Toplumun; açlık ve işsizlik ile derinleşen ekonomik kriz, her geçen gün artan antidemokratik uygulamalar, adalet kaygıları nedeni ile ortaya çıkan tepkileri, ‘birilerinin düğmeye basması’ olarak değerlendiriliyor. Olağan tepkilerin sahipleri ‘terörist’ olarak sınıflanıyor.

DÜĞMEYE KİM BASIYOR?

İş çığırından çıktı. Yakında AKP’liler ve onlardan nemalananlar dışında herkes ‘terörist’ sayılacak. Oysa kimsenin düğmeye bastığı yok. Bilakis, iktidar ve Saray rejimi, Türkiye’nin şah damarına basıyor. Son derece haklı tepkileri dindirmek adına organize bir hareketi örgütleyen de yine aynı rejim.

CEHENNEMİN KIYISINDAKİ ÜLKE

‘Yalama olan’ düğmeye kimin bastığını ve ardından kimlerin teyakkuza geçtiğini ise artık herkes biliyor. Hiçbir eleştiriye tahammülü kalmayan, her alanda halkla zıtlaşan iktidarın, korkuları nedeni ile attığı adımlar tahammül sınırlarını zorlarken ülkeyi de her geçen gün biraz daha cehennemin kıyısına yakınlaştırıyor.

BOŞ İDDİALAR

Türkiye, devlet kurumlarının en üst düzeyinde oturan isimlerin, bu denli gerçekten koptuğuna, bunca altı boş iddiayı hiç durmadan tekrarladığına ilk kez tanıklık ediyor. Gerçekte, surat ifadelerinden bile bu yalanlara kendilerinin de inanmadıkları görülüyor. İmam düğmeye basıyor, vekiller, bakanlar, anında trol oluyor.

ASLINDA ANLAMAK KOLAY

Boğaziçi Üniversitesi’ne intihalci, vasıfsız, yalanı adet edinmiş rektör atamasına ilişkin tepkiler sürüyor. ‘Melih Bulu’ rahatsızlığı döndü dolaştı, yine ‘Gezi’ ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nu hedef haline getirdi. Anlaşılmaz bir taraf yok. Sade bir akıl bunu, ‘bitmeyen Gezi korkusu’ ve ‘kapanmayan İstanbul yarası’ olarak değerlendiriyor.

KAÇ CUMA GEÇTİ?

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine günlerdir aynı nakaratı, benzer ifadeler ile tekrarlıyor: “Bu işin içinde olanlar terörist. İstanbul İl Başkanı orada, o zaten DHKP-C militanıdır… Gezi olaylarında esnafı yağmalarken gördük bunları. Bezmiâlem Vâlide Sultan Camii’ni işgal ederken, orada bira kutuları ile beraber gördük.”

AKP CİDDİYETİNİ YİTİRDİ!

El insaf. 8 yıldır, gerçekdışı olduğu için kanıtlayamadığı ifadelerden yine de vazgeçmeyen, dayanaksız şekilde diğer siyasetçilere suç atfetmeye devam eden bir ‘lider’i izliyoruz. Bu dil sadece kutuplaştırmak ile kalmıyor, AKP’nin de her geçen gün ciddiyetini yitirmesine yol açıyor.

TROL VEKİLLER

AKP bir siyasi parti mi yoksa yeni Pelikan Yalısı mı? Erdoğan’ın konuşmaları, partili vekil ve bakanları tetikleyip bir trole dönüştürüyor. Trabzon AKP Milletvekili, Bahar Ayvazoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na, montaj olduğunu bildiği bir fotoğraf ile “Militan” diyebiliyor.


BUNU UNUTTU!

Ancak bu şehvete kapılırken, ‘Hoca Efendisi’ne düzdüğü methiyelerin hemen önüne konulacağını unutuveriyor. Eski AKP vekili Metin Külünk ise yine Kaftancıoğlu’na, “Halkın evlatlarını devletin iradesine karşı eylemlere zorlayan Kaftancıoğlu, kendi kızlarını da eylemlere götürüyor mu?” diye soruyor.

KÜLÜNK’ÜN ‘KUZU GİBİ’ ACIKLI HİKÂYESİ

-Aslında onunkisi, rahmetli Kuzu’ya benzer acıklı bir yer arayışı özlemi!- Elbette düğmeden en çok tetiklenen, her zamanki gibi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu oluyor. CHP’li İl Başkanı Kaftancıoğlu’nu terörize edip hedef gösteriyor. Onu, MLKP, PKK ve DHKP-C ile aynı anda ilişkilendiriyor. Elbette bakanın kafası karışık değil!

HERKESE GÖZDAĞI

Açlık grevinde yaşamını yitiren avukat Ebru Timtik, Paris’te Suikasta uğrayan Sakine Cansız ve ölü bedeninin bulunması ile Cumartesi Anneleri eylemlerini başlatan Hasan Ocak’ı aynı paylaşımda kullanması da tesadüf değil. Bu yolla, Cumartesi Annelerinden Kürt hareketine ve hak talep eden muhalefetin her kesimine gözdağı de veriyor.

GİTTİĞİ YERE KADAR

‘Korkutma taktiği’ ile CHP ve muhalefet arasındaki bağı koparmaya yönelik hamlelerden birini yapıyor. Aslında yaşananların tümü artık Saray rejiminin, ülkeyi yönetemediği ile ilgili. Bu kadar yalan ve çarpıtmanın başka bir açıklaması yok. İte kaka, baskı ve zor ile… Yeni kâbuslar ve ülkeye biçilen felaket senaryoları ile gittiği yere kadar!