AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan faizle mücadele etmeyi sürdüreceklerini duyurduğu saatlerde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu bankaların sekiz aylık kârının 5’e katlandığını açıkladı.

Biri faiz mi dedi?
Fotoğraf: AA

Ekonomi Servisi

Cumhurbaşkanı Erdoğan perşembe günü ortak TV yayınında, Merkez Bankası’nın faiz indirme kararlarıyla ilgili, “Faiz yüzde 12’ye indi bundan sonra daha aşağı inecek, enflasyonu baskılayıp onu da aşağı indirecek.” açıklaması yapmıştı. Hızını alamayan Erdoğan benzer açıklamayı dün katıldığı Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu 21. Olağan Genel Kurulu'nda da tekrarladı. Erdoğan açılış konuşmasını yaptığı kongrede şunları ifade etti: “En büyük savaşım faizledir, en büyük düşmanım faizdir. Şu anda yine faizi 12'ye kadar düşürdük. Yeter mi, yetmez. Bunun daha da inmesi lazım. Önümüzdeki Para Politikası Kurullarında bunun daha da inmesi gerektiğini telkin ediyoruz.”

Erdoğan’ın konuşmasıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) özerkliği konusu küçük çaplı bir tartışma yaratsa da asıl olarak gelecek aylarda devam edecek faiz indirimiyle ülke ekonomisinin geleceği nokta daha büyük endişe yarattı.

BAŞARI ÖYKÜSÜ OLARAK ANLATIR

Erdoğan ortak yayın sırasında faiz konusunu anlatırken enflasyona da değindi. Cumhurbaşkanı “Faiz yüzde 12’ye indi bundan sonra daha aşağı inecek, enflasyonu baskılayıp onu da aşağı indirecek” dedi. Uzmanlar bu açıklamayı “gerçeği örtmeye çalışan propaganda” olarak değerlendirdi.

Tarihi rekorların kırıldığı 2021 Aralık, 2022 Ocak ve şubat enflasyonları nedeniyle gelecek aylarda enflasyonun baz etkisiyle karşı karşıya kalacağı ve düşüş görüleceği neredeyse herkesin ortak değerlendirmesi. Bugün TÜİK verilerine göre yüzde 80’lerin üzerinde devam eden enflasyon büyük bir yıkım yaşanmazsa Ocak 2023 sonunda 20-30 puan aralığında bir düşüş görülme ihtimali var. Anlaşılan o ki Erdoğan kağıt üzerinde yaşanacak bu düşüşü faile birlikte değerlendirecek ve propagandasını yapacak.

Faizleri kasımda yüzde 11, aralıkta yüzde 10, ocakta da yüzde 9 olarak açıklayıp enflasyonda yaşanan düşüşü de faize bağlayacaklar.

Erdoğan’ın diğer bir propaganda malzemesi de büyüme rakamları üzerinden olacak. Nitekim dün yaptığı konuşmada hedef olarak yüzde 5 seviyesini uygun gördü. Tüm bu rakamlar yurttaş için sadece birer rakam olarak kalacak. Ne hayat pahalılığında ne de ücretlerde iyileşme olması imkansız. Yurttaş cebine giren parada değişiklik olmadan her gün kuru propaganda dinlemek zorunda kalacak.

BAKAN NEBATİ DE ‘ENFLASYON’ DEDİ

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de dünü boş geçmedi. Uluslararası bir toplantıda konuşan Bakan Nebati, Türkiye’nin kendine has bir modelle yürüdüğünü iddia etti. Bakan Nebati, “Halihazırdaki en önemli sorun tüm dünyanın mücadele ettiği enflasyondur. Eğer yeni ekonomi modelini uygulamaya almasaydık bugün enflasyon sorunu ile birlikte büyük olasılıkla bir durgunluk ve buna bağlı birçok sorunla yüz yüze kalacaktık” diye konuştu. Yeni ekonomi modeli ile Türkiye’nin bir üst seviyeye çıkacağını söyleyen Nebati, Türkiye modelinin örnek olacağını ifade etti.

