İngiliz Telegraph gazetesinin Libya’nın öldürülen devrik lideri Muammer Kaddafi ile eski İngiltere Başbakanı Tony Blair arasındaki görüşmenin ilk bölümünü dün yayınlamıştık. 2011 yılının Şubat ayında gerçekleşen telefon görüşmesinin ikincisini de bugün veriyoruz. Tony Blair ile Kaddafi görüşmesinin ikinci bölümü de çarpıcı bilgiler içeriyor. Kaddafi’nin yaptığı Akdeniz’in yeniden güvensiz bir bölge haline geleceği ve ardından ise Avrupa’ya terör ihracının geleceği öngörüsü bugün için doğrulanmış durumda.

*Tony Blair: İnsanlarla konuştum, burada en temel şey şu: kan dökülmesine ve şiddet uygulanmasına son verilmek zorunda.

*Kaddafi: Kim bunu söylüyor? % 100 net söylüyorum, burada hiçbir şey olmuyor.

*Tony Blair: Bunlar haberlerde geçen raporlar, izin ver açıklayayım, çünkü insanlarla konuştum, herkes barışçıl bir şekilde bu sürecin sona ermesini istiyor.

*Kaddafi: Libya’da hiçbir savaş yok, kim söylüyor bunu? Onlar başka bir şey istiyorlar. Bu bir sömürgeleştirme kampanyası; sömürgeleştirmeye karşı direnmeliyiz. Burada hiçbir şey yok, hiç savaş yok, kimse de kan dökmüyor. Tripoli’ye gel, gözlerinle gör her şeyi.

*Tony Blair: İnanılan şey şu: bir savaş sürüp gidiyor orada, eğer gidecek güvenli bir yerin varsa, oraya gitmelisin. Çünkü bu savaş barışçıl bir şekilde sona ermeyecek ve orada bir değişim sürecinin başlaması zorunludur, bu değişim süreci yönetilebilir ve bunu yönetmenin bir yolunu bulmalıyız.

*Kaddafi: Öyle görünüyor ki bu bir sömürgeleştirme süreci, halkı silahlandırmak zorundayım ve savaşmak için hazırlanmalıyım.

*Tony Blair: Eğer lider olarak sen diyorsan ki şiddete bir son vermek istiyorum, o zaman bunun dünyada nasıl bilindiğini, dünyaya nasıl aksettiğini anlamak zorundasın. Benim kaygım bunun en barışçıl biçimde nasıl olacağının yolunu bulmak. Bir şekilde süreci yönetmek zorundayız. Yapılacak en iyi şey barışçıl bir değişimi getirecek süreci başlatmak ve ona bağlı kalmak.

*Kaddafi: Libya halkı ölecek, zarar ve yıkım Akdeniz’e yayılacak, Avrupa ve bütün dünya, bu silahlı grupları, bu durumu meşrulaştırmak için kullanıyor –ve biz onlarla savaşmak zorundayız.

*Tony Blair:Bu sürecin işletilmesi için ve barışçıl bir şekilde yürümesi için bir yol bulmak zorundasın. Bunu yapmanın tek yolu şudur, insanlara bir değişim sürecine girdiğinizi söyleyeceksin, halka karşı şiddet kullanmadığınızı ve kuvvete başvurmadığınızı söylüyorsunuz ve bu şimdi barışçıl bir şekilde yönetilmeli ve uygun bir şekilde barış korunmalı, Libya’nın bu durumu barışçıl bir şekilde değişim sürecine hazırlayacak pozisyonu almaya ihtiyacı var. ABD ve Avrupa Birliği şimdi çok zor bir konumda, bu sürecin barışçıl bir şekilde ilerleyeceğinin güvencesini halka vererek onlara geri dönmeye (onlara bilgi vermeye) ihtiyacım var.

