“Vatandaşların elindeki belgeleri güvenlik güçlerine ulaştırmasını önemsiyorum”
RTE 28 Temmuz, 2015

“Benim muhtarım hangi evde kim var, nedir, ne değildir? Bunu gelecek, orada kaymakamına, valisine, emniyet müdürüne bildirecek.”
RTE 12 Ağustos 2015

Ağustos 2015 sonunda ‘Terörle Mücadele Kanunu’ kapsamında yeni bir yönetmelik hazırlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmeliğe göre, ‘şüpheli durumları’ bildirip devlete yardımcı olanlara para ödülü verilecek. Üst sınır 200 bin lira, İçişleri Bakanlığı’ nın onayına göre bu 4 milyon liraya kadar çıkabilecek…

Muhbirlik, yeniden bir kültür, bir kahramanlık ve külyutmazlık olarak aşılanmaya başladı başlayalı, bizim komşulara bir haller oldu.

Önceleri komşuluğumuz, yerin kulağı vardır ama duvarların dili yok; duyarız ama söylemeyiz temeline dayanırdı.

Mahallede elektriği, suyu kim kaçak kullanıyor bilirdik. Parası yok ki canını tehlikeye atıp elektrik saatine girişmiş adam. Yahut ödeyememiş, gelip elektriğini, suyunu kesmişler, o da kendi yöntemleriyle açmış. Ayrıca su kesilir mi yahu! Paran yoksa Kerbela…

Arada bir “canım ödeyenlerin ne günahı var, hem bizim vergilerimiz…” falan diye çatlak sesler çıksa da, “deve yüküyle götürülenlerin yanında bu kadarı devede kulak bile değil”e bağlanırdı mesele.

Birinin evcil hayvanı ses yapıyor, öbürünün kocası gece sarhoş gelip teyp açıyor; biri enstrüman çalıyorsa, giriş kattaki konfeksiyon atölyesinden gelen motor sesi bütün sokağa yayılıyor… Birbirini idare etme usulüyle yaşayıp gidiyorduk.

Son zamanlarda işler değişti…

Alt komşum kapıya dayandı; kedim miyavlıyormuş, ihbar edip hayvan itlaf ekibi çağıracakmış!

Mahalleden biri kâğıt toplayan komşuları ihbar etti. Gece el arabasını sokakta bırakıp görüntü kirliliği yaratıyorlarmış.

Bir arkadaşım evde ney üflüyor diye şikâyet edilmiş. Taşınıyor.

Komşularım arada bir tek kaşları havada kapıyı çalıyorlar; “Senin su faturan niye az gelmiş, bir şey mi yapıyorsun?” Evet, teyemmümle yıkanıyoz! “Hayır cezası var da…”

Önceleri komşu bir şeyden rahatsız olursa, paşa paşa atışır kendi aramızda çözerdik mevzuyu… Şimdi herkes elindeki telefonu tehditkâr işaret parmağı gibi sallıyor… Alo asker kaçağı hattı, alo kaçak elektrik hattı, alo kaçak su hattı, alo gürültü hattı… Yetiştirmeyin komşular!

1970’lerde sıkıyönetim komutanlarının “sayın muhbir vatandaş” söylemleri yine yankılanıyor. Sırf siyaset değil, her meselede… 1980 darbesi sonrasını anlatan Beynelmilel filminde Suphi Yakıcı karakterinin, katıldığı bir cenaze sonrası telefonla muhbirlik ettiği şu sahne çok uzağımızda değil:
“Benim Suphi..... Çok müyim Komutanım. Söylüyorum efendim. Pöççükoğlu Şeyho hem cenaze namazına katılmadı hem de hicab ederim küfürlü konuştu. Aileleri arasında aranan şahıs çoktur komutanım. Evet efendim... Gani hafız selavatı eksik verdirdi. Kuleüzübirebilfelakı okumadı. Arz ederim efendim.”

Bu hafta Kayseri’den bir muhbirlik örneği: Olcay Büyükelbaşı, parkta arkadaşlarıyla sohbet ederken gözaltına alındı! Meğer siyaset konuşuyorlarmış, yanlarına gelen polis ekipleri “155’e yapılan ihbar üzerine, ‘Cumhurbaşkanına hakaret edildiği’ gerekçesiyle, polis merkezine gelip ifade vermesi gerektiğini” söyledi. Gece boyunca alıkonan Büyükelbaşı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Zaten gösteri ve yürüyüşlerimiz hukuk dışı bir şekilde engelleniyor, yıldırmak için gözaltılar yapılıyor. Artık değil kamuya açık alanda slogan atmak, basın açıklaması yapmak; arkadaşınla konuşurken bile gözaltına alınabiliyorsun.

Sabahları kahvede günlük gazeteleri okuyup yanındakine yorum yapan emekliler; ilk gözaltınızı yaşamaya hazır olun. Öğrenci kantininde arkadaşıyla siyaset konuşan canlar; dikkat, konuya dair bir sonraki sohbetinizi nezarethanede yapabilirsiniz. Akşam buluştuğu arkadaşlarıyla muhabbet ederken “ne olacak bu memleketin hali” diye efkârlananlar; birkaç güne ‘karakolda ayna var’ı söylemeye başlamanız işten bile değil…

MOBESE’lerin tacizkâr biçimde yaygınlaşmasıyla içine düştüğümüz sürekli izlenme tedirginliğine bir de dinlenme tedirginliği ekleniyor. ‘Biri bizi gözetliyor’a, ‘biri bize kulak kabartıyor’ ekleniyor.

Herkes iç sesine mukayyet olsun!

Emir büyük yerden. Muhbir vatandaş iş başında...