Tuğba Yurteri Metin Uca ve Özlem Kumrular Destek Yayınları etiketiyle çıkan “Her Book’a Maydanoz”da kadınlar hakkında az bilinen, yanlış bilinen ve hiç bilinmeyen noktalara değiniyorlar. Tarihin göz ardı ettiği kadınların herkesi şaşırtan hikâyeleri çokça yer almış bu eserde. Birlikte yeni kitaplarını konuştuk. ▶️ Bu birlikte ilk kitabınız. Bir bakıma yanlış bildiklerimizi düzeltme kitabı olmuş. Havva […]

Biz yokmuşuz gibi yaz panpa

Tuğba Yurteri

Metin Uca ve Özlem Kumrular Destek Yayınları etiketiyle çıkan “Her Book’a Maydanoz”da kadınlar hakkında az bilinen, yanlış bilinen ve hiç bilinmeyen noktalara değiniyorlar. Tarihin göz ardı ettiği kadınların herkesi şaşırtan hikâyeleri çokça yer almış bu eserde. Birlikte yeni kitaplarını konuştuk.

▶️ Bu birlikte ilk kitabınız. Bir bakıma yanlış bildiklerimizi düzeltme kitabı olmuş. Havva ve Adem’den başlayalım mı? Cennetten kovulmadan önce yediklerinin elma olmadığını yazıyorsunuz?

Metin Uca: Evet, yedikleri elma değil. Yasak meyve olarak geçiyor kutsal kitapta. Sadece bir ‘yemiş’ olarak. Elma, ilerleyen yüzyıllarda bu hikâyeyi resmetmek için bir meyve gerektiğinde kullanılmaya başlanıyor. Elma jenerik bir meyve ne de olsa. Herkes tarafından biliniyor. Bir ejder meyvesi, ya da mango olamazdı bu.

▶️ Kadınlara özel yer ayırmışsınız kitapta. Günlük hayatımızda gördüğümüz ama kim olduğunu bile bilmediğimiz kadınlar var. Mesela Lady Godiva.

Özlem Kumrular: Evet, hatta son yıllarda polemik yaratan bir olay oldu. Muhafazakâr bir Türk markasının Godiva Çikolatalarını satın alınca üzerindeki ata binen çıplak kadını örteceği gündeme geldi. Kimdi bu kadın? Mercia Senyörü Leofric’in çılgın eşi, 1000’li yıllarda yaşamış bir kadın Lady Godiva. Kocasının halk üzerinde uyguladığı ağır vergilere kızar, üzülür. Defalarca onunla konuşur. Kocası da at üzerinde çırılçıplak şehirde dolaşırsa vergileri azaltacağını söyler. Tek elbisesi uzun saçları olan Godiva atıyla bu çılgın dileği yerine getirirken bir taraftan da kocasını protesto etmiş olur. Olay bizde geçse, giyinik adam kalmaz.

▶️ Dünyanın bilinen ilk kadın seri katilinden de bahsetmişsiniz. Bu aslında bir bakıma ilk kök hücre çalışması. Hem de bundan yarım milenyum önce.

Metin Uca: Tarihteki çılgın kadınlardan biri bu. 16. yüzyılda yaşayan Macar Kontes Erzsébet Báthory. Eşi ölünce, o da genç kalabilmek için bakire kızların kanlarını kullanmak için onları öldürmeye başlar. Tarihte 37 adet onaylanmış, 650 adet de ispatlanamamış cürümle kaydedilmiş. Çevre halkından gelen şikâyetler sonucu, suç ortakları ölüme gönderilirken, kendisi asil olduğu ve kanı dökülemeyeceği için penceresiz bir odaya kapatılır. Dört yıl sonra da hayata gözlerini kapar. Drakula mitinin ondan ne denkli etkilendiğini görüyorsunuz.

▶️ Bir de Guilia Gonzaga var. Belki de bizim tarihimizi bile değiştirecekti.

Özlem Kumrular: Kesinlikle. Barbaros Hayrettin Paşa’nın 1534 seferinde ele geçirmek istediği kadındı bu. Fondi Düşesi. Türkler sahile çıktıklarında bir hayranı onu atının terkisine atıp kaçırınca hayalleri suya düştü. Avrupa’nın Venüs’ü sayılıyordu o dönemde. Ressamlar onu çizmek için yanıp tutuşuyordu. Büyük ressamların modeliydi. Tiziano bunlardan biriydi. Barbaros onu Hareme getirip Hürrem’in etkisini kırmak istiyordu söylentiye göre.