*Kaddafi: Benim iktidarım yok ya da bir mandam (bir sömürgem) yok, Ben başkan değilim. Benim bırakacak hiçbir şeyim yok, bu tam da Libya halkının rolünü ilgilendirir, eğer onlar değişimi istiyorlarsa, ben bırakmam demem.

*Tony Blair: Şimdi olanların ışığında, bunun olabileceğini sanmıyorum, sürecin ilerlemesi için bir şeyler yapmalısın, şiddetin durması gerekiyor, yeni bir anayasanın hazırlanıp şekillenmesi lazım. En önemli şey bu değişim sürecinin başlaması burada, yalnızca bu yapılabilirse, eğer lider konumundaki insan (Kaddafi) bunun olacağına işaret ederse, yapılabilir bu. Şiddetin duracağı açıkça anlaşılır hale gelirse, bir değişim sürecinin yaşanacağına işaret etmelisiniz. Kendi tezimi tekrarlıyorum, insanlar bana diyor ki, eğer ayrılabileceği bir yol var ise şimdi oradan ayrılmalıdır. Sanıyorum bu barışçıl biçimde olabilir, şimdi harekete geçmeli lider konumundaki insan (Kaddafi) ve bir değişim olmasını istediğinin işaretini vermeli.

*Kaddafi: Nereye gitmesini istiyorlar? Onun bir mandası yok ki? (Where is he meant to go? He has no mandate.)

*Tony Blair: Liderin pozisyonu kritiktir, eğer lider olan şimdi barışçıl bir çözümü ve değişimi istediğinin işaretlerini verirse ve bir kenara çekilirse, güvenli bir yere gidebilir, sanıyorum bu barışçıl çözüm için sorunu kolaylaştırır. Eğer bunun olmasını istiyorsa, bu mesajı konuştuğum insanlara geri bildirebilirim. Bir değişim süreci var, bunun yürütülmesi gerekiyor - bunun liderin kendisi tarafından açık ve net bildirilmesi gerekiyor. Bu değişimi kabul ettiğinin işaretini vermesine ihtiyacımız var, bir kenara çekilmeli ve sürecin barışçıl şekilde yaşanmasına izin vermeli.

*Kaddafi: Burada kan dökülmüyor ki, bu oldukça önemli, ama eğer siz Libya’nın olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, bunun için savaşmaya hazırız, burası Irak gibi olacak. Niçin siz gelip Tripoli’yi gözlerinizle görmüyorsunuz?

*Tony Blair: Şunu söyleyeyim, … Öncelikle şunu netleştireyim, hiç kimse Libya’yı yeniden sömürgeleştirmek istemiyor - Libya Libyalılarındır.

*Kaddafi: Bizi kendi halimize bırakın, eğer Libya televizyonunu görmek istiyorsanız, destekleyen insanların büyüklüğünü kendiniz görün. TV büyüklüğünü gösteriyor, bu işi nasıl çözeceğimizi biliyoruz.

*Kaddafi: Telefonu televizyonun yanına koyuyor, burada savaş yok, gösteriler yok, “Yaşasın Kaddafi- çocuk bağırıyor.

*Kaddafi: Tripoli’ye gelin ve kendiniz görün.

*Tony Blair: Bir ona bakayım. Şimdi Ben Kuveyt’teyim, ama benim gerginliğim şundan kaynaklanıyor, olaylar çok hızlı gelişiyor ve eğer birkaç saat içinde bir çıkış yolu bulamazsak, ne olacağını ben de bilmiyorum. Lider konumundaki insanın vesile olması lazım, bir çıkış yolu açması lazım, eğer yapmazsa, çok sayıdaki Libyalı için kan dökülmesine biz son vereceğiz, bunun olmasını ben istemiyorum.

*Kaddafi: Burada kan dökülmüyor ve bir savaş devam etmiyor, istersen gel buraya kendin gör. İnsanlar Televizyon kanalları yoluyla bu söylentileri yayıyorlar. Bu insanlar Guantanamo’da tutuklu kalmış insanlar, biz o insanların adlarını biliyoruz, onlar El Kaide’yi destekliyorlar - siz El Kaide’yi destekliyor musunuz?

