Bizi bağışla Deniz

Ayşe KULİN

Zamanından çok erken kavuştuğun Tanrı’nın rahmet denizinde eğer Allah’ın büyüklüğüne nail oldunsa, doyamadan elinden alınan hayatın için bağışla bizi. Aslında yüzümüze tükür demeliydim de diyemiyorum çünkü biz burada acınacak haldeyiz yavrum.

Yaşlısından gencine, dincisinden demokratına, sağcısından solcusuna, kadın erkek hepimizin sonunda akıl sağlığımızı kaybedeceğimiz belliydi. Çünkü önce parlamentomuzu, sonra itiraz hakkımızı, yasalar önündeki eşitliğimizi kaybettik. Sınavlara ve iş mülakatlarına girerkenki eşitliğimizi zaten kaybetmiştik. Biz sıradan insanlar işlerimizi, birikimlerimizi kaybettik. Konuşma ve eleştirme özgürlüğümüzü, hükümete hesap sorma hakkımızı kaybettik. Tarihimizi, kurumlarımızı, okullarımızı, değerlerimizi kaybettik. Sonra da korona geldi ve vurdu bizi; sanatımızı, keyfimizi, neşemizi kaybettik. Evlerimize kapandık, içi boşaltılmış tepki gösteremeyen bez bebeklere dönüşürken hayallerimizi, umudumuzu hatta ahlakımızı da kaybettik. En son Marmara Denizi’mizi, akarsularımızı… Oysa ben 2005 yılında aynı coğrafyanın çocukları olan Türkler ile Kürtlerin arasındaki soruna farkındalık yaratmak umuduyla, her iki halkın gençleri ölmesin diye, içinde pek çok gerçek barındıran BİR GÜN adlı kurgu romanımı kaleme alırken iyimserdim. Ahmet Hakan, Ayşecik Güney Doğu’da diye dalgasını geçmişti benimle. Meğer ne kadar haklıymış günümüzün Ahmetçiği!

Aradan 16 yıl geçmiş!

Kitabı yazdığım yıl doğan Kürt çocuklarının bazıları kinlerini yaşamak ve ölüm saçmak için dağdalar. Aynı yıl doğan Türk çocuklarının bir kısmı da Deniz’in katili gibi kindar ve katil olmayı seçti. Türklerin ve Kürtlerin kimi bahtsız gençleri, cennet vatanlarını cehennem eylemek için ellerinden geleni artlarına koymayan ufuksuz ve vicdansız siyasiler yüzünden, yüreklerini karartan anlamsız bir kinle besleyerek büyümekteler. Deniz, sen işte bu kurban çocukların arasında en masum olanısın.

Dilerdim ki senin taze bir koncayken yitip gidişin yüreklerimize öyle bir ateş düşürsün ki, yepyeni bir sayfa açılmasına, Türk ve Kürt gençlerinin de hayatlarının baharında yitip gitmelerine, yüreklerinde sönmeyen bir kinle yaşamalarına, katillere dönüşmelerine son vermeye vesile olsun. Sayende barış, sevgi kardeşlik gelsin toprağımıza.

Ama heyhat yavrum… Sen boşuna kaybettin hayatını, kaslarını can yakmak için şişirmiş o genç adamı birileri koruyup kollamaya başladı bile. Devlete mafyanın çökmesine tepkisiz kalan bizler, bir kız çocuğunun haybeye giden yaşamı karşısında dahi kuzuların sessizliği içindeysek, Deniz, biz artık acınası bir toplumuz. Sen bizi bağışla ve nurlar içinde uyu yavrum.