Deprem bölgesindeki kontrolsüz enkaz kaldırma çalışmaları yerleşim yerlerini toz bulutu altında bıraktı. Bölgedeki hekimler, solunum yolu hastalıkları ve alerjik hastalıkların artmaya başladığını belirtiyor, kanser riskine dikkat çekiyor.

BirGün deprem bölgesinden bildiriyor: Asbest riski artıyor

Nurcan GÖKDEMİR

Depremin büyük yıkımını yaşayan başta Hatay olmak üzere tüm deprem bölgesinde enkaz kaldırma çalışmaları hızlandı. Mahallelerin haritadan silindiği, kentin yerleşim sisteminin tanınmaz hale geldiği Hatay’da enkaz kaldırma çalışmalarının hiçbir önlem alınmadan acele ile yapılmaya başlanması yeni sorunlara yol açtı.


Hiçbir bilimsel kaygı güdülmeden hızla başlanan enkaz kaldırma çalışmaları tüm kentlerin üzerinde yoğun bir toz bulutu yarattı. Bölgede görev yapan mühendislerin “enkaz alanları ıslatılarak” yapılması uyarısında bulundukları çalışmalar hem görevliler hem de kentte kalan depremzedeler için büyük risk yaratıyor.

Teknik ekipler asbest içerdiği bilinen enkazları koruyucu giysi ve maske kullanmadan kaldırma çalışmalarını sürdürürken, depremzedeler de hiçbir önlem almadan yıkılan binalarının enkazlarının başında bekliyor. Yıkılan dükkanlarından, evlerinden kalanları toplayan afetzedelerin yanısıra yakınlarını kaybedenler de enkaz altında olmaları riskine karşın son enkaz parçası kaldırılana kadar alandan ayrılmıyor.

SURİYE’YE KADAR YAYILIR

Nefes kesen toz bulutu altında çalışan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hatay Koordinasyon Merkezi’ndeki sağlıkçılar, tozun yarattığı solunum hastalıkları ve alerjik hastalıkların görülmeye başlandığını anlatıyor. Ancak esas büyük sorunun inşaatların yapımında kullanılan kanserojen asbestin havaya yayılması ile ortaya çıkacağı uyarısında bulunan hekimler, “Tüm deprem bölgesinden başlayarak Suriye’ye kadar uzanan tüm bölge risk altında. Nasıl çölden gelen bulutlar Türkiye’ye toz taşıyorsa asbest içeren bulutlar da tüm bölgeyi zehirleyerek Suriye’ye kadar ulaşacak” diyor.

Beyaz toprak da denilen ve geçmiş yıllarda yaygın olarak inşaat yapımında kullanılan asbest solunumuna bağlı olarak ölümcül hastalıkların ortaya çıkabileceği biliniyor. Akciğer ve karın boşluğunu saran zarda kanser oluşmasına neden olan asbest rezervleri de yoğun olarak depremin vurduğu Diyarbakır, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay’da bulunuyor.

Asbeste bağlı hastalıkların 10 yıl içinde çıktığını anlatan hekimler, bölgede bulunan herkesin maske takmasının sağlanması için gösterdikleri çabanın da sonuçsuz kaldığından yakınıyor.

DEPOLAMAYA DİKKAT

Solumanın yanı sıra yıkılan binaların enkazlarının depolanmasında da özensizlik hakim. Solunum dışında içme suyu ile de asbestin insan vücuduna girebildiğine dikkat çeken uzmanlar, bu nedenle enkazların su kaynaklarından, tarım alanlarından uzak bölgelerde depolanması gerektiğine dikkati çekiyor. Enkazın yaygın olarak depolanması ve izole edilmesi gerekirken enkaz kaldırma çalışmalarındaki acele sonucu yerleşim yerlerinin hemen yanındaki boş alanlar, mahalleler ve sokak kenarlarında dev enkaz yığınları oluştu.