▶️ Dünyanın ilk romanını da bir kadın yazmış. Hem de ilk roman olarak kabul edilen Don Quijote’den yüzyıllar önce!

Metin Uca: Harika bir kadın bu. Murasaki Shikibu. Japon bir saray kadını. Dolayısıyla saray içi dünyayı iyi biliyor. İmparatorun gayrimeşru olan Prens Genji’nin aşklarını konu alan bin sayfayı bulan bir kitap bu. Dünyanın ilk romanını, hem de 11. yüzyılın başında yazmış bu kadın. İlginç bir de hikâyesi var. Küçükken erkeklerin bile zor bulduğu kitapları okur. Daha çok erkeklerin tekelinde olan Çince öğrenir. Hem de nasıl biliyor musunuz? Babası erkek kardeşine Çince öğretirken kapının arkasından dinleyerek. Kadınların makûs tarihi işte. Zavallı kadın, her yerde kadın. Yunan, Japon, Türk fark etmiyor.

▶️ Osmanlı kadınlarıyla ilgili bölüm de neredeyse hiç bilmediğimiz detaylarla dolu.

Özlem Kumrular: Evet, çoğunu yabancı kaynaklardan ve arşivlerden çıkardık.

▶️ En ilginci Safiye’nin gelen İngiliz heyetindeki sekreter Paul Pindar’dan hoşlanması.

Metin Uca: Valide Sultan da olsa, o da kadın, insan. Pindar genç ve kültürlü bir adam. Çok beğeniyor onu. Görüşmek istiyor. Ama bu görüşme gerçekleşmiyor. Büyük ihtimalle tahttaki oğlu III. Mehmet bunu hoş karşılamıyor. Belki de tarihin en büyük aşklarından biri başlayamadan bitiveriyor.

▶️ Safiye’yle ilgili başka ilginç konuda eşi III. Murat hayattayken bir ara cinsel iktidarsızlık yaşaması ve bunun büyü yoluyla çözülmeye çalışılması.

Özlem Kumrular: Evet, bu gerçekten çok ilginç. Dönemin tarihçisi Peçevî’nin bunu yazması çok enteresan. Kibarca yazması gerektiği için “padişahın erkekliği uykulu” demiş. Haremde bunun bir cadının işi olduğu düşünülüyor. Hemen büyüyü bozmaya çalışıyorlar.

▶️ Osmanlı’da çekinmeden vibratör kullanıldığını yazmışsınız.

Metin Uca: Yazılmayan ayıplı tarihin en ilginç konusu aslında bu. Osmanlı vibratöre ‘zıbık’ demiş. Kapalıçarşı esnafı arasında zıbıkçılar da var. Tabii ki elektrikle çalışmıyor… Ama Osmanlı’da Kapalıçarşı gibi bir yerde satılması bile bizi şaşırtmaya yetiyor.

Bir de kadınlar gününde hamama giren bir papaza ait belge bulmuşsunuz.

Özlem Kumrular: Kanuni’nin kendi hükmü var. Şeriata göre ne gerekiyorsa yapılsın, demiş. Adamcağız yanlışlıkla girdiyse vay haline. Belgeye göre kadınlar döverek dışarı atmışlar adamı. Sonu da muhtemelen ölüm tabii.

▶️ Oğlancılık örnekleri de var. Mesela Yavuz Sultan Selim’in kızı Fatma Sultan’ın babasına yazdığı bir mektuba yer vermişsiniz.

Metin Uca: Çok trajik bir mektup. Zavallı kadın! Kocası Antalya Sancağının beyi Mustafa Paşa oğlanlarla birlikte olan çapkın adamın teki. Fatma Sultan buna uzun süre göz yummuş. Sonunda dedikodular şehri sarmaya başlayınca babasına mektup yazarak ona mahremini açmak zorunda kalmış. “Bir kişiye düştüm ki, beni kelp (köpek) hesabına saymaz. Elin oğlanların zulüme atasından, anasından alur. Heman işi gücü oğlanlar derdindedir. Benim devletlû Padişahım, bir yıldır bunda gelelidenberü bir gün, bir saat gülmedim” demiş.

▶️ Kadınların tarihteki özel hayatlarına dair daha pek çok şey var.

Özlem Kumrular: Evet, heyecanla okunacak bir kitap. Özellikle kadınlar kaçırmasınlar deriz.