriz. Bu biraz şaka gibi gelse de, devletin müdahale edeceği durumların sınırını iyi çizmek önemli. Amerikan toplumunda obez çocukların sosyoekonomik yapısına baktığınızda, ailelerin genellikle azınlık (beyaz olmayan), yoksul ve değişik sebeplerle toplumun kenarında yer alan kesimlerde yer aldığını görebilirsiniz. ‘Aileden alma’ çocuğun yararına olduğu ve aileyle beraber bunun sağlanamayacağı kanısının kesin olduğu durumlara saklanan bir sosyal uygulama.