AYCAN KARADAĞ Birleşik Haziran Hareketi, Soma’daki maden faciasında 5 yıl önce hayatını kaybeden 301 madenci için, Soma 5 yol Madenci Anıtı’nda basın açıklması düzenledi. Açıklamaya Manisa, Aksihar, Salihli, İzmir, Dikili Bergama, Güzelyalı-Hatay Haziran Meclisleri katıldı.   Açıklamayı yapan Manisa Haziran Yürütmesi’nden Bilal Kılıç, “301 candan sonra ülkenin her yerinden, her gün iş cinayetleri haberlerinin gelmesi […]

Birleşik Haziran Hareketi Soma’yı unutmadı: Bu dava burada bitmez

AYCAN KARADAĞ

Birleşik Haziran Hareketi, Soma’daki maden faciasında 5 yıl önce hayatını kaybeden 301 madenci için, Soma 5 yol Madenci Anıtı’nda basın açıklması düzenledi. Açıklamaya Manisa, Aksihar, Salihli, İzmir, Dikili Bergama, Güzelyalı-Hatay Haziran Meclisleri katıldı.  

Açıklamayı yapan Manisa Haziran Yürütmesi’nden Bilal Kılıç, “301 candan sonra ülkenin her yerinden, her gün iş cinayetleri haberlerinin gelmesi de sorumluların hak ettikleri cezayı almamasındandır. Onun için içimiz yanıyor, onun için kamu vicdanı kanıyor,” şeklinde konuştı.

Yapılan açıklamada şunlar dile getirildi:

“Bundan 5 yıl önce Soma’da 2014 yılının 13 Mayıs’ında Soma Kömürleri’nde yaşanan katliamla 301 can hayatını kaybetti, sevdiklerinden koparıldı. Bütün bir kamuoyu biliyor ki, yaşanan “basit bir kaza” değildi. Daha çok kazanma hırsıyla üretim baskısı, dayıbaşı sistemi, hadi hadi sistemi, yetersiz havalandırma, bozuk gaz maskeleri, ocakta güvenlik tedbirlerinin alınmamasının sonucuydu yaşananlar. Mahkemede aileler verdiği ifadelerde eşlerinin, çocuklarının, babalarının korka korka ocağa gittiklerini söylediler. Onlar ölüm korkusuyla, açlık korkusundan birini seçmek zorunda kaldılar. Açlık korkusu ağır bastı, çaresizlikle bile bile ölüm ocağına girdiler.Bu sömürü düzeninin çarkları acımasızca sürdüğü sürece, bu iş cinayetleri durmaz. İş cinayetlerine neden olanlar yargı tarafından cezalandırılmadığı sürece bu yangın sönmez. 301 candan sonra ülkenin her yerinden, her gün iş cinayetleri haberlerinin gelmesi de sorumluların hak ettikleri cezayı almamasındandır. Onun için içimiz yanıyor, onun için kamu vicdanı kanıyor.

“MAHKEME HEYETİ PATRONLAR TARAFINDAN BASKI ALTINA ALINDI”

301 madencinin katledilmesinin nedenlerini bütün bir kamuoyu biliyordu. Şirketin, devletin, sendikanın suç ortaklığı vardı bu katliamda. Yargıdan beklediğimiz bütün bu suç ortaklıklarının ortaya çıkarılıp, gerekli cezaların verilmesiydi. Mahkemenin vereceği kararın emsal oluşturması, yeni iş cinayetlerinin işlenmesinde caydırıcı olmasıydı. Kamuoyu vicdanını rahatlatacak bir karardı istediğimiz. Ama olmadı. Mahkeme heyeti patronlar tarafından baskı altına alındı. Duruşma salonunda dahi patronlar tarafından açıkça tehdit edildi. Mahkeme heyeti sürekli değiştirildi. Savcı aylarca mütalaa vermemekte direndi, avukatlar açık açık tehdit edildi. Sonuçta geçen yıl, kamuoyunu rahatlanmayan karar açıklandı. Savunma avukatları cezanın olası kasttan verilmesini isterken, mahkeme bilinçli taksirden verdi. Tabi ki cezalar düşüktü. Ama mahkeme “ruhsat sahibi ve rödovansçı olarak maden ocağı işletme icrasından yasaklanmasına” dair bir karar daha vermişti. Ardından İstinaf Mahkemesi kararı geldi. Soma Kömürleri AŞ’nin patronu Alp Gürkan’ı beraat ettirildi, işin başında olan oğlu Can Gürkan tahliye edildi, maden ocağı işletmesiyle ilgili engelleme kararı kaldırıldı.

“ESAS OLAN BU ÖLÜMLERİ YARATAN YAPININ DEĞİŞTİRİLMESİDİR”

Yani, işçiler için aynı cehennem koşullarında çalıştırabilirsin aynı sömürü çarkını döndürebilirsin denildi. Sistem sizi, yani patronları her zaman korumaya hazır mesajı verildi. Nasılsa işsizlik koşullarında, açlık korkusuyla ölüme göze alan binlerce işçi çalışmaya hazır durumda. Bu dava burada bitmez.  Yargıtay aşamasında da bu davanın takipçisi olacağız. Ama esas olan bu ölümleri yaratan yapının değiştirilmesidir.”