Giderek, ülkenin stres yükü artıyor...

İşi olan da olmayan da hayatından memnun değil!

İnsanlar yoruldu! Ülke kaosla karşı karşıya!

Egemenlikten başlayarak, Cumhuriyetin tüm temel değerleri yok ediliyor.

Yaratılan kaynaklar da oligarklar arasında bölüştürüyor!

Sessiz ve sinsice laik demokratik sosyal hukuk devletinin yapısı bozuluyor.

***

Kentler yaşanmaz hale dönüştü.

Ekonomi çöktü. Açlık ve İşsizlik arttı!

Her gün, her şeye zam yapılıyor. Vatandaş pazara çıkamaz oldu!

Üretici üretmeyi bıraktı

Devlet emekliye 1 veriyorsa 10 geri alıyor.

Esnafa yardım yerine, yüksek faizle kredi vererek sosyal devlet kandırmacası oynanıyor!

Suriye’de, milletin vergileriyle paralı ordu ÖSO’yu kurup, çıkarılan petrolü Saray aracılıyla satarak yandaşlara kan üzerinden rant sağlıyor.

Ülkenin kaynakları POLİTBÜRO tarafından yönetiliyor…

Devleti ele geçiren AKP, yurttaşına anayasal haklarını kullandırmıyor.

Toplumsal ve bireysel hakları yok sayıyor. Özgürlüklere izin vermiyor.

Hakkını arayanların üzerine orantısız güç kullanarak saldırıyor…

***

Can ve mal güvencesi ortadan kalktı.

Çünkü yargı tamamen taraflı hale getirildi.

Devletin hiçbir kurumu ya da kuruluşu halk için çalışmıyor.

Vergi alırken ve de anayasal yükümlülükleri yerine getirirken eşit kabul edin yurttaşlar, özellikle inançları ve kendilerini ifade etme şekillerine göre yandaş ve düşman olarak ayrıştırılıyor.

Farklılıklar arasında nefret ve ayırımcılık had safhada!

***

Türkler, Kürtler, Aleviler hatta Sünniler, devrimciler, Kemalistler, kadınlar, aydınlar ve de sanatçılar, bu iktidar tarafından hırs ve hınçla dışlanıyor.

Baskı ve korkuyla susturulmaya çalışılıyor.

“Kendi fikri İktidarımızı kuramadık!” feryatlarıyla çağdaş Türkiye ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü itibarsızlaştırmak için tüm güçleriyle çalışıyorlar.

***

AKP Genel Başkanı, KKTC’nin 47. Yılını kutlamak ve müjdeler vermek üzere Lefkoşa’ya gitti.

Lahey mahkemesi tarafından soykırım nedeniyle mahkûm edilen Sudan diktatörü El Beşir için yaptırdığı Saray gibi, KKTC’de tek adam rejimini kurmak adına yeni bir Saray Külliyesi yaptıracağının müjdesini verdi…

***

KKTC’de Herkesi güldüren bu açıklamadan daha da vahimi, TSK’nın Afganistan’daki Kabil Havaalanı’nı korumasıyla ilgili açıklamasıydı.

Afganistan’a gitmenin Türkiye için yeni, tehlikeli ve de kanlı bir macera olacağı belli!

Malum Afganistan’da Taliban; siyasi, askeri, kültürel, dini yani her konuda tek otorite!

Taliban, BM ve diğer ülkeler tarafından en tehlikeli terör örgütü olarak ilan edilmiş bir yapı.

Erdoğan bu terör örgütü için; “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok. Daha iyi anlaşabileceğimize ihtimal veriyorum” dedi.

***

Erdoğan’ın sözlerinin ardından Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, TRT Arabi’ye konuştu. Mücahid, “Türkiye ile iyi ilişkiler istiyoruz, Türkiye bizim kardeşimiz, inanca dayalı pek çok ortak noktamız var. Ama Türkiye’nin geçmişi bırakıp bugüne ve geleceğe dönmesini istiyoruz. Ondan sonra diyalog isteyebiliriz” ifadelerini kullandı.

***

Bu ne demekti?

Önce Taliban’ı iyi tanımak gerekir!

Taliban; “1994 Yılında Molla Ömer tarafından kurulan ve amacı Afganistan’da şeriata dayalı devlet kurmak olan silahlı bir örgüttür.

Taliban’ın teolojisi ve ideolojisi, despotizme ve şiddete dayalıdır.

Modern dünyanın demokrasi, insan hakları, kadın-erkek eşitliği, bireysel hak ve özgürlükler başta olmak üzere bütün kurumlarına ve değerlerine karşıdır.

Kadının bedenini, cinselliğini, düşüncesini ve üretkenliğini dışlar. Kadınların çalışmasını, kız çocukların okula gitmesini ve eğitim almasını yasaklar. Kadınlara peçe takma zorunluluğu getirilmiştir ve yüzü görülen kadınlar kırbaçlanmaktadır!

Topluluklarda Kadınlara bakanda bakılan kadında cezalandırılır!

Şii / Alevilere karşı katliamlar yapan Taliban yüzlerce kadını kaçırarak cinsel saldırıya maruz bırakmış, şiddete ve cehalete mahkûm edilen sivil ölüler haline getirmiştir.

***

Erkeklere, 5 vakit namaz kılma, takke takma ve sakal bırakma mecburiyeti vardır.

Bu talimatlara uymayanlar cezalandırılır!

Bilgisayarlar imha edilmiştir. Ders kitaplarındaki resimler kaldırılmıştır. Okullar, medrese haline getirilmiştir. Medreselerde okuyan öğrencilere, uzun sarıklar sarma mecburiyeti vardır!

***

Esnaf, namaz vakitlerinde dükkanlarını kapatmak zorundadır.

Sinemaya, televizyona, resme, müziğe, medyaya ve ifade özgürlüğüne karşıdır.

Cuma namazlarından sonra gerçekleşen idamlar ve el kesme cezaları, halka izlettirilir. Kesilen eller, şehir merkezlerinde sergilenir!

Taliban kısaca despotizmi, cehaleti ve barbarlığı yeniden hakim kılmaya çalışmaktadır!

***

Şimdi Erdoğan’a sormalıyız!

Taliban’la nereniz benzeşiyor? Niye ters yanınız yok!

Erdoğan bilmeli ki; Türkiye’nin yurttaşlarının Taliban’la hiçbir benzer yanı yok!

Evet ülkemizde Müslümanlar çoğunlukta.

Ama Taliban gibi cahiliye dönemini yaşayan, Müslümanlığı kendi çıkarları için değiştiren, aklı yok sayan, barbar, katliam ve kandan hoşlanan, yalan, riya ve uyuşturucu tacirliğine onay veren bir inanç benzerliği yok!

“Bize ters değil” demek, ülkemizdeki gerçek inanlara hakarettir!

***

Taliban Erdoğan’a açıkça; “Çağdaş, laik, demokratik, kadın ve erkeğin eşit olduğu, özgür bir ülke olmaktan çık. Sonra konuşalım” diyor!

Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti, Taliban ve onun düşüncesindekilere yedirmemeliyiz!!’