‘Bize çok daha köklü bir çözüm lazım’

Rıfat Kırcı

Berivan Sert, asgari ücrete bile erişemeyen binlerce kadın emekçiden yalnızca biri. 26 yaşında, Halk Eğitim Merkezi’nde dikiş öğretmenliği yapıyor. Sabit bir aylık geliri yok, çalıştığı saate göre ücret alıyor. Saat ücreti ise 16 lira 50 kuruş.

“Aslında pandemiden önce de zaten renkli bir hayatımız olduğu söylenemez” diyor Berivan. Günde 8, haftada 40 saat çalıştığını söylüyor. “2019 yılında toplamda 18 bin liranın biraz üzerinde gelir sağlamıştım. Büyük ihtimalle bir bakanın bir aylık geliridir. Ama ben bu parayı 12 ayda kazandım” diye konuşuyor.

Buna göre, genç kadının bir ayda kazandığı ücret bin 500 lira civarında. Üstelik iş güvencesi de yok:

“Sözleşmeli öğretmen olunca hem her an kapının önüne konma tehliken var hem de altığın ücret yarın kapının önüne konduğunda seni 1 hafta bile idare edemeyecek bir ücret. Direkt açlıkla karşı karşıyayız. Bir de şu var: 11 ay çalışmak hakkımız olsa da haziranda bizim derslerimizi bitiriyorlar. Ekim ayının ortasına kadar bize ders yaptırmıyor kurumlar. Bu yüzden biz yılda 7 ay çalışmak durumunda kalıyoruz. ”

BU YIL 4 BİN LİRA KAZANABİLDİM

Pandemiyle birlikte sorunları daha da katlanmış Berivan’ın. Bu süreçte neredeyse hiç çalışamadığını anlatıyor: “Ocak ayında sömestr tatili vardı 15 gün, şubat ayında tam çalıştık, marta geldiğimizde 15 gün çalıştıktan sonra evlere yollandık. 2 ay çalışmış olduk. Sonrasında aylarca evdeydik, kasım ayında 3 haftalık bir çalışma sürecimiz oldu. Okullar kapatılınca tekrar boşta kaldık.”

Bu yıl toplam 4 bin lira kazanabildiğini söyleyen Berivan, “Bununla bir insanın geçinmesi mümkün mü? Ben ailemle yaşıyorum şu an. Kendime ayrı bir hayat kurma hayalim vardı; ama pandemiyle birlikte böyle bir hayalim kalmadı maalesef. Havadan para filan yağarsa ve o bulut bizim mahalleden de geçerse ben de kendi hayatımı kurabilirim belki” diyor.

Şu anda öğretmenlik yapamayan Berivan, evde çanta, maske üretip çarşı pazarda satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Ama iğneden ipliğe gelen zamlar, evde üretimi de zorlaştırmış. “Ayda bir kumaş almaya çıkıyorum” diye anlatıyor Berivan, “Ve her çıktığımda aynı dükkânlara gidiyorum. Toptan alamam; çünkü öyle bir bütçem yok. Her gittiğimde fiyatların arttığını görüyorum. Temmuz ayında aldığım kumaşın metresi 15 liraysa şu anda 22 lira. Çok hızlı artıyor. Dolarla lira savaşıyor, oturduğum yerden ben kaybediyorum.”

Elbette fiyatı artan bir tek kumaş değil. Berivan’ın hanesinde 5 kişi var. Ne yiyorlar, ne içiyorlar?

Berivan, Diyanet’in önerisiyle akşam pazarına çıktıklarını söylüyor gülerek, “Her şeyin en ucuzunu alıyoruz ama yine de olmuyor. Bizim temelde sorunumuz asgari ücretin 3 artması, 5 artması değil, yoksulluk. Asgari ücrete yapılacak ufak tefek zamlar bu sorunu çözmeyecek, çok daha köklü bir çözüm lazım” diye konuşuyor.