İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 30 maddesinden yola çıkılarak hazırlanan Birileri, ilk üçlemesi ile seyirciyle buluşuyor. Yönetmen Özçakır, “Tiyatronun empati gücünden yararlanarak sorgulatmak istedim” diye konuştu.

‘Birileri’ özgürlük için bir arada
Birileri projesinin Özgürlük Üçlemesi’nden Ferda, Onur ve Öykü bölümlerinden birer kare.

Işıl ÇALIŞKAN

Birileri… Biz 30 tane “birilerinin” hikâyesi İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin maddelerinden yola çıkarak tiyatro sahnesine taşındı. 30 kurmaca hikâyenin 30 farklı oyuncu ile üçlemeler halinde sergileneceği uzun soluklu proje “Birileri”, ilk oyunu “Öykü, Onur, Ferda” (Özgürlük Üçlemesi) ile 6 Ekim 20.30’da Par Sahne Kadıköy’de seyirciyle buluşuyor. Proje tasarım ve yönetmenliğini İlyas Özçakır’ın yaptığı “Birileri”, Çağdaş Ekin Şişman’ın yazdığı kısa oyunda İrem Kalaycıoğlu, Öykü karakterine can veriyor. Bildirgenin 12’inci maddesinden yola çıkan bu oyun özel yaşamın korunması hakkı üzerine yazılmış. H. Can Utku’nun yazdığı ve Onur karakterini Özgür Yetkinoğlu’nun canlandırdığı diğer kısa oyun, bildirgenin 16’ıncı maddesinden esinlenerek evlenme ve aile kurma haklarını işliyor. Alis Çalışkan’ın yazdığı ve Gül Doğa Selvi’nin Ferda olarak rol aldığı oyun ise bildirgenin kanaat ve ifade özgürlüğü ile ilgili 19’uncu maddesinden yola çıkıyor. Yönetmen İlyas Özçakır ile projesini ve özgürlük kavramını konuştuk.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden yola çıkarak bir tiyatro gösterisi sahneye koyma fikri nasıl ortaya çıktı?

Böyle bir bildirge olduğunun çoğumuz farkındayız ama hayatın içinde olmayan bir bildirge bu. Kaç madde var ve bu maddeler neleri içeriyor, hangi hakları içeriyor ve biz bu hakların ne kadarından haberdarız, haberdarsak bile ne kadar içselleştirmiş vaziyetteyiz? Bunu düşünürken böyle bir tiyatro projesi fikri doğdu. 30 tane maddeyle 30 insanın hikâyesi özdeşleşsin, insanlar bu karakterlerle özdeşleşerek, tiyatronun hikâyeleştirme ve empati gücünden yararlanarak bu 30 hak üzerinde düşünmeye ve sorgulamaya başlasınlar istedim. O yüzden de böyle bir proje yaratma motivasyonu doğdu.

Özgürlük gibi soyut bir kavramı somutlaştırmak nasıl bir tecrübeydi?

Çok güzel bir tecrübe oldu. Yazarlarımız özgürlükle ilgili seçtikleri maddelerden hareketle bizi üç farklı karakterin özgürlük arayışıyla buluşturdular. Her seyircinin, belki farklı karakterlerle daha fazla özdeşleşerek, kendilerini bulacaklarını düşünüyoruz.

İlyas Özçakırİlyas Özçakırİlyas Özçakır

KISITLANMA MESELESİ

Halihazırda birçok insanda ‘kısıtlanma’ olarak çağrışım yapmasına ilişkin özgürlük üçlemesini bugün sahneye koymanın nasıl bir önemi var sizce?

Özgürlüğün olmaması muhtemelen hep bir kısıtlanmayla meydana geliyor. Bunu sahneye koymanın önemi var çünkü dünyada birçok özgürlük baskı altında. Mahalle baskısıyla, kültürler tarafından, dinler tarafından baskı altında. Bu yüzden bugüne özel bir vurgu yapmaktansa aslında her zaman önemi olduğunu söyleyebiliriz ve maalesef ki her zaman önemi olacak muhtemelen. Tabii zaman zaman ayyuka çıktığı dönemler oluyor. Özellikle dönemsel olarak her ülke çok daha baskıcı zamanlardan geçebiliyor. Böyle bir projeden her ülke farklı dönemlerde çeşitli şekillerde etkilenecektir. Tabii ki halklar ne kadar baskıcı bir dönemden geçiyorlarsa bu kavramdan o kadar etkileneceklerdir.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nden seçilen 3 madde neye göre belirlendi?

Yazarlarımız kendilerine belirttiğimiz tema üzerinden özgür bir şekilde kendilerine birer madde seçtiler. 30 madde üzerinden hangi maddelerde özgürlük temasını işleyebilirler? Özgürlük arayışını kendi dillerinde, birer kurmaca karakter yaratarak nasıl anlatabilirler? Ben oyunun yönetmeni olarak, yazarların tamamen özgür bir şekilde seçtikleri maddeleri kendi metinlerine has farklı üsluplar eşliğinde, farklı reji anlayışlarıyla bir araya getirdim. Üç bambaşka tarz ve üsluba sahip bu oyunları sergilerken ortak bir özgürlük arayışı etrafında buluşturduk. Sürecimiz hep bu şekilde olacak. Daha sonraki üçlemelerde de yine belirlediğimiz tema dâhilinde yazarlarımız maddelerini kendileri seçecekler.

Oyunun 30 farklı yazar tarafından kaleme alınmasının özel bir nedeni var mı?

Evet, bir nedeni var. Şöyle ki, bu projeye bütüncül bakmaya çalışıyoruz, isminden başlayarak. Birileri… Biz 30 tane “birilerinin” hikâyelerini anlatacağız. Bu hikâyeler, her bir maddeyle, her bir hakla özdeşleşsin istiyoruz. 30 tane hak var ve bu haklar 30 kurmaca insanın hikâyesiyle özdeşleşsin. Dolayısıyla da bunları hem 30 farklı yazar yazsın ki 30 farklı yazarın bambaşka pencerelerden bu bildirgeye, bu haklara bakışını görelim hem de o karakterler, o yazarlarla özdeşleşsin. Aynı zamanda 30 farklı oyuncu istiyoruz ki o oyuncuların yüzleriyle de özdeşleşsin karakterler. Yapbozu tamamladığımızda ve tabloya baktığımızda 30 maddeyi anlatan 30 portre, 30 insan yüzü görmek istiyoruz. Dolayısıyla 30 farklı yazar olmasını önemsiyoruz. Bu proje üçlemeler halinde sergilenecek temalardan oluşacak. İstanbul’da, her sene farklı bir tema çalışılacak şekilde, 4 farklı tema olacak. Kalan 6 üçleme de Marmara Bölgesi dışındaki diğer bölgelere, o bölgelere özel şekilde tasarlanacak. Toplamda 10 üçleme olacak ve bu üçlemelerde her seferinde üç farklı yazarla çalışılacak.