BirGün manşeti savundu, duruşma ertelendi

BirGün yöneticileri Barış İnce, Berkant Gültekin ve Can Uğur’un “Katil ve hırsız Erdoğan” manşetinden dolayı “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasından 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı. Savunmaların ardından dava kararın açıklanması için 10 Aralık gününe ertelendi.

Çağlayan 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen dava öncesi BirGün'ün yaptığı dayanışma çağrısı yanıtsız kalmadı.

CHP milletvekilleri Ali Şeker, Onursal Adıgüzel, Aykut Erdoğdu, Mahmut Tanal, Eren Erdem, Barış Yarkadaş, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat, Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ceyda Karan, TV programcısı İrfan Değirmenci, sanatçı Pınar Aydınlar, karikatürist Serkan Altuniğne, Yordam Yayınları Genel Yayın Yönetmeni ve sahibi Hayri Erdoğan, TGS İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş, Türk Tabipler Birliği'nden Hüseyin Demirdüzen, Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Bülent Özdoğan, Yurt Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Sibel Köklü, BirGün yazarları Prof. Dr. Hayri Kozanoğlu, Nazım Alpman, Güven Gürkan Öztan, İbrahim Varlı ile Ali Murat Hamarat, çok sayıda avukat ile yurttaşlar mahkemeyi izlemek ve BirGün'e destek olmak üzere Çağlayan Adliyesi'nde bir araya geldi.

Desteğe gelen kalabalıktan dolayı duruşmanın yapılabilmesi için büyük bir salon ayarlanmasına karar verildi. Duruşma, 12.00'de iddianamenin okunmasıyla başladı.

'ERDOĞAN NEYİNE GÜVENDİ?'
İddianamenin okunmasının ardından savunmayı yapmak üzere BirGün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Berkant Gültekin söz aldı. Gültekin şunları söyledi; “Hırsız katil Erdoğan sloganı sanki ülkede her şey güllük gülistanlıkmış gibi kriminalize edilmeye çalışılıyor. Sanki bu ülkede yolsuzluklar olmamış, gençler ölmemiş gibi... Bu sloganı milyonlar sokakta haykırmıştır. Bunlar politik eleştirilerdir. Cumhurbaşkanının izlediği politikalar bu sloganın ortaya çıkmasındaki ana nedendir. Erdoğan neyine güvenerek bu davayı açmıştır anlamış değiliz. Yürütülen yolsuzluk soruşturmaları kapatılmasaydı ve Erdoğan aklansaydı biz ona hırsız demezdik. Gençlerin öldürülmesinin hesabını sorsaydı ve davaların takipçisi olacağını söyleseydi biz ona katil demezdik. Ama aksine Erdoğan, polis şiddeti konusunda ‘Emri ben verdim’ demiştir. Bu dava tamamen siyasidir. Biz yargının, Saray’ın bir odası gibi çalışmasını arzu etmiyoruz.”

'ÖLDÜRÜLEN ÇOCUKLAR İÇİN...'
Gültekin'in ardından savunmasını yapan BirGün’ün Sorumlu Müdürü Can Uğur ise insanların öldürüldüğü, politikacıların evlerinden para kutularının çıktığı yerde eleştiri yapma hakları olduğunu belirterek, “Eleştirilerimizin maddi temelleri vardır. Suçlamaya konu olan manşet 14-15 yaşında öldürülen çocukların sesini duyurmak için atılmıştı. Bugün de bu olaylara ilişkin soruşturmaların yerinde sayması eleştirilerimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor. Sözlerimi Victor Hugo'nun sözleriyle bitiriyorum: “Hiçbir ordu zamanı gelmiş bir fikrin karşısında duramaz” dedi.

'TARİKAT DEĞİL BARİKAT BİLİRİZ'
BirGün Gazetesi Yayın Danışmanı Barış İnce ise şunları ifade etti: “Bu günler gerçekten zor günler. Geçen hafta bu binada meslektaşlarımız tutuklandı. Can Dündar ve Erdem Gül'e selamlarımı iletiyorum. Tahir Elçi'yi saygıyla anıyorum. Bizler bu sloganı manşetimize yazarak bu sloganın söylenebileceğini gösterdik. AKP içinden bazı isimler de yolsuzlukları kabul etti. Daha sonra bu işleri bir tarikat yapmış dediler. Biz tarikat bilmeyiz, bizim bildiğimiz bir tek barikat var!”

'TCK 299 YOKTUR'
Gazetecilerin savunmalarının ardından BirGün'ün avukatı Tolgay Güvercin söz aldı. Konuşmasına meslektaşı Tahir Elçi'yi anarak başlayan Güvercin, “Şunu baştan belirtmek gerekir, TCK 299 yoktur. Bu maddenin aleyhinde AİHM ve Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş birçok karar vardır. Söz konusu kararlarda görevi nedeniyle hiç kimseye ayrıcalıklı bir kanun maddesinin uygulanamayacağı anlatılıyor. Bu kararlar devlet başkanına özel koruma sağlanamayacağını söylüyor” diye konuştu.

