Türkiye’nin havası en temiz 6 kenti arasındaki Eskişehir’de halk, doğasını, tarımını, hayvancılığını, yeraltı sularını yok edecek termik tehlikeyle karşı karşıya. Birinci sınıf tarım arazisine sahip Sit alanı Alpu Ovası’nda planlanan kömürlü termik kentin bir numaralı sorunu

BirGün minibüsü Eskişehir'de: En temiz ilden en riskli ile doğru

HÜSEYİN ŞİMŞEK huseyinsimsek@birgun.net @simsekhuseyinn

Bir milyona yaklaşan nüfusa sahip, sınırlarında bulundurduğu iki üniversite ile adeta bir öğrenci kenti olan Eskişehir, bugünlerde verimli Alpu Ovası’na inşa edilmesi planlanan termik santral sorunu ile gündemde. Ancak sorunlar sadece bununla sınırlı değil. Tarımdan hayvancılığa, işsizlikten gençlerin durumuna kadar birçok sorun ile karşı karşıya. BirGün Minibüsü’nün sıradaki durağı olan Eskişehir’de CHP Milletvekilleri Cemal Okan Yüksel, Utku Çakırözer ve BirGün yazarı Prof. Dr. L.Doğan Tılıç ile kent merkezinde yaşayan yurttaşların, ilçe köylerdeki halkın ve siyasilerin misafiri olarak kentin güncel problemlerini yerinde inceledik.

Öncelikli gündem santral inşaası
Kentin bugünlerde en can alıcı sorunlarının başında birinci sınıf tarım arazisine sahip Sit alanı Alpu Ovası’nda yapılmak istenen kömürlü Termik Santral geliyor. Türkiye’nin havası en temiz 6 kenti arasında yer alan Eskişehir’de halk, bu gerçeğe sevinemeden “temiz havasını” doğasını, hayvancılığını, yer altı sularını, kısacası doğada insanca yaşamını sürdürebilmek için ayakta. Doğa ve insan üzerindeki olumsuz etkisiyle bilinen kömürlü Termik Santral projesi kentin bir numaralı gündem maddesi.

Yapılması halinde yer altı sularını kurutmasına kesin gözü ile bakılan, bırakacağı küllerle gökyüzünü siyaha boyayacağı bilinen, hayvancılığı ve tarımı bitireceği uzmanlarca açıklanan termik santral inşasına karşı köylerde ve kent merkezinde yaşayan yurttaşlar, net bir duruş sergiliyor.

Gündüzler, Danişment, Kızılcaören, Yaka Kayı, Beyaz Altın, Kozlubel, Sögütçük, Çukurhisar, Osmaniye, Bahçecik, Karakamış, Karahöyük ve Cumhuriyet köylerinden yüzlerce yurttaş yaşamlarını ve bugüne kadar doğa ile kurdukları ilişkilerini sürdürmek için ter döküyor. Yargı aşamasında olan ve 7 Mart’ta ihaleye çıkartılması beklenen termik santrala çoğunluğu AKP’li, MHP’li, CHP’li ve İYİ Partili olan köylüler hep birlikte karşı duruyor.

“AK Partiliyim ama ben de karşıyım” sözü, 13 köyün tamamında en sık duyulan cümleler arasında yer alıyor. Termik santrala karşı çıkan Gündüzler Köyü Derneği Başkanı Selim Kurnaz, santral savunucuları tarafından “2019’da muhalefetten milletvekili adayı” olmakla itham edilirken Birgün’e konuşan Kurnaz ise “Yalnızca doğamı savunuyorum. Siyasi partilere yaranmak için bu mücadeleyi vermiyorum. Yaşamı savunmayan anlayamaz” diyor.

Termik santralin ne demek olduğunu ve ne işe yaradığını konu gündeme gelene kadar bilmediklerini ve internetten öğrendiklerini ifade eden Gündüzler köyü sakinlerinden Hüseyin Açıkbaş, “Santralı inşa etmek isteyenler, ‘sıcak su gelecek, işçi olarak sizleri çalıştıracağız, koyunlar verimden dolayı dörder beşer yavrulayacak’ gibi cümleler kuruyorlar. Bunlara inanmamızı bekliyorlar ancak biz demokratik hakkımızı kullanıp santrala karşı duruyoruz” diyor.

‘Beyaz altın’ yok olabilir
Santrala ilişkin itirazlardan bir diğerini de “beyaz altın” olarak ifade edilen Lületaşı’nın göreceği zarar oluşturuyor. Kolay şekil alabilmesi nedeniyle özellikle süs eşyalarında sıklıkla kullanılan, İspanya’daki sınırlı kaynaklar dışında Dünya rezervlerinin yaklaşık yüzde 70’ini toprağında bulunduran Alpu’da bu doğal hazine de yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Yerinde inceleme imkanı bulabildiğimiz lületaşı ocaklarının çoğunluğu, santralin inşa edilmesi planlanan bölgede yer alıyor.

