Sosyal medyadaysanız duymuşsunuzdur Twitter; Çin, Rusya ve Türkiye’den binlerce hesabı, “devlet bağlantılı bilgi yayma operasyonlarına” karıştıkları gerekçesiyle kapattı. Bunu bir raporla da açıkladı. Bu haber, sosyal medyanın bir tarafında “Yaşasın troller bitiyor” heyecanı yarattı. Diğer tarafta ise “bir iftira ve Türkiye siyasetini dizayn etme hevesi” olarak değerlendirildi. Peki, bu hamleden sonra, troller bitti ya da Twitter trollüğü yakında bitirecek diyebilir miyiz? Bu haftaki Köşe Vuruşu’nun sorusu bu.

TWITTER ARTIK BİR TARAF

İki hafta önce yine bu köşede Twitter’ın, Trump ile girdiği savaşa değinmiştim. Twitter’ın Trump’ın bazı tweetlerinin altına yanıltıcı içerik uyarısı koyması ve bir tweetini de şiddete özendirdiği için yoruma kapatması ilginçti. Belki bu bir doğrulama etkinliği gibi görünüyordu ama Twitter, bu hamleyle siyasi tarafgirliği de tahrik ediyordu. Bu şekilde yapılan bir doğrulama, siyasetin kaygan zemininde geri tepme etkisi yaratabilirdi. Son troll operasyonu bundan farklı bir durum olsa da benzeşen tarafları var. Birincisi; Twitter bu işi tıpkı 2014’te ve ara ara yaptığı gibi sessiz sedasız yapabilirdi. Hatırlarsınız bir ara özellikle çok takipçili hesaplar, takipçilerim hızla azalıyor diye yakınıyordu. İşte o zamanlar da benzer bir operasyon vardı ve özellikle bot hesaplar siliniyordu. Yine öyle yapsa, kimse “Bizim troll ordumuz vardı haksız yere sildiler” diye kendini ifşa etmezdi. Ancak belli ki bu kez Twitter sert bir mesaj vermek istemiş. “Mekânın sahibi geri geldi” tonunda bir raporlama ve ifşa çabası var. Hatta rapordaki “böyle olabilir, yeterince açık değil” gibi ifadelerden de anlıyoruz ki biraz “görünen köy kılavuz istemez” aceleciliği de mevcut. Çünkü 2014’teki operasyonda “hangi taraftan olduğuna bakılmaksızın” gibi vurgular ve bir tarafsızlık hassasiyeti vardı. Bu kez açıkça devletler ve troller arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor. Twitter kendini bir taraf olarak ortaya koyuyor.

SEMBOLİK BİR OPERASYON

Raporu okuduktan sonra konuyla ilgili konuştuğum arkadaşlarıma bunun ya çok sembolik ya da çok başlangıç aşamasında bir iş olduğunu söylüyordum ki, Yaman Akdeniz’in Twitter’daki bir yorumunu okudum. “Etki olarak Twitter’ın açıklaması bir halkla ilişkiler çalışması olarak ‘100 kilo kokain ele geçirdik’ten öteye gitmez. Siyasi etkisi ise daha fazla olacaktır” diyordu ve bence konu daha iyi anlatılamazdı. Dahası gerçekten ortada olan bir şey var. 7 bin 340 hesap kapatıldı deyince çoğunluk o kadar kişi enselendi sanıyor ama sayıların anlattığı başka bir şey var. Bu 7 bin 340 hesaptan 37 milyon tweet atıldığı raporlanmış. Çin ve Rusya’daki hesap sayısı/tweet oranına bakılınca arada uçurum var. Bu uçurum büyük olasılıkla Türkiye’deki tweetlerin çoğunun botnet faaliyetiyle atılan otomatik tweetler olduğunu düşündürüyor. Kaldı ki bir kişinin birden fazla hesabı yönetmesi alışık olmadığımız bir durum değil. Özetle; bu sayı buzdağının görünen yüzü bile değil bana kalırsa. Sadece, “Bu işleri eskisi kadar kolay yapamayacaksınız” demenin bir yolu olarak düşünülebilir.

BUNDAN SONRA NE OLUR?

Bu operasyon, iktidarın önce “etik kurallar” sonra “dijital farkındalık” kampanyalarıyla girdiği yolun tesadüfi olmadığını gösteriyor. Twitter’ın siyaseten taraf görüntü vermesi de bu yolun üzerinde epey çatışma olacağını gösteriyor. Öyle ya da böyle trollük böyle operasyonlarla bitmeyecek. En iyi niyetli tahminde bile bu ancak başlangıç olarak görülebilir. Trollüğün gerçekten bitmesi için insanların sosyal medyada trolleri algılayacak ve onlarla mücadele edecek bir bilince ulaşmış olması şart. Çünkü trollük sadece sahte ve organize hesaplarla yapılan bir şey değil. Kimi gerçek kullanıcıların kişiliğiyle özdeşleşmiş bir durum artık. En basitinden, trollerin oyuncak gibi belirleyip değiştirdiği gündemlere karşı yorum yapmaktan geri durabiliyor muyuz mesela? O esprili ya da sert yorumlarla kazanacağımız etkileşim ve takipçiden feragat edebiliyor muyuz? Bu sorulara samimi bir şekilde “Evet” cevabı vermediğimiz sürece troller hep olacak.