Bizim değil egemenlerin savaşı

Yaren ÇOLAK

Egemenler savaş kışkırtıcılığına devam ederken dünyanın dört bir kıtasındaki sol parti ve gruplar savaşın durması, silahların susması için mücadele ediyor. Savaşın kaybedeninin halklar olduğunu ifade eden Gana’dan Finlandiya’ya, İtalya’dan Romanya’ya sol parti temsilcileri acil barış çağrısı yaptı.


Savaşı öylece bekleyip izleyemeyiz diyen İtalya Halkın Gücü Partisi (Potere al Popolo) Uluslararası İlişkiler Sekreteri Maurizio Coppola, “Savaşı ve savaşa her türlü katılımı reddediyoruz” dedi. NATO'nun doğuya doğru genişlemesinin bu savaşın başlamasında büyük bir etken olduğunu ifade eden Coppola, “Ancak Putin de bir kurtarıcı değil, zalimdir. Bizler de öylece durup izleyemeyiz. Savaş karşıtları olarak sonuna kadar mücadele etmeliyiz. 24 Şubat’tan bu yana İtalya’da savaş karşıtı gösteriler düzenledik, düzenlemeye devam ediyoruz. İlk önce gençler toplandı ve sokağa döküldü. Bu, barış duygusunun güçlü olduğunu ve her türlü emperyalist savaşa karşı daha büyük bir hareket inşa etmek için mücadelemizi büyütmemiz gerektiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Savaşın bedelini halkların ödeyeceğinin altını çizen Coppola, “İtalya ve AB, savaş politikası izleyerek ikiyüzlülüğü oynuyorlar. Bir yandan ateşkes ve barış istiyorlar bir yandan da Ukrayna’ya asker ve teçhizat göndermeye devam ediyorlar. Bu şekilde İtalya ve AB Doğu Avrupa’yı askerileştiriyor. NATO’nun askeri yığınaklarını artırmasını asla barışçıl değil. İtalya ve AB tıpkı ABD ve Rusya gibi olanlardan dolayı suçlu” şeklinde konuştu.

KAPİTALİZMİN SAVAŞI

Gana’lı aktivist Neenyi Oboe Baiden da büyük güçler arasında yaşanan bu savaşın bedelinin halklara ödetileceğinin altını çizdi. Baiden sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu savaş kapitalizmin savaşı ve kapitalizmin ahlakı yoktur. ABD ve NATO’nun buradaki tek amacı yine emperyalist çıkarları. Yaşanan savaş ABD’ye yeni bir silah ticareti alanı verdi. Amerika yine silah ticaretinden kâr elde edecek. Bir ülke güç elde ederken Ukrayna’nın masum sivilleri ölecek. NATO da ABD’nin suç ortağı. Rusya için de durum farklı değil. Ganalı vatandaşlar Ukraynalıların yanında.”

YENİ BİR GERÇEKLİK

Romanyalı aktivist Silviu Craescu da “Savaşın bir an önce son bulmasını istiyorum” dedi. Müzakerelerin yanıt vereceğine inanmadığını dile getiren Craescu yeni bir gerçekliğe tanık olduğumuzu söyledi.

Ülkelerine yaklaşık yüz bin kişinin geldiğini belirten Craescu, “Buraya savaştan kaçarak gelen göçmenlere elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama burayı genelde geçiş için kullanıyorlar çoğu Almanya ve Polonya’ya gidiyor” ifadelerini kullandı.

Finlandiyalı Uluslararası İlişkiler Uzmanı Toni Alaranta ise Ukrayna’daki savaşa soğuk savaştan sonra devam eden griliğin neden olduğunu söyledi. Alaranta, “Rusya soğuk savaş sonrası düzenden çok mutsuzdu. Bu da onun tepkisi oldu. AB ve NATO’nun genişlemesi Rusya’yı gri bölgede bıraktı ve şimdi de bölge bir savaş alanı haline dönüştü.”

Alaranta, Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova'nın "Finlandiya ve İsveç'in öncelikle bir askeri blok olan NATO'ya katılımı, ülkemizin yanıt vermesini gerektirecek ciddi siyasi-askeri sonuçlara yol açacaktır” sözlerini ise verilen bir sinyal olarak değerlendirdi. Alaranta, “Ülkedeki NATO üyeliği tartışmaları sürerken bir bakıma gözdağı” dedi.