Onlarca STK, siyasi parti, dernek ve oda, kömürlü termik santraline karşı 24 Şubat Cumartesi günü büyük bir eylem düzenlemeyi planlıyor. Santralin inşasından en çok etkilenecek olan bölge köylülerinin en ön safta yer alacağı mitingin hazırlıkları sürüyor.

Uçak uğramıyor
Eskişehir’de Büyükşehir Belediyesi ile merkezde bulunan iki ilçe belediyesinin CHP’li belediye başkanlarına sahip olması, kentin yaşadığı “aksaklıklar”a gerekçe olarak gösteriliyor. Hükümetin gerekli yatırımların önünü açmadığını ifade eden yurttaşlara göre Eskişehir’in termik santral dışında yer alan problemleri arasında “kullanılmayan hava alanı” geliyor.

BirGün’e Eskişehir’in problemlerini yorumlayan CHP Milletvekili Utku Çakırözer, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın Türk Hava Yollarını “Dünya’da uçmadık yer bırakmadı” şeklinde anlattığına dikkati çekiyor.

Baraj kullanılamıyor
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in Eskişehir’in su ihtiyacının karşılanması için yapımına onay verdiği ancak inşaatı bitmesine rağmen kullanılamayan baraj da kentin önemli problemleri arasında yer alıyor. Belediyesi Meclisinde çoğunluk durumundaki AKP’liler suyu barajdan Eskişehir’e getirecek boru hattının projesini yatırım bütçesinden çıkarttı. Üstelik Devlet Su İşleri de yapımı tamamlanan barajın sadece bin 900 metre uzaklığına başka bir baraj yapımını planlıyor.

İki üniversiteye sahip olan ve “öğrenci kenti” olarak bilinen Eskişehir’de üçüncü üniversite ihtiyacı da karşılanmıyor.

637 bin iş gücü kaybı
Kömürlü termik santrala ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çakırözer de konu hakkındaki çekincelerini sıraladı. Türkiye’de yalnızca kömürlü termik santrallerin neden olduğu hava kirliliği nedeniyle her yıl en az 2 bin 876 erken ölümün, 4 bin 311 hastaneye yatışın ve 637 bin 643 iş günü kaybının yaşandığına dikkati çeken Çakırözer, şu tespitlerde bulundu:

“Alpu Ovası tarımsal Sit alanı ilan edildi. Hem de AKP döneminde. Yani buraya tarım dışı bir faaliyet yapılamaz. Alpu Ovası ülkemizin tahıl ambarıdır. Böylesine bir verimli bir ovada tarım bitecek. Hayvancılık bitecek. Santraldan çıkan kül, duman, zehirli gazlar tarım arazileri üzerine, meralara, nehirlere yayılacak. Oradan beslenen hayvanlar hastalanacak, eti, sütü etkilenecek, onları yiyen bizler bu santralin zararlarını hep birlikte yaşayacağız.”

“Su kaynakları etkilenecek”
“Santral su kaynaklarımızı da yakından etkileyecek. Santralde kullanılan atık sıcak su en yakın yere drenaj edilecek ve bu da Porsuk Çayı olacaktır. Dolayısıyla Porsuk Çayı’ndan elde edilen tarımsal su artık kullanılamayacaktır. Ayrıca burası dünyada lüle taşı çıkarılan en önemli yer olan Beyaz Altın köyümüzün dibinde. Lületaşı madenleri de tamamıyla yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.”

6 milyon ton kömür
“Santralde yılda yaklaşık 6 milyon ton kömür yakılacak. Bunun sonucu olarak da yaklaşık 2 milyon ton katı atık oluşması öngörülmekte. 422 futbol sahasını yan yana koyduğunuzda bunu dolduracak kadar atık ortaya çıkacak.”
“Kömürlü santral yerine teknoloji geliştikçe maliyeti iyice düşen rüzgar ve güneş enerjisinden faydalanılmalıdır. Havamızı, suyumuzu toprağımızı zehirleyecek kömür yerine yenilenebilir enerjiden faydalanmalı rüzgar ve güneş enerjisi santrallerini yapmalıyız.”

Eskişehir’in merkez ilçeleri arasında yer alan Tepebaşı Belediyesi Başkanı Ahmet Ataç da BirGün Minibüsünün konuğu olarak ilçenin ve kentin sorunlarına değindi. Eskişehirli yurttaşların büyük çoğunluğunun olduğu gibi Ataç’ın da öncelikli gündem maddesi Alpu Ovası’na kurulacak kömürlü termik santral. Planlanan şekilde santralin kurulması durumunda tarımın ve hayvancılığın yok olacağı gerçeğinin “bilimsel ve kesin” olduğunu vurgulayan Ataç, “Kent ekonomisi dolaylı ve doğrudan zarar edecek” uyarısında bulunuyor.