*Tony Blair: Hayır, kesinlikle değil, burada en önemli şey bu şeyin nasıl barışçıl bir yolla sona erdirilebileceği, barış noktasına nasıl ulaşabiliriz? Eğer insanlar oradaki liderin bir kenara çekildiğini görürlerse, bundan memnun olurlar. Eğer bu yarına ya da iki gün sonraya kadar devam ederse, geçmişteki noktaya tekrar dönmüş olacağız. Bunu diyorum çünkü buna derinden inanıyorum. Eğer bu durumdan hızlı bir şekilde çıkmayı başaracak yolu bulamazsak, bu geri dönüşü olmayan bir nokta olur, daha önceki aşamaya geri gitmiş olacağız.

*Kaddafi: Cezayir’de, Afganistan’da ve Pakistan’da ya da benzeri ülkelerde bir savaş yoktur - siz terörizmi destekliyor musunuz?

*Tony Blair: Terörizme ve El Kaide’ye tamamen karşıyız. Şimdi bundan tek çıkış yolu şimdikinin yerini alacak anayasal bir değişim sürecinin başlamasını olanaklı kılmaktır.

*Kaddafi: El Kaide üyeleri değişim için çalışmıyor - onların talebi bu değil. Bunlar çocuklar, onların hiçbiri anayasadan ya da değişimden söz etmiyor.

*Tony Blair: Ama işte bunun için önemli, bu durumda lider inisiyatif (öncülüğü ele) alır ve değişimden söz eder. Bunun barışçıl biçimde çözülmesi için son şansın değişim olduğunu en acil biçimde yaymak meselesi önem kazanıyor, bu mesajı yaymak istiyorum. Benim için oraya gelmenin mümkün olup olmadığını bilmiyorum.

*Kaddafi: Bunu barışçıl biçimde çözmez isek, bu sizin askeri müdahale yapacağınız anlamına mı geliyor?

*Tony Blair: Kesinlikle hayır, hiç kimse bunu istemiyor ve şu anda kimsenin aklında böyle bir şey yok, bu yeniden-sömürgeleştirme çabası değil. Onlar aşırı şekilde orada çatışmayı devam ettirmedikçe, barışçıl bir süreç orada işlemedikçe ancak. Benim arzum, şiddet dolu bir çatışmadan ziyade, orada barışçıl bir şeylerin yapılabilmesini sağlamaktır.

*Kaddafi: Nijerya’da, Afganistan’daki bu insanların, Taliban’ın anayasası mı var?

*Tony Blair: Bu durumda Lider bunun barışçıl bir yöntemle çözülmesini sağlayacak tek kişidir. Eğer bu çok hızlı yapılmaz ise, o zaman Libya’daki insanlar bunu çok yıkıcı hale getireceklerdir.

*Kaddafi: Bu olmayacaktır, eğer siz bir müdahale de bulunmaz iseniz, bu gece Libya halkına silahları vereceğim.

*Tony Blair: Biz bunu istemiyoruz.

*Kaddafi: Bizim sorunumuz yok, sadece bizi kendi halimize bırakın. Eğer siz gerçekten ciddi iseniz ve hakikati arıyorsanız, uçağa binin ve gelin, burada durumu kendiniz görün.

*Tony Blair: Bunu bir soruşturacağım mümkün mü diye. Bu mesajı yaymaya çalıştım (çalışıyorum) ve umut ederim ki bu durumda lider olan kişi dediklerimizin üzerinde düşünecektir ve biz şimdi lider olan kişinin inisiyatif almasına ihtiyaç duyuyoruz; ben sana barışçıl bir yolu teklif etmeye çalıştım.

*Kaddafi: Gelin buraya ve gerçekliği gözünüzle görün.

*Tony Blair: Telefon hatlarını açık tutun.