Birleşeceğiz ve bu rejimi yeneceğiz
Rejimin yerel seçim yenilgisiyle sarsıldığı buna karşın hâlâ oyun kurabildiği bir yılı geride bıraktık. Meclis muhalefeti kendini “yumuşama ve çözüm süreci” tartışmalarına hapsederken toplumda biriken öfke gerek sandığa gerekse sokağa yansıdı. Muhalefetin dağınıklığını fırsat bilen iktidar baskıyı artırdı. Polonez işçilerinden çiftçilere, yaşam savunucularından kadınlara ülkenin dört bir yanından itirazlar yükseldi. Rejimi yenecek anahtar ise devrimci, birleşik mücadeleyi örgütlemekte.

Hazırlayan: Mehmet Emin Kurnaz-Öncü DURMUŞ
Geride bıraktığımız yıl ülkenin siyasi tarihi açısından önemli kırılma anlarına sahne oldu. Gerek iktidar gerek Meclis muhalefeti gerekse de toplumsal muhalefet açısından çok kritik olaylar yaşandı. Muhalefet blokunda 2024’e girilirken 100 yılın seçimi olarak adlandırılan 14 ve 28 Mayıs genel seçimlerinin moral bozukluğu derinden hissedilirken ittifakların dağıldığı, CHP’de genel başkanlığın değiştiği bir süreç ortaya çıkmıştı. Buna karşın iktidarın Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamalarındaki isteksizliği, derinleşen ekonomik kriz, yolsuzluk, adaletsizlik, hukuksuzluklara karşı artan tepkiler tabandaki rejim karşıtlığını diri tutmayı başardı.
TABAN İTTİFAKI AYAKTA KALDI
2024’ün ilk üç ayı 31 Mart yerel seçimlerine odaklandı. Partiler hazırlıklarını sürdürürken rejim için en kritik mesele daha evvel iki kez kaybettiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanmak üzerine şekillendi. Muhalefet partileri önceki seçimlerin aksine neredeyse hiçbir şehirde ortak aday çıkarmadı. Aksine İYİ Parti, daha önce Cumhurbaşkanlığı adaylığı teklif ettiği İstanbul ve Ankara’da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş karşısına aday çıkarmış, bu iki aday aleyhine propagandaya girişmişti. Ancak bahsettiğimiz rejim karşıtlığı kentlerde de bir çeşit “taban ittifakı” olarak kendisini var etti.
REJİME KARŞI GÜÇLÜ İTİRAZ
31 Mart akşamı rejim için tam bir hayal kırıklığı yaşandı. İstanbul ve Ankara’da muhalefet farkı açarken AKP’nin sarsılmaz denilen kaleleri birer birer düştü. Bursa, Denizli, Balıkesir, Afyon, Kütahya, Adıyaman, Manisa, Kastamonu, Sinop gibi pek çok il CHP’ye geçti. CHP 14 büyükşehir, 21 il, 337 ilçede seçimi kazanarak yüzde 37,76 oy oranıyla 46 yıl sonra yeniden birinci parti konumuna yükseldi. AKP’den koparamadığı bazı şehirlerin de en önemli ilçelerinde belediyeyi kazandı. İktidar bloku Urfa ve Yozgat gibi şehirleri de Yeniden Refah Partisi’ne kaptırdı. AKP kurulduğundan bu yana ilk kez ikinci parti konumuna düştü. DEM Parti de Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehirlerinin yanı sıra 7 il ve 65 ilçede yerel yönetimi kazandı. Derinleşen ekonomik kriz, geçim sıkıntısı, yüksek enflasyonla boğuşan halk iktidara olan tepkisini sandığa yansıttı. Seçim sonuçları aynı zamanda adaletsizliğe, hukuksuzluklara, yolsuzluklara, çevre katliamına, gerici kuşatmaya ve rejimin neden olduğu tüm sorunlara en güçlü itirazlardan biriydi. Sandıktan çıkan sonuçların ardından toplumsal rıza üretmeyeceğini gören iktidar biraz nefes almak ve yeni oyun planları kurmak için bir kez daha harekete geçti.

TOPLUMSAL RÜZGÂRA BARİYER
Seçim sonrası rejimin ilk hamlesi “yumuşama-normalleşme” tartışmaları oldu. Kamuoyunda beklenti yaratmayı başaran iktidar, CHP’yi kendi minderinde dövüşmeye zorladı. CHP yönetiminin 23 Nisan Resepsiyonu’nda Erdoğan ve Bahçeli ile verdiği samimi pozlar, akabinde gelişen ziyaretleri tepki çekti. Nitekim en küçük bir eylemi şiddet yoluyla bastıran iktidar, grev yasaklarından kayyum atamalarına, yargı kararlarının çiğnenmesinden Can Atalay için yapılan Meclis’teki özel oturumda yumruklu saldırılara dek gerçek yüzünü her fırsatta toplumun farklı kesimlerine gösterdi. Kayyum siyasetinden vazgeçmeyen iktidar çeşitli bahanelerle CHP’li Esenyurt ve Ovacık belediyelerine, DEM Partili Hakkari, Van, Batman, Mardin, Halfeti, Dersim belediyelerine de kayyum atadı. İradesi gasp edilen halk ülkenin dört bir yanında kayyumları protesto etti.

