BirGün Pazar’dan çağrı: “Şimdi ne yapmalı?” tartışmasına katkı sunabilirsiniz…

16 Nisan referandumunun ardından, 24 Haziran eşiğini atlayan iktidar, Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile devletin kurumsal yapısını hızla inşa ediyor. Bu yeni süreçte iktidarın adımları kadar muhalefetin mevcut durumu değiştirmek için izleyeceği yol da önemli. Bu da muhalefet hareketinin

-seçimler dahil- geliştirdiği siyasetlerin, program ve stratejilerinin tartışılması ihtiyacını ortaya koyuyor.

*
Türkiye’de, AKP karşısında çok önemli bir muhalefet dinamiğinin olduğunu biliyoruz. En son seçimlerde bir kez daha ortaya çıkan ve herkesin dip dalga olarak ifade ettiği bu direnme dinamikleri siyasal-toplumsal bir güce dönüşemiyor. Siyasal alanla toplumsal hareketlilik arasındaki bu mesafe giderek açılıyor.

Seçimlerin öncesinde ortaya çıkan hareketliliğin seçim sonrasında yaygın bir çaresizliğe dönüştüğü görülüyor. Bu çaresizlik duygusunun kaynağı seçimin kaybedilmesinin de ötesinde, seçim gecesinde yaşanan hayal kırıklığının yarattığı güvensizlik. Parlamentodaki muhalefet partilerinin mevcut durumu değiştirmeye yetmediği artık herkesin kabul ettiği bir gerçek.

*
Seçimlerin ardından, her şeyin olağan biçimde sürdürülmeye çalışıldığı; seçim sonuçlarından herkesin kendisi için “başarı” çıkarabildiği garip bir durum hakim. CHP’de neredeyse seçim gecesinde başlayan kongre tartışmaları-itişmeleri sürüp gidiyor. Seçim güvenliğinden, bu süreçte olup biten hiçbir şey hakkında neredeyse geçerli hiçbir şey söylemeksizin, şimdi yerel seçimleri işaret ederek önümüzdeki maçlara bakalım havası, seçim öncesinde kabaran dip dalgayı umutsuz ve güçsüz bir noktaya doğru sürüklüyor.

Tüm bunlar olup biterken milyonların kimi zaman umutsuzluk kimi zaman karamsarlık içinde başka bir siyaset arayışının da güçlendiğinin altını çizmek gerekir. Peki alternatif nasıl oluşturulabilir? Şimdiye kadar bu durumu değiştirecek bir toplumsal-siyasal alternatifin yaratılamamasının nedenleri neler? Peki şimdi ne yapılmalı?

*
“Şimdi ne yapılmalı?” sorusu, muhalefetin içine sürüklendiği krize ilişkin bir tartışma olmanın ötesinde; içine girilen dönemde, parlamentonun etkisizleştirildiği ve gücün merkezileştiği bu sistemde “Mücadele nasıl ilerleyecek?” sorusuna da yanıt aramak anlamına gelecek. “Sol, ‘karşı mahalleye, onun diliyle seslenmediği için mi’ başarılı olamıyor? Kimlikler, din ve milliyetçilikler etrafında şekillenen siyaset ekseni nasıl değiştirilebilir? Sol nasıl toplumsal bir güç haline gelebilir?” gibi pek çok soruya BirGün Pazar sayfalarında birlikte yanıt aramaya çalışacağız.

Taner Timur’un geçtiğimiz hafta yayınlanan ‘Alternatifsizlik ve Muhalefetin Yanlışları’ yazısı bu tartışmaya bir giriş niteliği taşıyordu. Tartışmayı bu hafta da Oğuzhan Müftüoğlu, İlhan Cihaner ve Sungur Savran’ın yazılarıyla sürdürdük. Siz de görüşlerinizi bizimle paylaşarak bu tartışmaya katkı verebilirsiniz. Katkılarınızı fikir.pazar@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.