Birkaç gün değil, büyük ve güzel gelecekler için

Cazim GÜRBÜZ
Erdal Çakıçıoğlu’nun ‘Düğüm - Birkaç Güzel Gün İçin’ adlı kitabı Kora Yayınları etiketiyle çıktı. Düğüm’ün başkahramanının iki ayrı adı, iki ayrı yaşamı var, romanın sonuna doğru o yaşamlar birbirini buluyorlar ve birleşiyorlar.
Önce Demir, sonra Ilgaz… Demir, yoldaşlarının en sivrilmişi, en seçilmişi; en karizmatik, en bilgili, en atılgan, en özverili, en direngen ve en gözü kara yiğidi. Önderleri ve gözlerinin ışığı, devrime ve sosyalizme âşık bir genç. Sonra o genç 12 Eylül işkencehanelerinden geçiyor, “kaçarken vuruldu” senaryosunda onu da oynatmak istiyorlar zorla; kaçıyor, vuruluyor ama ölmüyor, dostlarının yardımıyla yaşama dönüyor. Dönüyor ya, yaşadığı korkunç travma geçmişini siliyor, belleksiz bırakıyor. Sıfırdan başlıyor/ başlatıyorlar her şeye, Demir’e yeni bir kimlik bulunuyor, adı Ilgaz artık. Ilgaz Çetin.
Ilgaz Çetin’i yakın dostu Orhan bir yayıncıyla tanıştırıyor. Bu belleksiz adam yıllarca pek çok romanlar yazıp ünlü bir yazar oluyor.
Ya geçmiş? O geçmiş, sabırla bekliyor pusuda. Usta işi bir zamanlamayla kişileri ve olayları bir araya getiriyor ve bütün düğümleri çözüyor.
Kim o insanlar, onlar nasıl insanlar? Son elli yılda toplumumuzdaki çalkantılar, örselenmeler, savrulmalar ve bunların doğurduğu büyük acılar… Bu acılarda yoğrulan, direngenlikleri doruklara çıkan iyi insanlar. Ve çürükler, ezikler, güç odaklarına göre fikir ve konum değiştirenler.
Ve aşk, Demir’le Gülcan’ın aşkı: Devce, delice, kutsal, dokunulmaz. Che Guevara’nın “Bir devrimcinin en büyük özelliği âşık olmasıdır. Halkına, kavgasına ve bir insana” sözünün “halkına, kavgasına” bölümünü tam olarak yerine getiriyor Demir. Ne ki, sıra bir insana olan aşka gelince orada duruyor, bağrına taş basıyor. Aşkını içinin derinliklerine itiyor, özverisi ve ütopyası. Aşkın esirgemeyen ve bağışlamayan bir olgu olduğunu bilmiyor ne yazık ki o çağlarda. Ve ne yazık ki, romanın final bölümü Anadolu halk hikâyelerindeki “muradına erememe” ile sonlanıyor.
Düğüm romanının düğümlerinde iki de genç kadın var, Âsi ve Duygu. Duygu, Gülcan’ın kızı, Âsi faili meçhul yoldaşları Yaşar’ın. Yazgı onları Ilgaz’a doğru, Ilgaz’ın yaşadığı adaya sürüklüyor ve olaylar birden gelişiyor, düğümler çözülüyor. Ya adada yaşayanlar, onlar da bir başka âlem. Manoli, Mamoş, Zahide ve Esen… Ve yarı adalı Doktor Elçin, yürekli ve candan…
Düğüm romanının bir de alt başlığı var: Birkaç Güzel Gün İçin. Birkaç gün değil, büyük ve güzel gelecekler için böylesine ülke ve insan gerçeklerini yansıtan kitaplara ve çok okunmalarına gereksinim var.