YENİ MANEVRA “ÇÖZÜM SÜRECİ”
2024’ün en kritik anlarından biri de 1 Ekim’deki Meclis açılışında yaşandı. MHP Lideri Devlet Bahçeli, DEM Parti Gurubu’na giderek tokalaştı. Kamuoyunun dikkatini çeken görüntülerin hemen ardından bu kez PKK Lideri Abdullah Öcalan’a Meclis’te konuşması çağrısı yaptı. Yeni bir “çözüm süreci mi başlıyor” tartışmaları kamuoyunun gündemini meşgul etti. Bahçeli’nin çağrısından haftalar sonra DEM Parti heyeti İmralı’yı ziyaret etti. Öcalan mesajında “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” ifadelerini kullandı. MHP Lideri Bahçeli’nin “Erdoğan’ın bir kez daha seçilmesi doğal ve doğru tercihtir” sözleri ise iktidarın oyun planını gözler önüne sermişti.
SAĞ MUHALEFETİN YENİDEN DİZİLİMİ
Öte yandan CHP oylarıyla Meclis’te milletvekili kazanan sağ muhalefet de geride bıraktığımız yılda yeniden dizayna hazırlanıyor. İYİ Parti’nin eski Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçimlerin ardından soluğu Saray’da alırken Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, “AKP ruhundan hiç kopmadım” diyerek rejime göz kırptı. DEVA ve Demokrat Parti ise varlık gösteremiyor. Saadet Partisi’nin yeni yönetimi de Cumhur İttifakı’na kapıları kapatmadıklarını duyurdu. Sağ muhalefetteki gelişmeler, Erdoğan’a yeniden başkanlık yolunu açacak yeni Anayasa’yı referanduma götürmek için ihtiyaç duyduğu 360 vekil sayısına ulaşmakta elini güçlendiriyor.
YAYILMACI MEZHEPÇİ YENİ POLİTİK DİZAYN
Çözüm tartışmaları sürerken Suriye’de Esad yönetiminin cihatçı HTŞ güçleri tarafından düşürülmesi Ortadoğu’da kartları yeniden dağıttı. Cumhurbaşkanı Erdoğan İsrail ve ABD destekli operasyonu içeride bir başarı hikayesi olarak göstermeye çalıştı. Bir yandan mezhepçi ve yayılmacı politikalarla dış siyasette rota belirlemek isteyen Saray rejimi ülkeyi de derin bir uçuruma doğru hızla sürüklüyor. Suriye’de yaşanan mezhep çatışmaları, Türkiye için de uzun vadede tehlikeli sonuçlar doğurmaya gebe. Geçmişte Çorum ve Maraş’ta yaşanan katliamlar, yine emperyalist odakların körüklediği mezhepçi, cihatçı çeteler eliyle hayata geçirilme tehdidi taşıyor. Bu politikalar aynı zamanda Türkiye’de artan gerici kuşatmaya da zemin hazırlıyor.
NELER YAŞANDI?
31 Mart Yerel Seçimleri: 2024 yerel seçimleri, 22 yıllık AKP karanlığına karşı halkın değişim isteğinin ön plana çıktığı sonuçları oluşturdu. Halkın Saray rejimine karşı güçlü bulduğu alternatiflere yöneldiği seçimlerde AKP yüzde 35,5’li oy oranıyla tarihinde ilk defa resmi olarak ikinci parti konumuna geriledi.
Seçimlerin ardından yumuşama tartışmaları: Seçim sonuçlarıyla beraber toplumsal desteğini kaybeden rejim, Erdoğan’ın yumuşama hamlesi ile toparlanmaya çalıştı. CHP Lideri Özel’in ‘Yumuşama değil normalleşme’ diyerek verdiği karşılık bu süre zarfında AKP- MHP blokuna nefes aldırdı.
Anayasa tartışmaları: Normalleşme süreciyle birlikte yeni Anayasa tartışmaları alevlendirildi. Toplumsal tepkiyi frenlemek isteyen rejim, gündem üstünlüğünü bu tartışmalarla almaya çalıştı. Tartışmalar TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un siyasi parti ziyaretleri ile sürdürüldü.
Meclis saldırıların aracı oldu: Toplumdaki rahatsızlıklar artarken rejim yaz döneminde saldırılarını Meclis üzerinden sürdürdü. Sokak hayvanlarını katletmenin önünü açan, kadının soyadı kullanımını engelleyecek düzenlemeler bu dönemde gerçekleştirildi. Rejime dur diyen en büyük güç toplumsal muhalefetin kendisi oldu.