“Binlerce CV var”
Ataç’a göre kentin trafik yoğunluğu da son dönemlerde “problem” olma yolunda ilerliyor. Tüm Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de de ciddi oranda işsizliğin bulunduğunu dile getiren Ataç şunları ekliyor, “Belediyeler, İŞ-KUR’dan fazla iş başvurusu ile muhatap oluyor. Masalarımızın üzerinde binlerce CV duruyor. 1999 yılında ‘iri bakkal’ın bile bulunmadığı 30 ilden daha büyük olan ilçemiz şimdi parmakla gösteriliyor. Daha iyi noktalara geleceğiz.” Eskişehir’in yıllardır çözülmeyi beklediği bir başka problem ise “kentsel dönüşüm” ve “afet riskli alan” tartışmaları. Yüzlerce hanenin bulunduğu Gündoğdu Mahallesi sakinleri, iki problemi birden yaşıyor. BirGün minibüsünün konuğu olan Gündoğdulu yurttaşlar, Eskişehir’in “en sağlam zemini”ne sahip olduklarını, riskli alan ilan edilmelerinin tek nedeninin “siyasi” olduğunu savunuyor.

Güven azalıyor
Afet riskli alan sayılan yere 10 katlı vergi dairesinin yapıldığını hatırlatan yurttaşlar, kendilerine ise tadilat izni verilmediğini ifade ediyor. Hükümet ile belediyeler arasındaki anlaşmazlığın faturasının kendilerine çıkarıldığını savunan yurttaşlar, “Eskimiş binalarımızı tamir edemiyoruz. Çok fazla vaat ile karşılaştık ancak bunlar gerçekleştirilmedi. Siyasilere olan güvenimiz de azalıyor” diyor.

Arsa fiyatları yüksek
Kent merkezinden gelişte mahallenin girişinin kapatıldığını ve bu nedenle mahallerine girmek isteyenlerin yollarını yaklaşık altı kilometre uzattığını anlatan esnaf Ferat Özalp, “Gökdelenlerin ortasında gecekondularla çevriliyiz. Mahallenin etrafındaki arsaların fiyatları çok yükseldi. Ardından mahallemiz riskli alan ilan edildi. Bu pek çok şeyi anlatıyor” diyor.

“İmza yetkisi verin”
Gündoğdu Mahallesi’nde yaşanan problemle ilgili değerlendirmelerde bulunan CHP Milletvekili Cemal Okan Yüksel ise mağduriyetin kim tarafından yaşatıldığına bakmaksınız yurttaşların yanında olduğunu ifade ediyor. Mahalle sakinlerinin Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a imza yetkisi vermesinin ardından belediyenin bölgenin afet riskli alan ilan edilmesi konusunda Hükümet’e geri adım attırabileceğini ifade eden Yüksel, konunun çözülmesi için “baskı” yapacağını dile getirdi.

***

Gençliğin problemleri

İki üniversite ile on binlerce genci sınırları içerisinde bulunduran Eskişehir’de gençliğin problemlerini CHP Gençlik Kolları İl Başkanı Berke Akyel anlattı.

“14 saat çalışıp asgari ücretle mükafatlandırılan emeği sömürülmüş gençlere sahibiz. Böyle şartlar altında yaşamak zorunda bırakılan gençler geleceğe dair nasıl umut besleyebilir?” diye soran BirGün Minibüsünün sıradaki konuğu Akyel’e göre “gençliğin problemleri”nin bazıları şöyle: “Gençlerin emekleri üzerinden prim yapmayı meslek haline getirmiş taşeronluk yasasını revize ederek, kadro bahanesiyle bugüne kadar biriktirdikleri emeklerini yok sayıp, tazminatlarından fedakarlık beklenen, gün içerisinde 14 saatini çalışmaya harcayan genç, asgari ücretle 65 yaşına kadar emekliliği nasıl bekleyebilir?

Üniversitelerde siyasetin hakim kılındığı, hocalarımızın eğitim düşünülmeksizin üniversitelerden uzaklaştırıldığını görüyoruz. Eğitimin içeriği günden güne boşaltılıyor ve gençler üniversitelerden mesleklerine dair alamadıkları eğitimi, ellerine tutuşturulmuş diplomalarla alaylı olarak alıyorlar. Eskişehir’e bağlı 14 adet ilçenin 2 tanesi merkez ilçe konumunda ve merkeze uzak ilçelerin nüfusları sürekli azalıyor. Genç nüfus oranları ise nüfus düşme oranından çok daha yüksek bir ivmeyle düşüyor. Gündemde bulunan çok mühim bir mesele ise Eskişehir’e yapılması planlanan Termik Santraldir. Gelecek gençlerinse geleceği karartmaya kasteden termik santral bugün Eskişehir gençlerinin en büyük sorunlarının başındadır.”