ENFLASYONDA ÇIKIŞ SÜRECEK

Bakanın bu açıklamasına rağmen enflasyonda kısa sürede sonuç alınması çok olanaklı görünmüyor. Bloomberg HT Araştırma Birimi’nin eylül ayı enflasyon beklenti anketi de bu görüşü güçlendirir nitelikte. Buna göre enflasyonun aylık yüzde 3,6, yıllık yüzde 84,5 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Piyasa katılımcıları enflasyonda yükseliş ivmesinin eylül ayında da devam etmesini bekliyor.

Ankette eylül ayına ilişkin aylık enflasyon için en düşük beklenti yüzde 3, en yüksek beklenti yüzde 4,5 oldu. Yıllık enflasyon için ise en yüksek tahmin yüzde 85,9 en düşük ise yüzde 83 seviyesinde gerçekleşti. Eylül ayı başında elektrik ve doğalgazın birim fiyatına, ithalat fiyatlarındaki artış nedeniyle abone gruplarına göre yüzde 20 ile 50 arasında zam yapılmıştı. Yapılan hesaplamalara göre zammın enflasyona etkisinin iki puanı geçebileceği belirtilmişti.

BANKALAR KÂRA DOYMADI

Dünün en çarpıcı haberi Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) geldi. Erdoğan “faizle mücadele” meselesini birinci sıraya koyarken iktidarın bu politikasından en çok kazanan yine bankalar oldu. BDDK’nin açıkladığı verilere göre bankalar ocak-ağustos döneminde kârını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 420 artırdı.

Bankacılık sektöründe yüksek kâr performansı ağustos ayında da devam etti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun verilerine göre bankacılık sektörü yılın ilk 8 ayında 252,2 milyar lira kâr elde etti. Sektör 2021 yılının aynı dönemde 48,5 milyar TL kâr elde etmişti. BDDK verilerine göre takipteki brüt alacakların toplam nakdi kredilere oranı ağustos itibarıyla yüzde 2,38 oldu.

2021 Ağustos ayında bu oran yüzde 3,67 olarak kaydedilmişti. Ağustosta sermaye yeterliliği yüzde 19 olarak gerçekleşti. Aynı oran 2021 Ağustos ayında yüzde 17 olmuştu.

Çekirdek sermaye yeterliliği geçen sene ağustos ayında yüzde 13 olurken bu yılın aynı döneminde yüzde 14 oldu. Toplam aktifler 12,7 trilyon TL, geçen yıl aynı dönem 6,8 trilyon TL oldu. Toplam krediler ise bu yılın ağustos ayında 6,66 trilyon TL, geçen yıl aynı dönem 3,91 trilyon TL oldu.

***

REZERVLER ERİYOR

TCMB’nin brüt rezervleri 23 Eylül haftasında 3,9 milyar dolar düşüşle 110,8 milyar dolara geriledi. Böylelikle mayıs ayından bu yana rezervlerde en sert düşüş kaydedildi.

TCMB verilerine göre brüt rezervler 23 Eylül haftasında 114,8 milyar dolardan 110,8 milyar dolara geriledi. Böylelikle rezervlerde mayıs ayının ortasından bu yana en sert düşüş izlendi. 13 Mayıs haftasında brüt rezervler 5,7 milyar dolar gerilemişti. 23 Eylül haftasında net rezervler yeniden tek haneye indi. TCMB verilerine göre net rezervler 9,67 milyar dolar oldu. Bir önceki hafta net rezervler 12,1 milyar dolar düzeyindeydi. Rezervler açısından takip edilen kur korumalı mevduatlarda 23 Eylül haftası itibarıyla 1,37 trilyon TL birikti. Bir önceki hafta bu üründe 1,35 trilyon TL toplanmıştı. TCMB verilerine göre 23 Eylül’de parite etkisinden arındırılmış veri setine bakıldığında yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatlarının 1,05 milyar dolar azaldığı izlendi. Gerçek kişilerin döviz mevduatları 161 milyon dolar azalırken, tüzel kişilerin 890 milyon dolar geriledi. 23 Eylül haftası itibarıyla yabancı yatırımcı ise 204 milyon dolarla hisse tarafında net satıcıydı. Tahvil tarafında ise yabancı yatırımcı aynı dönemde 18 milyon dolarlık net alım gerçekleştirdi.