BirGün gündeme getirmişti: Mera alanına patlayıcı madde tesisi projesi iptal edildi
Fotoğraf: Evrensel

Gökay BAŞCAN

Erciyes Patlayıcı Maddeler A.Ş., Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesi Aşağıbeyçayır ve Eğrisöğüt mahalle sınırlarına patlayıcı madde tesisi kurmak için başlattığı çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci sonlandırıldı. Ancak şirketin bölgenin kullanım hakkını 30 yıllığına aldığı ihaleye karşı açılan dava ise sürüyor.

İhale ilanında irtifak hakkı amacı ‘konut enerji ve turizm hariç olmak üzere eğitim, ticari, sağlık, sanayi, organik tarım, organize hayvancılık, sosyal ve kültürel vb. sabit ve kalıcı tesis’ iken şirket ÇED başvurusunu patlayıcı madde tesisi için yapmıştı.

Şirketin 11 Ocak’ta Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na yaptığı başvuruya göre, başvuruya göre, proje kapsamında yılda;

•16 bin ton kapsüle duyarlı emülsiyon
•55 bin ton anfo
•7 milyon adet kapsül üretim ve montaj
•15 ton ağır anfo üretimi yapılacaktı.
Proje hayata geçseydi, bölgeye, 1 adet 200 tonluk, 5 adet 75 tonluk olmak üzere toplam 575 tonluk patlayıcı madde deposu inşa edilecekti. 912 bin metrekarelik alan çayır ve mera arazilerinden oluşan bölge, Pınarbaşı Kaymakamlığı Milli Emlak Şefliği ile söz konusu direkt tarafından imzalanan sözleşmeyle kullanımına izin verilmişti.

30 Ocak’ta yapılan ÇED toplantısına bölge halkının tepkisi damga vurmuştu. ÇED toplantısına katılan bölge halkı “projenin gerçekleşmesine izin vermeyeceğiz" demişti.

İptal kararını BirGün’e değerlendiren Kayseri Karaçay Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Harun Özkan şu ifadeleri kullandı: "Köylerimize yapılması planlanan patlayıcı tesisi ile ilgili ÇED bilgilendirme toplantısı yapılmıştı. Toplantıda köylülerin ve bölge halkının çok ciddi itirazları ortaya konmuştu. Bölgemiz açısından tesisin çok ciddi tehlikeler yaratacağı anlatılmıştı. Hukuken de sürecin lehimize olacağını düşünmekteydik. Köy içme suyu şebekesine ve orman arazisine 200 metre mesafede tesisin bölgeyi zehirleyeceği, atıkların akarsu ve baraja ulaşacağı, patlama riski can güvenliği gibi birçok tehlikenin kaçınılmaz olduğu açıktı. Bu kadar risk barındıran bir tesisin merada orman köyünde yapılmaması gerektiğine inanıyorduk. Süreçte her yönden desteğini esirgemeyen haklı davamızda yanımızda olan ve gücümüze güç katan halkımıza, derneklerimize, STK’lerimize, siyasi partilerimize, çevre bilinciyle yanımızda olan herkese şükranlarımızı sunuyoruz.”