Halk Taksim yasağını tanımadı: Rejim bu sene de 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim yasağı ile karşıladı. Yasağa rağmen binlerce yurttaş İstanbul Saraçhane’de Bozdoğan Kemeri’nde buluşup Taksim’e yürüme iradesini gösterdi. Polis yurttaşlara müdahale ederken çok sayıda biber gazı kullanıldı. Eylemden bir gün sonra ev baskınları başlatıldı. 100’e yakın kişi bu baskınlarda gözaltına alındı, aylarca cezaevinde tutuldu. Öte yandan DİSK’in Bozdoğan Kemeri’ne kurulan polis barikatı nedeniyle alandan çekilmesi dikkat çekti.
AKP’liler muhalefet vekillerine saldırdı: 16 Ağustos 2024 tarihinde TBMM, tutuklu TİP Milletvekili Can Atalay hakkında verdiği kararı görüşmek üzere olağanüstü toplandı. TİP Milletvekili Ahmet Şık’ın kürsüde yaptığı konuşma esnasında, AKP Milletvekili Alpay Özalan’ın yumruklu saldırısına uğradı. Özalan’ın bu saldırısına Erdoğan da destek vererek muhalefeti ‘marjinaller’ diyerek hedef aldı.
1 Ekim Meclis açılışı: Meclis’in açılması ile beraber ajanlık yasasını içeren 9’uncu Yargı Paketi ve AKP’nin “kendi zihniyetinde öğretmen yaratma” projesi olan Öğretmenlik Meslek Kanunu ülke gündemine sokuldu. Bu gündemlerin yanı sıra Anayasa tartışmaları tekrar başlatıldı.
Bahçeli’nin Öcalan çıkışı: Devlet Bahçeli, 22 Ekim 2024 tarihinde partisinin grup toplantısında tüm dikkatleri üzerine çekti. PKK’nin faaliyetlerinin sona erdirilmesi ve İmralı’daki tecridin kaldırılabileceğini söyleyen Bahçeli, Öcalan’ın örgüt üyelerine silah bırakma çağrısı yapıp DEM Parti grubunda konuşması için Meclis’e çağırdı.
Çözüm süreci tartışmaları: Öcalan çıkışının ardından ‘yeni bir çözüm süreci mi başlıyor’ tartışmaları yaşandı. DEM Parti iktidar blokundan somut adım isterken Erdoğan, Bahçeli’den desteğini esirgemedi. Bahçeli ‘Kürt sorunu yoktur’ açıklamasıyla çağrısının sadece İmralı’yı kapsadığını açıkladı. CHP süreç dışına itilirken DEM Parti’nin de gardı düşürüldü.
Havuç sopa dönemi: Ülke sorunlarını halının altına süpüren ve Öcalan çağrıları altında yeni bir dönemin kapısını aralayan Saray rejimi, içerideki baskıyı da oldukça artırdı. CHP’li Esenyurt ve Ovacık belediyeleriyle DEM Partili Mardin, Batman, Halfeti ve Dersim Belediyelerine ardı ardına kayyum atandı. Öcalan çağrıları devam ederken atanan kayyumlar o dönem ‘Bir elde havuç diğerinde sopa’ olarak değerlendirildi.
Baskıların dozu arttı: Tüm bu zaman diliminde ekonomik siyasal ve toplumsal tüm alanlarda iktidar blokuna karşı çıkan tüm sesler bastırılmaya çalışıldı. İsrail ile ticaretin devam ettiği iddialarıyla eyleme geçen yurttaşlardan geçinemiyoruz diyen emekliler, gençler, işçiler Saray rejiminin baskıcı politikalarını karşısında buldu. Muhalefet belediyeleri için de SGK borçları bahanesi devreye sokuldu. Erdoğan’ın da hedef göstermesiyle SGK belediyeler hakkında haciz işlemi başlattı.

Rejimin amacı deklare edildi: Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli bir nevi rejimin amacını deklare etti. Erdoğan’ın bir kez daha başkan olması gerektiğini söyleyen Bahçeli, Anayasa değişikliği istedi.
Öcalan DEM Parti görüşmesi: Suriye’de yaşanan gelişmeler ışığında aynı konumda olduklarını yineleyen Saray rejimi, DEM Partili bir heyetin Öcalan ile görüşeceğini ima etti. Resmi açıklama Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından ‘uygun tarih bakıyoruz’ sözleriyle geldi. DEM Parti vekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder 28 Aralık günü İmralı Adası’nda Öcalan’ı ziyaret etti. Görüşme sonrasında Öcalan’ın ‘‘Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım’’ mesajı iletildi.
2- Polonez işçileri 6 aydan uzun süredir direniyor.
3- Batman Belediye Eş Başkanı Gülistan Sönük Batman’a kayyum atanmasını protesto etti.
4- 1 Mayıs’ta Taksim’e yürümek isteyen işçilerin yolu Saraçhane’de kesildi.
5- Fındık fiyatlarına karşı üreticiler hükümeti protesto etti.
6- Çiftçiler mahsullerinin toprakta kaldığını belirterek yol kesti, hükümeti istifaya çağırdı.
