BirGün duvar yazısıdır

Devrimcilerin kocaman gölgesi altında çok güzel bir köyde mutlu bir çocukluk yaşadım. İçten gülüşleri, şefkatle ve ilgiyle gözümüzün içine bakarak anlattıkları hâlâ kulaklarımda. Dayanışmanın, sevginin, neşenin hâkim olduğu güzel günler... Ve bir sabah her şey değişti. Yaprakların yeni yeni kızıla döndüğü günlerdi. ‘Darbe’ sözcüğünü ilk kez evin büyükleri bir köşeye çekilip tedirgin ve sesizce konuşurken duydum. Sonra bildiğiniz hikâye başladı. Ev baskınları, gözaltılar, Alman kurtlarıyla her yerde karşınıza çıkan postallar. Önce devrimciler kayboldu ortadan. Gözaltı haberleri geldi, ardından işkence ve tutuklamalar. Tüm dünya bize aitken bir anda evimizin en küçük odasına kadar çekildik.

Birkaç hafta sonra okullar açıldı. Bu kez de öğretmenlerimiz gelemedi okula. Onlar da bırakmıştı bizi. Artık derdini, korkusunu kimseyle konuşamayan koca evrende ortada kalmış bir avuç çocuktuk. Her şey bitmişti. Yalnızdık, terk edilmiştik... Birkaç ay öncesine kadar neşeli kahkahalarla çınlattığımız okula ayaklarımız gitmez olmuştu.

Ama bir sabah her şey değişti. Her gün önünden geçtiğimiz koca çay ambarının orada bir kalabalık vardı. Tüm çocuklar, öğretmenler ambarın duvarına kocaman harflerle yazılan “FAŞİST CUNTA YENİLECEK, HALK KAZANACAK” yazısına bakıyordu. Bembeyaz, gece yazılmış, boya kokusu üzerinde. Evet devrimciler buradaydı, gitmediler, terk etmediler bizi. Karanlık gecenin aydınlık bir sabahı oldular. Her şey bir kez daha ve yeniden başladı bizim için. Duvarda duran o yazı benim için kalp çarpıntısı, nefes, tazelenen hayat ve tam 40 yıldır yaşayan umuttur.

BİZ VARIZ VE GELECEK BİZİZ

Bugün binlerce arkadaş her gece çıkıp duvara yazıları biz yazıyoruz. Bazen işçi tulumuyla, bezen morun en güzel tonuyla, bazen nasır tutmuş toprak kokan ellerle, bazen de gencecik yüreklerin güçlü sloganlarıyla boyuyoruz duvarlarımızı, yalnız olmadığımızı göstermek için. ‘Ne kadar çok, ne kadar güçlü ve ne kadar güzeliz’ demek için tam 17 yıl her sabaha ‘merhaba’ dedik. Korkmadan, sinmeden cesaret ve cüretle ses olmaya çalıştık. Öfkeli, acı dolu, neşeli ama umudu başucumuzda saklayarak yürüdük, ellerimizde fırçalarla duvarlara yazdık.

Yüze düşmüş hüznü silmek için, omuzları çökerten yükü almak için, düşenin elini tutmak için yazdık.

BirGün zalimin suratına inen tokat, direnen umuttur. BirGün duvara yazılmış isyanın yazısıdır.