SES KAYDI DİNLETTİ
Avukat Güvercin, siyasilerin yetkilerinden ötürü ülkedeki ölümlerden sorumlu olduklarını da kaydetti. Mahkemede Erdoğan’a ait bir ses kaydından söz eden Güvercin, yanındaki tableti aracılığıyla tüm salona Erdoğan’ın “Ülkede yaşanan ölümlerden biz siyasiler sorumluyuz” sözlerini dinletti.

Avukat Güvercin, “Hırsız-katil sloganı birkaç kişinin attığı bir slogan değildir, Gezi'de pek çok kişi ölmüştür, müşteki ‘Emri ben verdim’ demiştir” diyerek beraat talep etti.

Savunmaların ardından kararını açıklayan hâkim, kararın açıklanacağını bir sonraki duruşmayı 10 Aralık 2015’e erteledi.

Ertelenen duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması yapıldı.

Manşette yer alan ifadelerin bir politik eleştiri olduğunu, hakaret içermediğini vurgulayan Berkant Gültekin, “Ülkenin günlük gülistanlık olmadığını, Tayyip Erdoğan ve iktidarın politikaları sonucu gençlerin öldürüldüğünü, yolsuzluk tapeleriyle yolsuzlukların, rüşvetlerin döndüğünü, Tayyip Erdoğan’ın bizzat ağzından duymuş bulunduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

"İKAMETİMİZİ BURAYA ALDIRACAĞIZ"
Son dönemde adliyelerin adeta gazetecilerin yeni adresi olduğunu ifade eden Gültekin, “Artık gazetelerimizdeki sabah toplantılarından çok adliyelere gelir olduk. Adliye salonlarını arkadaşlarımızdan daha fazla görüyoruz, savcıları ailemizden daha fazla görüyoruz, hakimleri sevgililerimizden daha fazla görüyoruz. Artık neredeyse ikametimizi buraya aldıracağız. Öyle bir pozisyona geldik. İfade vermekten, yargılanmaktan iş yapamaz duruma geldik.” dedi.

‘Maalesef mahkeme kapılarında ve cenaze törenlerinde akıp gidiyor yaşamımız’ diyen ÖDP Genel Başkanı Alper Taş, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmalarını, Tahir Elçi’nin öldürülmesini hatırlattı.

Türkiye tarihinde hakarete uğradığını iddia ederek vatandaşlara en çok dava açan cumhurbaşkanı ile karşı karşıya olunduğunu belirten Taş, “Anayasa gereği tarafsız olması gerekirken her konuda müdahil olan, söz söyleyen, yurttaşlarını aşağılan bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız maalesef. Doğal olarak memlekette siyaset yapacaksak, söz söyleyeceksek yetkilerini aşan, anayasayı çiğneyen cumhurbaşkanını eleştirmeden, ona laf söylemeden bu memlekette siyaset yapmak, düşünce beyan etmek asla mümkün değil.” diye konuştu.

Erdoğan’ı eleştiren Taş şöyle konuştu: “Seçimle çıktım istediğimi söylerim, istediğimi azarlarım’ diyen bir cumhurbaşkanı karşısında bizim de buradan hareketle cumhurbaşkanına istediğimiz eleştiriyi yapma, onu protesto etme hakkımız vardır. En temel insani demokratik haktır. Arkadaşlar da bu hakkı kullanmıştır. Kendilerini kutluyoruz, yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.”

ERDOĞAN HEP ŞİKAYETÇİ
CHP Milletvekili Mahmut Tanal, duruşmanın görüldüğü İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin bugünkü duruşma listesini göstererek, “13 duruşma var. 13 tane duruşmanın 10 tanesinde müşteki Recep Tayyip Erdoğan” dedi.

Cumhurbaşkanına hakaretin ayrı bir madde ile düzenlendiğini belirten Tanal, bunun AİHM kararlarına aykırı olduğunu söyledi. Türkiye’de ve bazı Avrupa ülkelerinde benzer düzenle olduğunu kaydeden Tanal, “Demirel-Pakdemirli davasında tazminat davasının kararında deniyor ki ‘siz cumhurbaşkanını vatandaştan daha fazla korumaya alıp daha fazla tazminata mahkum edemezsiniz. Çünkü anayasanın eşitlik ilkesine aykırılık teşkil eder’ diyor.” dedi.

BU MANŞET SUÇ DEĞİL
CHP Milletvekili Eren Erdem de BirGün gazetesinde atılan manşetin hakaret değil, tespit olduğunu savundu. Erdem, “Ayakkabı kutularındaki paralar, o paraların akıbeti aklanmadan, yargıda bu kutulardaki paralar, para kasaları içerisindeki dolarlar, sıfırlama tapelerinde geçen paralar görüşülüp ilgili şahıslar aklanmadan biz bu anlayışa hırsız demeye devam edeceğiz. Berkin’in katilleri yargıya hesap vermeden, Ali İsmail’n, Ethem’in katilleri elini kolunu sallayarak sokakta gezmekten alıkonmadan biz bu anlayışa katil, hırsız demeye devam edeceğiz. Çünkü bu anlayış, yapmış olduğu fiillerle kendisinin katil ve hırsız olduğunu tescil etmiştir. Bunu yazmak, ifade etmek suç değildir. Hırsıza hırsız demek, katile katil demek suç değildir” ifadelerini kullandı.